kabulüm "ilik gibi abla" lafını büyük bir kısmı bizden daha çok kabul eder. ama hızlı deforme oluyorlar. geçen gün polikliniğe botoxa gelmiş 34lük rus abla bence 50 yaşında ve yaşına göre güzel bir rus ablaydı. onlar ömürlük değil abi, seyirlik.
bugün portalda soru sorduğunu görünce "aa ne tatlı çocuktu ya analizi birlikte alıyorduk, sayesinde 23 almıştım." dedim ve profiline girdim. lan. biz dün daha birlikte kopya çekiyorduk. daha okul bitmedi. arkandan atlı mı kovaladı? nerene evlendin? yetmedi bir de çocuk yaptın? ay başım. kötü oluyorum.
sende nasıl var hayret ettiğim özgüvenin, kabalığın, aksiliğin, "bakın bu mahalledeki en cool çocuk benim ve siz bana tapacaksınız" tavrın, biri diğerinden düşük göğsün, solunda döneri olan kaşın, meymeletsiz suratın hepiniz siktirip gidin lan hayatımdan. beni seviyor musun? hayır. ne tesadüf ben de seni. hatta benden nefret mi ediyorsun? evet. ne tesadüf ben de! nietzsche'nin düşmana yakın olma kuramı bir yana, eline vereceğim. son zamanlarda tek idealim.
ilk icraatı ankara-istanbul arası köprülü kavşak yapmak olacakmış. yağmur yağıp tünel su altında kalınca 10 kişiye mezar olan türden. kendisi öyle yüce bir belediyecilik dehasına sahip çünkü. akçalarla ortak yaptığı yıkılan üst geçide ya da kavşak çıkışı arabalar birbirini göremediğinden petrol ofisi önünde her gün minimum 15 kazaya değinmiyorum.
ha bir de tayyip'in kankasıdır kendisi. hiçbir yaz tatilini sektirmedikleri gibi tayyip ikbal gürpınar'la anemon'da tatil yapmayı da sektirmedi. kankasının memleketi sonuçta kankasının memleketi. evet.
hakkındaki yolsuzluk iddialarıyla ilgili dosyalar boyunu aşınca, dokunulmazlık almak zorunda olduğundan akp'nin son genel seçimde "belediye başkanları görevlerini bırakmasın, aday gösterilmeyeceklerdir." kararının tek istisnası, görevde kaldığı 8 yıl zarfında kendi kendine yetinebilen ilimiz denizli'yi türkiye'nin en borçlu belediyeleri arasına sokan, kendisine yöneltilen "hadi her şey iyi güzel hoş da alt yapı çalışmaları için çınar meydanını neden 27 kez kazdınız?" sorusuna açıkça "ihaleyi 3 yandaşa peşkeş çektik, birinin kapattığını diğeri kazıyor bir diğeri geliyor bozuyor." demek yerine "çünkü bi boru döşüyoruz kapatıyoruz. sonra açıp üstüne bir boru daha. ve sonra bir boru daha." cevabını verip hem 9/8'likteki başarısını kanıtlayıp bütün halkların kardeşliğine dair müthiş bir vurgu yaparken hem de karşısındakilere salak muamelesini çok görmeyen (aç, 1-2-3 yerleştir ve kapat değil mi? ayrı ayrı olması şartsa da 3 kazıyla kurtarılır o, liseliydik ama o kadar da liseli değildik. 100 yıl süren dev alt yapı çalışmaları sağolsun akp'nin kalelerinden denizli referandum'da hayır dedi, varın siz düşünün), "kaldırımlara şu kadar yer altı çalışmasına bu kadar para verdik." diye bizi "abi galiba kendi cebinden ödüyor ha." fikirlerine sürüklerken kendisi , "denizli belediyesi bu kaynağı nerden buldu?" sorusuyla "belediyenin parası" olduğuna uyanışımızla paralel "biz buluruz siz dert etmeyin." (o sırada sırta vurma babacanlığıyla tavrını desteklemişti, evet.) diyebilecek rahatlığıyla gönülleri fetheden; halk adamı, hemşerim, eski belediye başkanımız milletvekili Nihat Zeybekçi'ye yeni görevi olan ekonomi bakanlığında başarılar dilerim. gerçekten akp'nin ne denli içi dolu(!) bir parti olduğunu tekrar görmeme (beyler hani akp'de de adam gibi adamlar da vardı? zafer çağlayan nihat zeybekçi'den de mi beter bir adam?) yardımcı oldu. ben yine dert etmiyorum zaten. para lazımsa o kesin bulur. allahtan ulaştırma bakanı filan değil. biz köstebek yuvası nedir iyi biliriz de siz denizlili olmayanlar bilmiyorsunuz. umarım öğrenmezsiniz de. evet.