ingiltere kraliçesinin işine geleni toplum nazarında saygın kılmak için yaptığı olaydır. abdullah gülü sör ilan etmek gibi. abdullah gül ulaan, evinde pazar sabahı sucuklu yumurtay ekmek bana adamdan bahsediyoruz, herhangi bir bakkal kadar dolu adamdan. buradan anlayacağımız üzere sör olayı boştur, politika icabıdır.
maddi imkansızlıklar, meseleyle ilgili hiç bir bilimsel çalışma olmaması, teoride yada pratikte hiç bir icraat gerçekleştirilmemesi, uzaya çıkmayı makara unsuru olarak kullanacak kadar kendimizle dalga geçmemiz. "türk uzayda sigara içmeye çalışır" gibi espriler.
londrada trafiğin tersten akması gibi, metro haritasınında terrs yapılmış olması hissidir. haritaya bakıyorsun, doğuya gitmesi lazım trenin ama batıya gidiyor gibi oluyor, batıya gidiyorsun, haritada kuzeyde olan themes nehri batıda mesela bunların haritalarıda ters. yeni keşfettim.
aile arnavutsa desibeli katlanan eziyettir, zira sırayla herkez birbirine nasılsın, baban nasıl, annen nasıl, kardeşin nasıl gibi sorular sorar ama herkez herkeze sorar. yani 4 kişilik bir aile 16 kişinin halihazırda bulunduğu bir aile toplantısına gittiğinde nasılsınlar baya bir 2 saat sürer tuvalete kaçmak yada işim var diyip ortamdan ayrılmak tek çözümdür, sigara içmek ayana balkona çıkmak yada acıktım hesabı mutfağa gitmek yemez, balkonda enişteler, kuzenler, mutfakta yengeler, kız kuzenler yakalar, mutfakta bebeler vardır bide o daha kötür, hepsi dayıya saldırır pazısına bakar kucaka gelmek ister.
sürekli karı kızdan bahseden tipler. söverek uzaklaştırdığımda oldu, dövdüğümde. ama benim için en unutulmazı hasan diye annesini yeni kaybetmiş bir arkadaşımla dertleşirken mekana gelip sandalye çeken ve arkadaki kızların namusu ahlakı nekadar iş olup olmadıklarından bahseden tipe hasanın masa ile vurması olmuştu. masayla dövdü herifi iyide oldu, gelen garsonlarada ben daldım sonra karakola gittik.
londrada okulda, ders arasında bir arkadaşımla konuşurken bilgisayardan oran baba çaldırıyorduk, o esnada sınıfa giren safkan ingiliz hoca, ben bu adamı biliyorum güzel müzik yapıyor dedi. inanmadık telefonundan "dil yarası" adlı şarkıyı çaldırınca inandık. bbc'de yayınlanan yeni mini reklamını görmüş, reklamın klibi istanbulda geçiyor, müzik orhan gencebaya ait. onu duyup araştırmış sevmiş dinliyor adam, kendide ayriyetten bir gece klübünde çaldığından müzikten anlıyor. orhan gencebay dinleyenlere lümpen, köylü, abaza diyenlere kapak olsun elektnik mühendisi ve müzik sistemleri üzerine doktorası mastırı bulunan india tarafından plaketle ödüllendirilmiş ingiliz hoca.
yurt dışında bişekilde dışarda yemek yenecek ise en ucuz mekandır. londrada 1 paund'a hamburger 85 peniye patatez alınıp tüm gün idare edilinebilir. oysa sıradan bir markette ekmek arası bişeyler 2 pound, kuzey londrada yarım ekmek döner 8 pound, pizza hut da tek dilim pizza dört pound, evde yemek yapıcam dersen bir paket makarna 1 pound, sıvı yağ 2 pound, salça yoğurt falanda atayım dersen salça 2.5 pound yoğurt 3 pound'dır. mc donalds candır yemişim kapitalizme karşı savaşı.
folk metal bildiğin heavy metaldir almanlar için. zira metal olgusunun çıkışı medeniyet öncesi alman toplumundaki savaşçıların kıyafetlerini ve savaş boyalarını, berserk olup kafa kesip kan içmelerini yansıtır. metal müzik için avrupa folklörü diyebiliriz. vikingler kadar gaddar barbar vahşi olmaya çalışırlar müzik yaparken. ağır bas sesler bundandır, gırtlak yırtmak bundan ötürüdür.
olmayan durumdur. londra kingsland camiinde cuma namazına gittim ve huca duasında peygamberimiz ve sahabeleri, tüm türk ve islam liderlerini son olarak mustafa kemal atatürkü andı. herkez amin dedi.
londrada norveçli bir arkadaşımın sosyal bilimler dersinde dünyanın önemli birkaç liderinin sözleriyle birlikte ezberlediğini duyunca şaşırmadığım cümlelerdir. elektronik mühendisi ve londrada burslu olarak normalde yıllık ücreti 70 bin sterlini geçen bir okulda okuyan bir adamın doğudan gelen bu sözlere bukadar kıymet vermesi ve konyadan vandan trabzondan çıkan liselilerin bu sözlere önem vermemesidir beni şaşırtan.
kürt olduğuna inanılan ama herhangi bir ırk dil yada ideoloji uğruna değil müslümanlık adına savaşmış büyük bir komutandır. ümmetin çıkarttığı osmanlı padişahları nasıl sadece islam için savaşmışsa, oda öyle yapmıştır, bu sebepten kürt olması pek birşey değiştirmez.
islamiyet vs hristiyan alemi savaşında mücadele vermiş onca komutandan, savaşçıdan birinin kürt olması neden bukadar zora gidiyor anlamıyorum. müslüman her milletin büyük bir komutanı olmuştur hıristiyanlara karşı. aynı şekilde hıristiyanlarında farklı milletlerden bir sürü büyük komutanı çıkmıştır. ama farkımız onlar bunu tartışmazlar.
65 milyon yıl kadar önce yaşamış, en büyük yırtıcı hayvanlardan biri. dinazor besin zincirinde üst sıralardadır. yakın kuzeni albertasaurus rex dir ve t rex'den daha hızlı ve biraz daha küçük olduğu düşünülür.
t rex saatte 50 km hızla koşabilirdi, cinsiyete ve gelişimine göre 7-14 metre kadar uzundu ve çenesi bir otomobili kavrayıp ikiye ayırabilecek güçteydi.
gözlerinin güçsüz olduğu ve hareket etmeyen bir cisme odaklanamadığı fakak işitme ve koku alma duyusunun anormal gelişmiş olduğu sanılmaktadır.
jurrasic park filmlerinde sıkça görülebilir merak edenler için.
tayyip erdoğan türkiye cumhuriyetine sahip olmadığından, atatürk gibi bir liderin yanında osuruktan öteye gidemeyeceğinden dolayı yalandır. türkiyede ekmek yiyen herkezin ya babası ya dedesi, kurtuluş savaşında yada güney doğuda savaşmış yada bu ülkede çalışıp vergisini vermiş türkiye cumhuriyeti vatandaşlarıdır. tayyip erdoğan hiçbirşey değildir, değeri herhangi bir türkiye cumhuriyeti vatandaşı kadardır. öyle olmalıdır. babamla aynı takımda top oynamıştır, büsküğüt satmak için aldığı minübüsünün son taksidini babam ödemiştir, ama bir anda kasımpaşadan çıkıp siyasetçi olmuştur, şüphelidir. yani herhangi bir tc. vatandaşından farksızdır. recep tayyip erdoğan atatürkün yanında osuruktan başka birşey değildir.
sesi aşırı viskiden ötürü öyledir. ses teli iltihabıda olabilir fakat genelde ses teli iltihabıda cigaradan ve alkolden olur zaten, cigaradan daha çok olur.
gecenin bilmem kaçında, flash tv'de yayınlanan programın tekrarına denk gelinip gülünür, günün stresini alır götürür. din namına çocuğa bile birşey öğretemeyecek olmasına rağmen, din nasıl bukadar absürt anlatılabilinir diye düşündürürken güldürür. müdavimi olunur. din adamı değil şovmendir.
giderken şu ortaçağ tarihi yağlı boya resimlerinde görülen, kontların düklerin vs. kullandığı boyna takılan, 360 derece boyun etrafında yelpaze gibi bir şekil oluşturan teranede takılmalıdır. taytta giyilmelidir. babette giyiyorlaqr resimlerde dikkat ettimde.
komple islamın günümüze uyarlanmasını bilemem ama, arab kültürünün tekelinden kurtarılması gerektiği kanaatindeyim. bugün islam biraz olsun sevilebilir bir din ise atatürk sayesinde islamla modern bir ülkenin yaşayabileceğinin türkiye şeklinde kanıtlanması sayesindedir.
islam dünyanın herheyinden herhangi bir kültürü benimsemiş birinin dini olabilir bu sebepten arap tekelinden ve pis iğrenç yobaz saçma arap kültüründen kurtarılıp, gerçek haliyle ve peygamberimizin gerçek yaşam tarzıyla tanıtılmalıdır.
paşaya selam çakmaktır güzeldir. hergün bira içilsede o gün ata anısına rakı içilmeli hatta yapılabilinse zeybek oynanmalıdır. herkez oynayamaz tabi, zeybek halay gibi estetik yoksunu salak bir oyun değildir, onun deiği gibi "batının valsi varsa bizimde zeybeğimiz var, eşdeğerdir".
asla kazım koyuncu olamayacak olsada, ismail türüt gibi oksijen israflarının yanında süper kalır. arada atatürkçülüğü vs. sanata alet etsede, 1000'de 1'i herkezce dinlenebilir müzik yapan karadenizli müzisyenler arasında o 1'lik kesime mensuptur.
temel besin maddeleri olması ve eksikliğinde sağlık problemlerine yol açabilecek olmasına rağmen, süt, kaliteli meyve sebze, peynir, kırmızı et ve balık, bal gibi besinlerdir ülkemizde ne yazıkki.
insanların fakirliğini değil ülkenin saçmalığını gösterir, bende 15 gündür makarna yiyorum mesela ama londradayım burasıda saçma bir ülke, türkiyedede hergün semiz otu mercimek yada makarna yerdim.
ingilterenin'de bir köy olduğu gerçeği göz önüne alınınca pekde önemli olmamaktadır. ingilterede kırsal yaşam türkiyedekinden fazladır, londrada beyaz nufuz onda bir oranındadır, büyük şehirlerde değil, köylerde ve ova kasabalarında yaşarlar.
kuranı kerim'de, bilimsel mevzularda, kitaplarda yazılı olduğundan dolayı, kitap okumayan daha doğrusu sadece kitap değil internetten okumayan, dergi okumayan, çizgiroman okumayan, kitap okumayan insanlar, bir şekilde okumayan insanlar gelişemezler bildikleri birkaç şeyle sınırlı kalırlar. okumak gelişmek daha çok bilmek demektir. zararı yok yararı vardır. ha okuma alışkanlığın yoksa senle işinle ilgi alanlarınla vs. alakalı şeyleri okursun.
ama bence her insan aslında okumayı sever çünkü mesela hayatında hiç kitap okumamış futbol hastası bir adamın önüne tüm dünyanın en iyi maçlarını en sağlam futbolcularını oyun tekniklerini vs. içeren birşeyler konsa okur.
ilgi alanıyla alakalı birşeydir, insan yaptığı işte kendini geliştirmek istiyorsa okumalıdır, yaptığı işide seviyorsa o mevzu ilgi alanına girer ve okur zaten.
toplumumuz sorgulayan, araştıran bir toplum olmadığından ötürü teknoloji ve bilim ülkesi olamayız. sanata ve bilime değer verilmediği için, bırak bunları ünsanların üniversiteye giderken gerçekten ilgi duydukları alana değilde aile baskısı daha fazla para kazanma umuduyla seçim yapmasından dolayı öyle olamayız. biat kültürü ve maymun işi tavan yaptığından (hatır gönül işi ile biryerlere gelmek gibi) teknoloji ve bilim ülkesi olamayız.
avrupalılar yada japonlar incelendiğinde hem kendi din ve kültürlerine bağlı hemde düşünen üreten modern bireyler oldukları görülür. bizde ise ya islamcı yada kemalist olmak zorundasın. islamcıya geri kafalı kemaliste ahlaksız dinsiz denir. hem dinimize bağlı hemde atatürk ilkelerine uygun düşünen bireyler yetiştiği zaman bir ihtimal bilim ve teknoloji ülkesi olabiliriz.