arabanın içini batırmamak adına son bir hamleyle yapılan hadise. trafiğe kapalı bir alana kadar dayanılabilmesi bir nebze hafifletici unsur sayılabilir.
özellikle son 5 yıllık dönemde branş, yaş grubu ve organizasyon ayırt etmeksizin derbi performansıyla taraftarının ömründen epey bir çalan galatasaray'ın tarihindeki unutulmaz zaferlerden biridir. rakip sahada 120 küsur dakika direnip geriye düşse de beraberliği yakalayan 11 "yürek" ve hayvan kadar bayrağı alıp rakibin sahasında santraya diken "yürekli" bir teknik adam...
çeşitli kaynaklarca söylenildiği kadarıyla * "anlat" ya da benzeri bişey olacağını tahmin etmekle beraber ciddi bir merak konusudur. her ölümlü elbet karşılaşacaktır o cümleyle...
"yakışlıklı değil ama sempatiksin" tarzı bir avutma cümlesidir bu. "çirkinsin, tipsizsin; ömür boyu yalnız kalacaksın" demekten daha cazip gelir nedense insanlara. zira kimse toplu intihar vakalarına sebep olmak istemez. soğuk espri denen hadisenin herkes tarafından tepki çekmesine rağmen hala ortadan kalkmamış olmasının, hatta her geçen gün kendini geliştirmesinin de sebeb-i hikmeti budur. gerçi az da olsa bir gerçeklik payı vardır. zira innsan hoşlandığı birini görünce normal şartlarda yüzünde bir gülümseme belirir. ayrıca kız erkek farketmeksizin insan yanında sıkıla sıkıla oturacağı birinden hazzetmez. hepsini geçtim efendi gibi davranarak, on düşünüp bir konuşarak, sessiz sakin ve olgun davranarak kız tavlamaya çalışmak; ligin son dört haftasına liderin 5, ikincinin 4 puan gerisinde girip şampiyonluk kovalamaya benzer. orospu çocuğu, piç ya da yavşak gibi çeşitli karakterlere bürünmek nedense çok daha fazla itibar sağlamaktadır bu konularda...
belki iki, belki üç, belki daha fazla yıldır üzerindeki bilimum baskı ve stresin kalkmasından mütevellit hissedilen duygu-düşünce bütünüdür. özgüven patlaması olabildiği gibi bir takım yanılsamalar da olması kuvvetle ihtimaldir.
öss birincisi olmanın bile öss'nin ne olduğunu anlamaya yetmeyeceğinin göstergesidir. istersen 380 üzerinden 760 al, neyin birincisi olduğunu bilmedikten sonra ne halta yarar ki?
an itibarı ile izmir seferihisar'da devam etmekte olan orman yangını ile ilgili olarak kanald ana haber'e yapılan bağlantıda muhabir olarak ekranda görünmüştür. muhteşem benzetmeleriyle yangını tek başıa söndürebileceği aşikardır.
zevkli olarak lanse edilen muhtemelen dizi, film ve benzeri bilimum türk yapımına da konu olan allah yarattı demeden vurmaktan öte bir dövmedir. özellikle yurdumun ergenlerinin bu eylemden edindiği zevk maksimumdur. burda bahsedilen dövme fiilinin açılımı genelde kurban olan kızcağızın kollarını büküp garip şekillere sokmak, ya da kolunu zorla yüzüne doğru götürüp kendi kendine tokat attırmak gibi bir takım enteresan hareketlerdir. genelde Yurdum ergenleri tarafından karşı cinse yaklaşmak, böyle abuk bir şekilde de olsa ilk kez karşı cinsle temas etmek amacıyla kullanılır. Bu zevk alınan eylemin uygulanabildiği kızlar da genelde ses çıkarmaz, ya da çıkaramaz. Bir noktada bir samimiyet göstergesidir. Zira yoldan çevirdiğiniz bir kızın kollarını tutmaya çalıştığınızda karşılaşacağınız tepki ortadadır. Oynaşmanın bir çeşididir aslında dövme olarak bahsedilen bu hareketler...
türk gelenek ve göreneklerinin yarattığı eserdir. karşı cinsle en ufak bir temas sonrası töre adı altında katledilen türk kızlarının nesilden nesile geliştirdiği savunma mekanizmasıdır.
elano'ya özgü olmayan, son 4-5 yılda "üç büyük"lerin yaptığı her transferde yaşanan hadisedir. transfer dönemi boyunca her gece sabaha kadar transfer nöbeti tutan, internette birbirlerinin transferine bok atan, transfer haberi çıkar çıkmaz diğer takım forumlarının görüntüsünü alıp kendi forumlarında "nasıl morardılar" diye yayınlayan, havaalanına yüzlerce kişi doluşup yeni transfer dahil birbirlerinin üzerine çıkmaya çalışan hastalıklı bir neslin ve okuyucu kitlesi o nesil olan medyanın halt yemesidir. ha bütün bunlar elano'nun tsl çapında iyi bir futbolcu ve transfer olduğu gerçeğini değiştirir mi, tabii ki değiştirmez ***. bunda artık çekilmez hale gelen, takımını gönülden seven taraftarı neredeyse takımından ve taraftarlarından soğutan "ezeli rekabet"in payı büyüktür. gözler o kadar körelmiştir ki desteklediği takımın herşeyi harikadır. rakip takım cristiano ronaldo'yu alıp getirse rezil transferdir. hatta arkadaş sohbetinde konuşurken "abi iyi güzel yükleniyoruz hücuma da servet- gökhan zan var defansta" dediğin zaman bile akıl almaz tepkiler alınabilmektedir.
büyük ihtimalle kişinin hayatının hatasıdır. kesin yerine büyük ihtimalle dememin sebebi tarıma ilgisi olan, hatta fiilen çalışmış ve 370 puan alabilecek kapasitede insanların çok çok çok çok az sayıda olmasıdır.
"aptal sarışın" denen insan türünü meydana getiren sebeplerin neden olduğu olaydır. aptal sarışın diye birşey vardır. zira sarışın denilen insan türü çok çok istisnai durumlar dışında "taş gibi" hatunlardır. erkek denen ırkın * "taş gibi" dişilere karşı pek bir yardımsever olduğu gerçektir. yani çoğu zaman sarışın denen türün kendi başına birşey yapma fırsatı olmamakta, bu sebeple aptallık olarak algılanan bir takım özellikler nesilden nesile daha da güçlenerek geçer. güzel olmayan kızların harika insanlar olması da aşığı yukarı buna benzer bir olaydır. zira her ne kadar bazı insanlar aksini iddia etse de dünya denen yerin düzeni karşı cins canlıların birbirleriyle ilişkileri üzerine kuruludur. güzel olmayan kızların elindeki yegane silah da insanlıklarıdır. bu özelliğin güzel kızlarda bulunmaması da aynı sebeplere bağlıdır. güzel olmayan kızlar karşı cinsin, hatta güzel olmama derecesine bağlı olarak kendi cinsin üyelerinden güzel olan kızlar kadar ilgi göremez. ilgiyi üzerine çekebilmek için de elindeki tek silah insani özellikleridir. Bu özellikler de nesilden nesile gelişerek güzel olmayan kız türü içinde aktarılmaya devam etmektedir. Güzel kızların büyük çoğunluğu güzel olmayan kızlar kadar harika insanlar **** olarak bilinmezler. Zira bu özelliklerini gizlemek zorundadırlar. Çünkü çevreye güzel olmayan kızlar gibi yaklaştıkları zaman karşı cins tarafından yanlış anlaşılma ihtimalleri istisnalar hariç %100dür. Bu sebeple bir savunma mekanizması olarak biraz daha normal, hatta soğuk dururlar ki bizim abaza milleti bu durumu bir tarafların havalanması olarak algıar. Halbuki o bir tarafların havalanması dediği tavırlar olmasa güzel kızların sokakta yürüyemeyecek duruma düşeceği, insanlardan kaçacak yer arayacak hale geleceği de ortadadır.
üç yılımı harcadığım ve harcadığım her dakika için pişman olduğum bölüm. anadan, babadan, dededen veya bilimum akrabadan kalmış bir tarlası olmayan ya da çocukluktan beri tarım, hayvancılık veya süt ürünleri imalatıyla ilgilenmemiş olanların kesinlikle yazmaması gerekir. Hatta özel yetenek sınavı gibi bir uygulamayla öğrenci almalı, üniversiteye kapağı atmayı düşünen ya da kendini üniversiteye kapağı atmak zorunda hisseden öğrencilerin yuvası olmaktan kurtarılmalıdır. Çoğu üniversitede ayrı bir fakülte statüsündedir ve senelik ortalama 300 gibi abartı bir kontejana sahiptir. Maksat okumak diyerek gelen tikyler, kumluca, çukurova ya da izmir-aydın taraflarında paraya para demeyen ailelerin eli yüzü düzgün çocukları, ailesiyle birlikte çocukluktan beri tarımla uğraşan ve nispeten kısıtlı imkanlarla okuyan gariban öğrenciler gibi çok farklı sosyo ekonomik sınıflara ev sahipliği yapar.
bunlar ekseriyetle çirkin kızlardır. çirkinlikleriyle orantılı olarak her türlü kozmetik ürünle haşır neşirdirler. elleri sürekli telefonlarındadır, çirkinlikleriyle ters orantılı olarak da ikili ilişkilerde yüksek lisans seviyesinde bilgi ve tecrübe sahibi olduklarını ıspatlama yönünde bir çabaları vardır. servis şöförüyle açıklanamaz bir bağları bulunur. servis ahalisinde; özellikle servisin etliye sütlüye bulaşmayan, kaba tabirle ezik sayılabilecek erkek öğrencileri üzerinde garip bir baskı ve üstünlükleri vardır. kendileri dışında kalan varsa kızlarla aralarında çekememezlik hakimdir. bu böğürerek konser verme eylemi örnek vermek gerekirse aşağı yukarı camlarına siyah film çekilmiş beyaz şahin'e abartı bir ses sitemi kurup içine doluşulan arabada abuk sabuk şarkıları son ses dinlemeye denk gelir. **
filmin yıldızı ahtapotun yanı sıra diğer bir yaran sahnesi de filmin sonlarına doğru tarkan'ın neredeyse yaylanmadan zıplayarak yaklaşık 5-6 metre yükseklikte duvarın üzerine çıkmasıdır.
fenerbahçeli olmayan ziyaretçilerin transfer ve mağlubiyet sonrası yazılanlar için uğradığı; iki tık yukarda kendi futbolcularına açık seçik edilen hakaretleri görmezden geldiği site. her tarafta makara konusu olmasına rağmen hala ziyaretçilere açık olmasının asıl sebebi sanırım bu...
parçalıda bir ilginçlik denenmiştir. sarı ile kırmızının yerleri değişmiş, kollar da gövdeyle aynı renk olmuştur. bir de kıçında başında, her tarafında reklam olmasa 1908 havası yakalancaktı belki... beyaz vasattır, mor rezilliktir. bir de mor rengi yutturmak için mitolojiye filan girilmiştir, o daha da büyük bir rezilliktir.