dance me to the end of love
295 (zehir gibi)
on birinci nesil yazar 10 takipçi 71.10 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    eser gökay

    4.
  1. işsizlikten durdum adamın sesine âşık oldum. Günlerdir, gecelerdir onun sesiyle uyuyup uyanıyorum. Sesi daha güzel olan pek çok kişi var elbette ama şiirleri ondan daha duygulu okuyanı yok.
    Yine o andayım.
    "ben bir anıyı ağırlamakla geçen hayatlardanım"

    https://youtu.be/gEjLOSEQE8k
    4 ...
  2. uzak anın görüntüsü

    1.
  3. "gönlüm dünden de uzakta" diyor bir şarkıda. Fotoğraflar da öyle. Uzak anlar biriktiriyoruz hep.

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1579884/+
    9 ...
  4. gecenin film sahnesi

    264.
  5. "Deli bir adam size kendinizden utanmanızı söylüyorsa ne biçim bir dünyadır burası?"

    https://youtu.be/6unYmcTPjTA
    6 ...
  6. oruç aruoba

    159.
  7. Ne beklediğini bilerek -ama beklemeden- yaşayacaksın: en çok beklediğinin de gelse bile bir gün, hiçbirzaman beklediğin anlamda gelmeyeceğini bilerek...
    Yaşamın bir bekleme olacak -ama beklemeden yaşayacaksın.

    De ki işte-56
    9 ...
  8. gecenin şarkısı

    26349.
  9. Yürüyoruz ateşe hep bir heves
    Dönülür mü başa bembeyaz
    Sineye çekilen yangınlardan
    Bir avuç kül, biraz alaz
    ...
    Sezen aksu-köz

    https://youtu.be/5FFn6FXteew
    3 ...
  10. herkes ve hiç kimse için

    1.
  11. Böyle buyurdu Zerdüşt kitabının giriş cümlesidir. Anlaşıldığı kadarıyla herkes için ve anlatılamayan tarafıyla hiç kimse için bu kitap demek istemiştir Nietzsche. Çünkü felsefe budur.

    Cem yayınevinden çıkan turan Oflazoğlu çevirisinde ise bu cümle "bir kitap ki herkese göre ve kimseye göre değil." şeklinde geçer.
    6 ...
  12. tomris uyar

    142.
  13. Bütün öykü kitaplarını yarıda bırakıyorum. Sonra kitap okumaya en istekli olduğum bir zamanda elime alıp tekrar bırakıyorum. Sanırım hiçbir zaman bitmeyecek onun öyküleri.
    3 ...
  14. istanbul un en güzel ilçesi

    222.
  15. Beykoz'la Üsküdar arasında kararsızım.
    5 ...
  16. yol ayrımı

    31.
  17. Bugün izlediğim ancak beklediğim etkiyi bulamadığım bir Yavuz Turgul filmi. Şener Şen ve diğer oyuncuların oyunculuğuna diyecek yok. Filmin başı ve sonu çok ama çok eksik. Orta kısımlarda Rutkay Aziz de olmasa bayağı sıkıcı olurdu. Filmde Hasan Ali Toptaş'ın "Kuşlar Yasına gider" kitabı dikkatimi çekti. Ve tabi ki Gülten Akın...

    Olmamış be Yavuz Hocam. Sen ki Keje'yi konuşturmuş adamsın.
    7 ...
  18. sozluk yazarlarinin favori filmleri

    3.
  19. Sevmek Zamanı, vesikalı yarim, The Seventh Seal, Nostalgia, what's the time in your world, the weeping meadow, fight club.
    5 ...
  20. hayatınızı hangi yönetmen yönetiyor

    3.
  21. üstteki yazarın nickinin düşündürdüğü

    60.
  22. elmadilimbiravepatates: incir reçeli filmi geldi aklıma.
    3 ...
  23. gelmiş geçmiş en felsefi söz

    458.
  24. dönersen ıslık çal

    27.
  25. Son zamanlarda en çok dinlediğim şarkılardan biri. "olmuyor ne yapsam olmuyor"
    4 ...
  26. kevin spacey

    127.
  27. 2003 yapımı "the life of david Gale" filmiyle gönlüme taht kurmuş oyuncudur kendileri.
    4 ...
  28. yazarların okudukları üniversiteler

    15.
  29. istanbul Üniversitesi. Başka üniversitelerde de bir şeyler okudum ama en güzel yıllarım orada geçti.
    4 ...
  30. en yakındaki kitabın yazarı

    8288.
  31. sözlük yazarlarının nick lerini seçme nedenleri

    235.
  32. Sözlükte hesap açmam planlı bir karar değildi. Canım sıkılıyordu ve o sırada Leonard Cohen söylüyordu.
    2 ...
  33. gecenin şiiri

    9287.
  34. özenle soyduğum şu elma söyle şimdi kimindir
    özenle ne yapıyorsam bilirsin artık senindir

    suya giden adam meselâ omuzunu eğri tutsa
    güneş su ve adamın omzundaki eğrilik senindir

    ayağa kalkarsın, adına uygunsun ve haklısın
    kararan dünya bildiğin gibi sık sık senindir

    kararan dünya, yeni bir güle bir ateş parçasıdır
    bir ateş parçasından arta kalan soylu karanlık senindir

    bir deneyli geçmişi aldın geldin yeniyi güzel boyadın
    ben bilirim sen de bil ilk aydınlık senindir

    çünkü bir silah gibi tutarsın tuttuğun her şeyi
    her yeri bir uyarma diye tutan ıslık senindir

    senindir ey sonsuz veren ne varsa hayat gibi
    tutma soluğunu, genişle, öz ve kabuk senindir

    ey en güzel görüntüsü çiçeklere dökülen bir çavlanın
    aşkım, sonsuzum, bu dünyada ne var ne yok senindir
    7 ...
  35. bittiğine üzüldüğünüz şeyler

    210.
  36. denizin insana hissettirdikleri

    4.
  37. Biraz rüzgar biraz dalga varsa ve mevsim sonbaharsa "Vesikalı Yarim" filmi aklıma gelir. Çok mutlu olsam bile hüzün çöker yüzüme. Şükran Ay - Kalbimi Kıra Kıra şarkısı döner durur zihnimde. Sigara içmediğim halde sigara içme isteği uyanır.
    4 ...
  38. sözlük yazarlarının ruh halini anlatan replik

    114.
  39. gecenin metal şarkısı

    388.
  40. gecenin türküsü

    360.
  41. kitap alıntıları

    1709.
  42. “...güzellik, anlaşılabilmesi için en küçük sessizliğe muhtaçtır”

    gülüşün ve unutuşun kitabı-milan kundera
    3 ...
  43. kitaplardan uyarlanan iyi filmler

    3.
  44. Film değil de aklıma dizi geldi. Türk dizisi "Sıdıka" Atilla Atalay'ın aynı isimdeki kitabından uyarlamaymış. Senaristliğini de yine yazarın kendisi yapmıştır. Küçükken seve seve izlediğim bu dizinin önce kitabını okumak isterdim.
    1 ...
  45. inancın ölümü

    1.
  46. Evet ölümlüdür. "keşke" sözcüğünü kullanmadan önceki yitiklerimizdir.
    5 ...
  47. her şey seninle güzel

    14.
  48. Bestesiyle güftesiyle gerçek aşkın anlatıldığı enfes parçalardan biridir. içindeki fırtınaya ses olmasını isteyenler tarafından dinlenir. Lâkin o ses hiçbir zaman gelmeyecektir.
    0 ...
  49. didem madak

    156.
  50. 128 dikişle ağrı'yı yazan büyük şair.

    Sonbaharların kralı gelirmiş meğer istanbul'a
    ciğerlerimin filmini çektiler
    ciğerlerim artiz oldular icabında
    akut alevlenmiş kronik bir sonbahar gibi bakıyordu
    sigara figüran falan.
    ben kırmızı bir yaprağı oynuyordum esas kız olarak
    uçuşuyordum, uçuşmakmış meğer benim anlamım
    ben bunu geç anladım.
    senin için şiir yazacaktım istanbul
    ismini ağrı koyacaktım.
    oysa bir şiir niyeydi sanki
    yer içer sevişir miydi sanki bir şiir
    hamsi ısmarlar mıydı mesela bir şiir insana?
    fotoğraf çektirebilir miydi mesela hipodromda atlarla?
    rakı içebilir miydi samatya'da
    bir şiir uyur muydu kuş gibi
    başını alıp da kanatlarının altına?
    oysa bir şiir neydi sanki
    ben seni ciğerimin köşesindeki arıza kadar sevdim
    bir şiir seni bu kadar sever miydi sanıyorsun istanbul?
    bağırdım sokaklarına kartondan postlar sermiş ayyaşlara
    bana kerametinizi gösterin
    kermatenizi gösterin bana!
    bir dikişte içtim bir şişe geceni
    yıldız komasına girmek istiyordum,
    istiyordum dolunay çarpsındı beni
    kurt adamlarım serbest kalsındı icabında
    kimim fazladan puştluğu varsa bir sigara sarsındı bana
    kin kusulsundu, öç alınsın
    icabında modern kadındım, ne zaman şişmanlasa ruhum
    hemen yarın yeni bir intihara başladım.
    ben fazla yemesem diyorum baylar yani
    bu kadar hınç bana fazla.
    icabında bir allah bir allah daha
    çok tanrılı bir din ederdi
    bırak müridin olayım istanbul
    sen beni hep bir şiir sanıyordun istanbul
    oysa çakmaktaşları gibi kıvılcımlıydı gözyaşlarım
    ağlamaktan kızaran bir örnek burnum ve gözaltlarımla
    bu şiiri ben yaralı bir panda vaziyetinde yazdım
    canım yandı
    bu şiiri ben bir yangın vaziyetinde yazdım
    şimdi bırak sana kedilerime süt getiren eski günlerimi anlatayım
    kapıma gül bırakan adamları
    ben de icabında bir hafıza mağduruyum
    cumartesi günleri gayri annemlerle birlikte
    sokaklarında eylemler yapayım.
    benim ne sakal yanığı günlerim oldu
    guruba bak ve beni an
    öpüşmekten yorgun ve kızıl
    bir şiir sana bunları söyler miydi sanıyorsun?
    yağmurlarında yıkanan kırmızı banklarına baktım
    bütün allar bir gün solarmış
    ben bunu geç anladım
    yağmur meğer tanrının zulmüymüş istanbul.
    ağrı neydi, neremdeydi, neresiydi ağrı
    kim bana kalbimin menzilini soracaksa sorsun artık
    ağrıdurmadanağrıdurmadanağrıdurmadan
    ağrı benim durmadan doruğuna tırmandığım
    meğer yüksek bir dağmış.
    üstümü ara
    cebimdeki şiiri usulca kaydırayım senden tarafa
    ellerimi de kaldırdım bak
    hazırım tutkumu tutukla.
    şiirsizim
    bu şiir senin ismini ağrı koyar mıydı sanıyorsun istanbul
    ben bu şiiri kusarak yazdım.
    4 ...
  51. gecenin şiiri

    9276.
  52. düşüyorum
    karıncanın peşine minik depremler oluyor
    yabanıl ot kokuları, sonra düşler, düşüyorum
    puslu bir görüntü tarih dediğimiz ve kirli
    sular buharlaşıyor buluşalım dediğin denizde

    burdayım sözümde, yanlışsa da bu istasyon
    bir ben yitirmedim galiba belleğimi bir de
    şiir yazanlar, ne kadardılar ve nerdeydiler
    hatıralar üretiyorum telgraf tellerinden
    akşamüstleri fesleğenleri suluyorum
    bekle demiyorum kimseye, unutma demiyorum

    acı soysuzlaşınca tiranlaşıyor belleksizlik
    inat ve öfke, kaybediş ve kayboluş oluyoruz
    komikti dıştan bakınca dünya ama hırçın
    ayışığı, telgraf direkleri ve fesleğenler
    burdayız işte durgun bir sessizlikteyiz şimdi

    unutulan bir şey kaldı mı diye soruyor tiran
    kampana çalarken çöldeyiz o geniş çevrende
    mısır'ı soyun diyordu musa belleksizdir firavun
    babil ve burası iki istasyon iki uzak nokta
    belki bir imgede düzlem olabilen iki grilik

    düşler ve tarih inilecek son istasyon
    burdayım işte güzel bir yanlıştayım şimdi
    beklemesini bilmiyor acelesi olan ve nedense
    çekip gidiyorlar, kalanlar o kadar azız ki
    o kadar azız ki mutluluk bile bizden çok.

    Ahmet Telli
    2 ...
  53. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük