iki yıl önce gazi üniversitesi fransızca öğretmenliği bölümünü bitirdim ve turizm, havacılık alanlarında bu dili kullanarak çalışmalar gerçekleştirdim.
bunun yanı sıra yetişkinler için özel dersler ve grup dersleri ile genel fransızca üzerine çalışıyorum.
birebir yaptığım dersleri malum şartlardan dolayı online platform üzerinden gerçekleştiriyorum ve böylelikle dünyanın herhangi bir yerindeki kişiye de ulaşmak mümkün oluyor.
fransız dili ile ilgileniyorsanız ders planı için iletişime geçebilirsiniz.
çeşitli kurslarda verdiğim grup ve özel derslerden sonra son bir aydır online fransızca kursu vererek bu amaç uğrunda çabalayan insanlara yardım ediyorum.
aslına bakarsanız zor bir iş değildir fakat hepsinden önce dili o ülkenin ve milletin kültürü ile bir bütün görmeniz gerekir. örnek vermek gerekirse iyi bir fransızca bilgisi için fransızca konuşulan ülkelere seyahat edip, fransız sinemasından filmler izlemek, orijinal metinlerden yemek tarifleri uygulamak, tv5 izlemek gibi eylemlerde bulunmak da gerekir.
bir yabancı dil öğrenme niyetiniz varsa fransızcayı tavsiye eder, üstüne bir de tarafımdan özel ders almak isterseniz mesajlarınızı beklerim.
prenez soin de vous, bisous bisous.
maliyetler kısılıp bilet fiyatlarına müşteri açısından olumlu şekilde yansıtılacaksa desteklediğim karar.
yahu ümmeti muhammed aşkına, glikoz bombası ucuz plastik keke ya da bir bardak kreması bol kahve ılık su karışımına da tenezzül etmeyin.
Avrupa'daki otobüs yolculuklarında muavin ve ikram bulunmaz. Sebebi budur ki nice - lyon arası 7 saatlik yolculuğu 15 euro gibi cüzi bir fiyata yapabilirsiniz. Otobüs şoförünün zevkine göre de bir benzin istasyonunda kahve ve yemek molası verilir, herkes keyfine bakar. Ülkemizde de firmaların bu yöntemi benimsemesi ve fiyatlarda da aşağı yönlü bir hareket temenni edilir.
deli gibi yemek paylaşma hastalığının tezahürü nihayetinde sözlüğe de sirayet etmiş.
bakmayın böyle eski kelimeler kullandığıma ben de sizden biriyim aslında ama yapmayın böyle yahu.
peki tamam en akşamcı yine sizsiniz sözlükçüler. rakı edebiyatı yok mu hani?
sanki tornadan çıkmış gibi hepsi birbirinin aynısı kalıptaki entryler ile sözlük çapında denenen bir algı yönetimi çabası.
ne diyeyim, allah ıslah etsin.
zaten bilgi birikim açısından içinin iyice boşaltıldığı sözlüğe son darbeyi vuran 'demokrasi' hareketi.
başarılar.
TBBM'ye sunulan kanun teklifi ile hayata geçirilecek uygulama.
oldukça yerinde karar.
en son izlediğim filmde 16.00 seansı için salonda yerlerini alanlara 25 dakika boyunca reklam izletilerek filme neredeyse ilan edilenden yarım saat sonra başlandı.
zaten fahiş fiyatlara sattığın bilet için filmden önce bir de 25 dakika reklama maruz bırakarak insanların sinirleriyle oynamaya gerek yok.
bu vesileyle kültür ve turizm bakanlığı adı altında bir bakanlık olduğunu da öğrenmiş olduk.
tahinsiz olmuyor, olamıyor.
bir de yalnızca üzerine gezdirdiğiniz tahin yeterli değil bence.
hafif derin bir kabın içine biraz tahin alacaksınız, çatalla böldüğünüz kabak parçalarını tahine batırıp lap lap götüreceksiniz.
iyi ki var tahin. buradan sonra fasulye piyazı başlığına gideceğim. sanırım en çok ona yakışıyor.
gün geçmiyor ki insanların zevkleri üzerinden bir linç girişimi daha yaşanmasın.
size ne amk.
doğru hazırlanmış ve doğru biçimde pişirilmiş olduktan sonra en fazla tercih ettiğim pişirme seviyesi ingilizlerin medium rare, fransızların saignant ismini verdikleri orta az derecesidir.
birkaç cm kalınlığında kesilmesi gereken eti dövüp amına koyarak teflon tavada dakikalarca pişirip suyunu, aromasını sikip attıktan sonra geviş getire getire çiğneyip et yediğini sanmaksa marifet devam edin amk cahilleri.
insanların zevkine saldırıp ağız tadlarını kaçırmayın güzel kardeşlerim benim.
öpüldünüz, afiyet olsun.
zor bir durum olabilir elbette, allah kurtarsın.
yalnız yeri gelmişken, her hapishaneye düşene sanki hiç suçu yokken düşmüş de haklı bulunacağı günü bekliyormuş gibi yaklaşmak pek doğru bir davranış gibi gelmiyor bana.
belki hepsi olmayabilir ama kader mahkumu diye adlandırılan birçok kişi gasp, adam öldürme, tecavüz gibi suçlardan orada ve cezasını çekiyor. hatta kimine hak ettiğinden çok daha az komik cezalar veriliyor.
bu sizin kardeşiniz, arkadaşınız, anneniz ya da babanız olabilir ancak birtakım gerçekleri değiştirmez.
hele ki son zamanda televizyon/internet dizilerinde hapisteki serserilerin birer kahraman gibi gösterilmesi zaten caydırıcı olmayan ceza sistemi karşısında gençleri iyiden iyiye suça teşvik ediyor.
alışkanlık haline geliyor bir süre sonra.
bu durum her şehir için geçerli tabi.
ancak buradaki durum biraz daha farklı bana kalırsa. başka bir büyükşehirde de uzunca bir süre yaşamama rağmen o şehirde olduğumun farkına belirli aralıkla varıyordum.
burada öyle değil. artık aklıma hangi şehirde olduğum sorusu bile gelmiyor. ne bileyim vücudunuzun bir uzvu gibi düşünün işte. öyle bir hal alıyor.
güzel bir semtinde yaşıyorsanız bence yaşamak için sayılı ideal şehirler arasında.
kimi bilinen yerler hariç buradaki insanların çoğu belirli bir kültür düzeyine sahip olduğu için canınızı çok sıkmaz etraftaki insanlar. kendi halinizde takılır gidersiniz.
rezilliğin şişelenmiş halidir.
patatese, hamburgere yakışmayıp perperişan ettiği gibi şimdi bir de pilava eklenmeli midir tartışması almış yürümüş.
oğlum saçmalamayın bu damak tadı farklılığı ya da görecelilik ile açıklanabilecek türden bir durum değil lan. pilav gibi kaliteli pirinç ve tereyağının damakları şenlendirdiği bir güzelliğe bu ne idüğü belirsiz şekerlenmiş çürük domates suyu reva görülebilir mi.
sos camiasının en karaktersiz şerefsiz olanı budur.
her durumda olduğu gibi burada da kötüler kazanmıştır allah kahretmesin ki. aşırı popülerliği bu yüzdendir.
enteresan.
market alışverişlerinde tam tersi bir durum gözlüyordum ben halbuki.
alınan ürünleri koyduktan sonra birkaç tomar da yanlarında götürüyorlardı.
yanlış gördüm herhalde.
kullanan kişi 45 yaş altı ise ciddi bir problem olduğunun kanıtıdır.
birçok dildeki iyi dileğin dilimizdeki karşılığı olarak ''iyi günler'' gibi bir hitap tarzı olmasına rağmen neden böyle boktan boyama bir şeye ihtiyaç duyulur?
saatini kaçırdığını düşünüyorsan iyi günler deyip geçebilirsin, yeter ki götünden element uydurma.
ayrıca günaydın da biraz göreceli bir kavram değil midir?
ben öğlen 12'de uyandıysam bana günaydındır ve 13'te karşılaştığım birine tünaydın yerine pek ala günaydın da diyebilme özgürlüğüne sahibimdir.
otoriteleri boş yere meşgul etmeyin.
okuması buradan kat ve kat keyifli, tartışılmaz.
bugün 2012 yılında oluşturduğum hesabıma birkaç entry takviyesiyle çaylak onay sırasına girdim. 39 binli bir rakamdan ve ilgili başlıkta üç dört yıllık bekleme sürelerinden bahsediliyordu.
istemsizce verdiğim e ananın amı ama tepkisinden sonra kuyruğumu kıstırıp kürkçü dükkanına dönüp ekşiye bok atmaya karar verdim.
kabul edildiğimde hala elim ayağım tutuyo olursa siktirir giderim belki, bilemiyorum.
oyunun kaderini beşiktaş açısından en çok etkileyecek oyunculardan en önemlisi belki de medel'di. iyi ya da kötü oyun çok fark etmez derbi her koşulda derbidir. kadıköy deplasmanı hiç şüphesiz ligdeki en zor maçtır bana göre. uzun zamandır şansımız da tutmuyor, oturmamış kadro ve oyun, hafta içi avrupa maçını da düşününce görüntü çok flu şu an. maç şansı, anlık olaylar ve bireysel yetenekler ibreyi lehimize çevirebilir. duran toplarda iyi gidiyoruz son maçlarda ki derbi düğümünün çözülmesi için duran toplar çok önemli silahlardır.
perşembe gününden itibaren hakemin konuşulmaya başlanmadığı, son olaylı derbinin izlerinden eser olmadan sakin ve kaliteli bir maç izlemek dileğiyle ilk başta. şenol hoca şu maçı takımın kazanmasından çok şahsi mesele olarak görmeyi bırakmışsa eğer şansımız var. onun haricinde 2005 yılından bu zamana kadar aldığımız skorlardan daha farklısını beklemiyorum.
büyük poşetlerin fiyatı 25, küçük poşetlerin ise 10 kuruştur.
sanıldığı gibi 50 kuruş değildir.
daha büyük yanılgı ise en çok parayı poşetten kazandıkları.
hayır, poşet gelirlerinin tamamı deniztemiz derneği turmepa'ya gidiyor ve 2015'ten beri yapılan bu uygulama sayesinde 3 milyon litreden fazla deniz suyu temizlendi.
2019'dan itibaren tüm Türkiye'de geçerli olacak bu uygulamaya destek verip, plastik poşet kullanımını minimuma indirmek geleceğimiz için hayati önem taşıyor.
turgut uyarlar, sezai karakoçlar, nilgün marmaralar ile haşır neşir olma hayali ile gelenden daha realisttir.
hayaller ikinci yeni, hayatlar orta harezm türkçesi ve türevleri.
eylül ayındaki fas yolculuğumda kullanacağım havayolu şirketi.
internette kalkış esnasında allah-ü ekber anonslarının verildiği acayip videolar var.
bir yönüyle bizim pegasusu andırıyor, kabin haricindeki bagajdan bile ücret talep ediyorlar.
ilginç bir deneyim olacak, bakalım.
türk kültüründe kahvaltıda ne içmek varmış çok merak ediyorum.
bakın sevgili arkadaşlar, bilmiyorsanız eğer götünüzden element uydurmayın çok rica ediyorum.
çay denilen bitki bu topraklara ismet inönü zamanında gelmiştir ve türk kültürüne sonradan adapte edilmiştir.
dünya dillerindeki chai ve tea ayrımı da bu bitkinin yetiştiği uzak doğudaki iki farklı kabile diline dayanmaktadır.
bugün üzerinde yaşadığınız anadolu topraklarında yüz yıllardır kahve kültürü vardır ancak şimdiki halinden ve o zamanki batı kültüründen biraz daha farklıdır.
şarj problemi yaşadığı için kapatanlar varmış.
şekil olsun diye alıyosunuz elmaları sonra prize bağlı yaşıyosunuz amk.
ne yediği veri ne de tükettiği şarj sikimde.
zaruri haller dışında hep açık. gece boyunca yediği veri belki 10 mb, tükettiği şarj en çok yüzde 3.
sony iftiharla sunar.
hahahaha japon yeni kurunu çevirip yaşanırmış diyen var amına koyayım.
yen hesabında kuruş, coin gibi birimler yok arkadaşlar.
o yüzden yen hesabı yaparken yüzde birini hesaplayacaksınız.
yani 200 yen eşittir 6.42 tl değil 2 yen eşittir 6.42 tl hesabıdır doğrusu.