korkma kardeşim çek, asıl. yazılarında mı korkuyosun da winston görünceye kadar içiyorsun, sonra küllüğü pislemek suretiyle yapıştırıveriyorsun cigarayı.
işte yukarıdaki üç satırdaki oluşuma katkı sağlamayacak olan adam insanıdır.
rabbine okadar çok şey sorarsan sonunda sana geberland diyecek inşallahurahman dedirten, beni dinden imandan çıkarmış açıklamadır.
söyleyenle ilgili açıklamalarımı ahirette, sırat köprüsü üzerinde vereceğim konferansla yapacağım.
biri dudağını yalar, diğerinin yalamasına gerek yoktur. ancak bu tespitte hangisi hangisi için söylenmiştir, o da okuyanların beyinciklerinde türeyen serbest nokta olsun.
yerine göre yapılması ve mümkünse akıldan hiç çıkmamasını temenni ettiğim, bir şeylerin çok çabuk unutulduğu bir ülkede en azından espriler unutulmasın diye dua ettiğim durum.
aferini hakeden ancak rus kızlarına çirkin derse (bkz: bsg) ile onurlandırılacak insandır. güzel bulmamak ayrı çirkin demek ayrı. karıştırmayalaım efendim.
sevgili olarak tabir edilen insan 'vıdı vıdı' şeklini almış biri değilse harika olan, şanslı olan kişidir.
mutludur...
yolu uzatmak için otobüs değil tren seçilmişse harikadır. çünkü yanınızdaki insan trenle dünya turuna çıkmak istediginiz insandır.ewt, bulmuşsanız öyle birini, yolculuk esnasnda ölmeyi bile hayal edebilirsiniz. çünkü; dönüş yolculuguna kadar 15 gün ayrı geçirilecek saatlere sahipsinizdir.
yolculuk esnasında birlikte uyuma aktivitesinin yanında bir de eğer laptop'a sahipseniz fifa oynama şansınız da vardır.
karnınız acıktıgında vagon değiştirip her türlü yiyecekle midenize ziyafet çektirebilirsiniz. sonra da koltuklarınıza döner abuk subuk fotograflarınızı çekersiniz. sos oynarsınız. yapılabilecek ne kadar gerizekalı oyun ve aktivite varsa o an anlamlaşır.
koltuklar geniş oldugu için bayan olan sevgili gayet rahat uyuyabilir. sevgilisinin dizine kafasını koydugu gibi öylece dalar uykuya. bir taraftan da elini tutar. yollar nasıl geçer anlamazken, yolculuk biter.
otobüsle aynı tadı vermez bu yolculuk. tıkış tıkış koltuklarla, arkanızda muhabbet edenlerin sesi gelir ve romantizm bozulur. bir de vagonları el ele gezemezsiniz.
anlamlıdır...unutulmaz öyle kolay kolay...bir de özlenir.
ergenlik döneminde sosyal sorumluluğun farkında olmuş, mahalle kızlarını korumaya yönelik bir amaç içerisinde, sbah siz uyanmadan köşesine gidip gece siz uyuduktan sonra bira ile günü kapatıp nereye gidecegi belli olmayan insandır.
insanımız beklerken, mahallenin kızlarına laf atan karşı mahalle gençliğine dayak atar fakat, kendi mahallesine gelen yeni kızları da kimseye kaptırmaz, önce kendi yavşar.
psikolojik durumu hakkında düşünlmesi gereken kişiden beklenecek eylem.*
direkt kopya yöntemiyle yapılabilir: ayagınızı bugulu cama yapıştırın. sonra da rutüşlarsınız. oje falan sürün ne bileyim yaparsınız bir şeyler. fakat ayagınızı cama yapıştırırken dikkatli olunması gereken nokta, komşularınız tarafından izlenmiyor olmanızdan emin olmanız gerekir. yoksa komşu teyze sizinle ilgili gerekli dedikoduları mahallenin bilimum yerlerinde anlatacaktır.
insanı çocukluk yıllarına götüren düşüncenin eylemidir. bir zamanlar top oynadıgınız, ip atladıgınız sokakların artık sakin ve sessiz ve çocuksuz kaldıgını görünce içi burkulan insanlar vardır. bunun sonuçlarıda şu şekilde olacaktır: sözlükteki yaş çıtasının düşmesi. çünkü sözlüğün tadına varan çocuk, artık sokağada çıkmayacak. neyse efendim üzülsem mi sevinsem mi bilemedim şimdi.
yufka yürekli insanlardır. nitekim o kadar parayı bir kahve için veren insanlara ancak acıyarak bakacaklardır. (bu ülkede o fiyata bir gün çalışan insanlar var kardeşim.)
beyninin sürekli kullanıma kapalı oldugu anlatan tamlama. arada şarj edip kullanılıyor, bataryasının da iki yıl da bir değişmesi gerekiyormuş sanırım. *
birçok erkeğin ''bulan bana yollasın ulan'' diyebileceği tarzdaki hatundur. tersini düşünenleriyse ayakta alkışlıyom.
al, bak kalktım ayaga: şak şak şak...
şaşılmayacak hadise.
öyle ya bu ergenekon meselesinde hep statü sahibi insanlar ve belli zamanlarda belli şeylere nokta koymuş insanlar var. doğal olarak dinci kesimin yaşananları eleştirdiği dönemde, şimdilerde ergenekon'dan yargılananlar tarihe cümle yazıyorlardı. zamanında yapılmış işleri eleştirirken kalemin var ama şuan sorgulanan onca beyin için 'oh olsun' mu diyorsun? öyleyse zamanında konuşulması gereken ve senin de bildigin bir sürü şeyi sen de saklamışsın. sen de suçlusun ama neden sen dışardasın, onlar içerde!!!
kahveyi sturbucks yerine gloriajeans' te içmek isteyen sevgilisine 3 numaralı bakışını atıp, sol göğsündeki 'aşk meleği' dövmesini çıkatan insandan yapması beklenilen hareket.