oluyomus amk. bende anlamadım. 7 sene hangi ara geçti de ayrıldık onu da anlamadım. ikimizde aynı düşü görmüyormuyduk? aynı umudu paylaşmıyormuyduk? bütün yaşananları gurur adı altında yokedebilecek kadar basitmiydi herşey. bunu da anlamadım yemin ederim.
özetle hiçbişey anlamadım. ne bu olanlardan ne de beraber geçen 7 yıldan. hiçbişey kalmadı bende bomboş kaldım anlamsız anlamsız yaşıyorum. o kadar.
Bu aralar dilime pelesenk olan güzel bir Mustafa Ceceli parçası. Ayrıca sözü ve müziği Soner Sarıkabadayı' ya aitmiş.
Anılar var sana dair,
Silinmiyor istesem de yürek hazırken.
Acılar var zaten, gönül zahir,
Ölünmüyor istesem de ecelinle
Uyudum ben, büyüdüm ben.
Yüreğimi niye pişmanlık sarıyor?
Her lokmam sen, her yudum sen
Ne yapıyor ne ediyor gönül sana varıyor.
Gidişini ben anca anca hazmettim.
Aramızdaki ince farkı fark ettim.
Bir yere kadar demiştin, ben o yere kadar direndim.
Seni bana yazılmış bir şarkı zannettim.
Kurcalamaktan sıkıldığım google icadı. Gmail ile böyle kötü başlamamıştım ama wave denilen zımbırtı gerçekten çok karışık bir sisteme sahip.
Not: Ben " i need this " şeklinde kısa ve öz bir davetiye isteği yaptım, yetkililer hemen olur verdi. Ayrıca elimdeki 8 davetiyenin dört adeti başka site davetiyeleri ile takas edilecek, diğer dördü ise sözlükçü arkadaşlara hediyem olacaktır.
bugün itibariyle yaptırdığım hadisedir. samsun askerlik şubesinin bahçesinde kurulan bir çadırda sadece don kalana kadar üzerimde ne varsa cıkardım. sonra çadırın 20 metre ötesinde 5 adet tahta masa ve 1 adet paravandan oluşan muayene alanına geldim. heyet bayağı sağlamdı: 1 albay, 1 tabip üsteğmen ve 3 at hırsızı kılıklı memur. elimde evraklarla masa masa dolaşmaya başladım. sivil memurların bürokrasi işlemlerinden sonra tabip üsteğmen herhangi bir sağlık problemimin olup olmadığını sordu. astım hastası olduğumu, ilaç kullandığımı söyledikten sonra beni paravanın arkasına davet etti. höst demeye kalmadan donunu indir komutunu aldım. emrederseniz komutanım edasıyla anında görüntü malzemeyi üsteğmene gösterdikten sonra imzalar atıldı, askerliğe elverişli olduğumu ve arızalarım olduğunu bildiren* belgeyi de son memura teslim ettim. demek ki neymiş soyuyorlarmış.
yanlış hatırlamıyorsam 2016 yılındaydık. takım da soğuk algınlığı başgöstermişti ve sürekli birbirlerine bulaştırıyordu topçular. oynatacak adam bulamıyordum terefsizim.
(bkz: bu da böyle bir anımdır)
Söz ve Müziği Serkan Söylemez'e ait insanın yüreğine dokunan bir Gökhan Türkmen parçası.
Bir gece bitti düşüm aniden
Aniden sahiden bir sahilden
Bir gece daha bitti ömrümden
Ömrümden gönlümden her günümden
Sen miydin ben artık yokum diyen
Der miydim böylesini hiç sen
Sevmiştin hani çokta mutluydun
Umutluydun hani sen bu sevgiden,
Sevgini bir başka sanırdım
Sanırdım sarıldım yanıldım
Bu rüya hiç bitmez sanırdım
Sanırdım yanıldım kırıldım
Yalanmış tüm gerçek bildiğim
Bir damlaymış dünyalar dediğim
Denizler götürse gözyaşımı
Anlar mı sevgilim dediğim
Durunca dünya durunca
Hayat durunca anlar durunca
Ve ben bir karınca sevdim kararınca
Düştüm rüyalardan düşler kararınca
Ah bendim bebeğin hani essiz çiçeğin
Şimdi yalnızlığımla nerelere gideyim
Sorunca kader sorunca dostum sorunca kendime sorunca
Ve canım ben bir yonca ama öldüm solunca
Bile bile yüreğin yaprağımı yolunca
Ah bendim herşeyin hani sonsuz emelin
Şimdi yalnızlığınla nerelere gideyim
Kaç kez geçmiştim senin için canımdan
Gözümü kırpmazdım kan gitse yarımdan
Ve kimler gitmişti ah neler yanımdan,
Sen hep yanımdaydın daha başlamadan
Ah sendin dünyalar, ne gökler ne diyarlar
Şimdi yokluğunda büyüyor yalnızlıklar
amele olduğu söylenemeyecek olan insandır. biranın 2.5 tl olduğu güzel ülkemde sürekli bira içmek gerçektende zenginlik göstergesi sayılabilecek bir durumdur. ortalama 15 tl lik birayla elde edeceği efektleri 3 liralık küp şarabı ile elde edebilir fakat zevk ve tercih meselesi heryerde olduğu gibi burda da karşımıza çıkmıştır.
bodrum torba civarında çöplük alanda çıkan yangının ormanlık alana sıçramasıyla büyümüş olan ve an itibariyle devam etmekte olan yangındır. 30 itfaiye aracı, 20 arazöz ve 100 orman işçisi ile yangına müdehale edildiği söylenmekte. ayrıca yaklaşık olarak 10 hektar makilik alanın kül olduğu söyleniyor. inşallah daha fazla büyümeden söndürülür.
hafif bi ızgara balık kokusuyla birleşince zevkine doyum olmayan bir an yaşatır insana. mazi hatırlanır, gülücükler oluşur insanın yüzünde. daha sonra pişmanlıklar gelir insanın aklına. rakıyı yudumlarken gökyüzündeki yıldızlara bakarsın, lanet edersin. şu an yanımda olmalıydı dersin, nefret edersin kendinden. bir daha yudumlarsın. yudumladıkça yakamoza bakarsın; balık olmak istersin veyahut denize düşen ay. düşünürsün kendi kendine neden? böyle olmak zorundamıydı? bir an müzeyyen ablanın sesi gelir uzaktan hoş bir seda ile. deniz de sevgiliyi hatırlatır sana, rakı da. ne yapsan ne etsen unutmazsın.
50 cent'in varmısın yokmusun'da solo albüm çıkarması için yarıştığı rapci. istanbul Attack da gayet güzel şekilde kendini duyurmuş ve tanıtmıştır. Ama anlayamadığım bi şekilde solo albüm sevdasına düşmüştür. Acaba kendini Fuchs'dan daha iyi mi sanıyor. Öyle düşünürse yanıldığını kendine bildirmeyi bir borç bilirim.
seth rogen in yine beklentilere cevap veren oyunculuğuyla pineapple express denen marijuana türünün karışması sonucu ortaya çıkmış kafa yapan bir komedi. ayrıca o haçtan yapmak isteyenler aşağıda yer alan resme bakabilirler ama yapmak iş eğitimi dersinden 10 almak kadar zor.* http://www.facebook.com/p...1357767&id=1417140016
yapılan anestezi öyle güzel bir anestezidir ki refakatçiniz yapılan iğnenin dolu şişesini endoskopi odasından çalmaya çalışabilir, yasanan kafa yüzünden endoskopiye girmeye yeltenebilir.
(bkz: dormicum)
steril ortamda denemem lazım dedirten eylem. gerçekten de iyi bir atraksiyon gibi gözüküyor. en azından benim kadar nutellayı seviyorsanız nutella hatırına bile yapılabilir.
Emre Lugano'ya nasıl parmak atamaz diye kendimi kendimi yediğim, son zamanların en rezil derbisi. kimse kazanmadığı gibi üstüne bir de futbol kaybetti.