bu haftaki bölümünde fahri karakterinin, salih kalyoncu ile birlikte olan sahnesiyle beni benden aldığı dizidir.
--spoiler--
fahri gözünü dikmiş bir elma şekerine bakıyor. salih kalyoncu gelip neden yarım saattir o elma şekerine gözünü diktiğini soruyor.
fahri: çok büyük ikilem içindeyim. bunun içindeki elma senin benim kadar gerçek. ama üzerindeki de şeker. bunu manavcı kardeş mi satsa, yoksa biz mi satsak şekerci olarak?
salih kalyoncu: e sapı da tahta!
bunun üzerine fahri çaresizlikte son nokta bir çığlık atar.
--spoiler--
ev telefonunu kapattırma işlemlerinin komple sonlandırılmasına rağmen, 2 yıl sonra borcunuz olduğunu iddia edebilen kurumdur. olmadığını ispatlama sürecinde sinir krizine girersiniz, ispatlarsınız, hee tamam yanlışlık olmuş deyip geçiştirmeleri de cabasıdır. ya ispat edemeseydim, paşa paşa ödeyecek miydim?
pek sempatik kız ismi. defne mitolojide bir su perisi (bkz: daphne) (bkz: dafnis) olduğundan mıdır bilinmez, bütün defne'ler su delisidir, bulduğu sıvı formdaki herşeye kendini bulayacak kadar suya aşıklardır.
(bkz: isimlerin karakterleri etkilemesi)
o halde "yaşamak günah mıdır?" diye sorduran önerme. insanoğlunun emme içgüdüsüyle doğduğu unutulmamalı, bu baskın içgüdü sayesinde hayatta kalabilmesi sağlanmış olduğunu bilinmeli, abuk sabuk konuşulmamalıdır. ama kafa oraya basıyor değil mi, onu unuttum.
fikri sağlıklı, düşünceli, hür, kendine ve çevreye saygılı, vicdan sahibi bir çocuk yetiştirmeyi seçip, toplum düzenine katkıda bulunmak yerine kolaya kaçmaktır.
5 metre boyunda kumaşı gerekli şekilde vücudunuza dolayıp, içine bebeğinizi oturtabileceğiniz bebek taşıma aparatı. ağırlık 2 omuza ve bele eşit dağıldığından, slingler içinde en rahat olanıdır.
çok ilginç bir şekilde insanların tamamının bilgi sahibi olduğu, kendinden süper emin uyarılarda bulunma cürretinde olduğu hastalık.
belfitigi.com'da belirttiği üzere:
"tek bir çeşit bel fıtığı olmadığı gibi, tek bir çeşit bel fıtığı tedavisi de yoktur. bazı hastalarda yalnızca ilaç ve istirahat yeterlidir. bazı hastalar fizik tedavi ve diğer konservatif tedavi türleriyle iyileşirler. bir kısım bel fıtığı hastasına ise mutlaka cerrahi girişim gerekir. bu nedenle elindeki tek bir tedavi çeşidiyle tüm bel fıtığı hastalarını iyi ettiğini söyleyen şahıslara inanmayınız. sağlığınızı uzman doktorlara emanet ediniz."
"uzman doktor yaptığı muayene ve tetkikler neticesinde sizdeki bel fıtığının cerrahi girişim gerektirdiğine karar vermişse ameliyattan kaçınmayınız. lüzumsuz kaybedilen zamanın bazen telafisi imkânsız sonuçlara yol açtığını biliniz. prensip olarak cerrahi girişim son çaredir ancak yapılan bütün konservatif tedavilere rağmen iyileşme görülmüyor ve inatçı bir ağrı varlığını sürdürüyorsa cerrahiden çekinmeyiniz."
"erkek bluetooth gibidir, yanında bağlıdır uzaklaşınca yeni aygıt aramaya başlar diyorlar ya...kadın da wireless gibidir, hepsini görür en güçlüsüne bağlanır."
geçen hafta 179 liranın üzerini çizip 49 lira olarak gösterdiği bir güneş gözlüğüne, çok tesadüfen başka bir siteden bakayım dedim. gördüm ki o gözlük zaten her yerde çatır çatır 50 liraya satılıyor. her üründe bu mantık olmasa da, alışveriş yapmadan bir yoklama yapın derim.
ayrıca bu sabah, sipariş etmiş olduğum ayakkabı, güya piyasa değeri 240 lira olan, 50 liraya aldığım, buram buram bali kokusu içinde elime geçti. bal gibi de çakma çin malı.
katılacakları herhangi bir aktivite için, sırf dikkat çekmek uğruna gereğinden fazla süslü kıyafet seçmeleri.
hayır ne işin var piknikte topuklu ayakkabıyla mesela.
telefonda konuşurken bana sıkıntını anlattığında, "üzme kendini anne" dediğimde, "tamam kızım" derken sesinin düğümlendiğini duyuyorum anne. bu şekilde kapattığımız her telefondan sonra hıçkırarak ağlıyorum anne haberin olsun.
ameliyatlıyken şiddetle kaçınmanız gereken şeydir. aman diyim patlayıverir dikişler filan, dikişler tazeyken eğlenceli tiplerle bile görüşmeyin bi süre.
telefonla arandığınız anda yaşam enerjinizi çeken yayın grubu. ne kapatmanıza imkan var, ne de konuşana yetişmenize. anlattıklarını bir yerden okuyormuş izlenimi verecek kadar aralıksız anlatıyor, anlatıyor, anlatıyor...