patriyarka kelimesini az deşerseniz; kadının bundan önceki üretim şekillerinde de kullanıldığını rahatlıkla görebilirsiniz. ha, kapitalizm sömürünün de, ezilmenin de en gelişmişini/giriftini yaratmıştır o ayrı.
pussy ile porno endüstrisine adım attıkları iddiaları gırla gidiyor. bu kadar saf olmamak lazım, adamların tek derdi kadın vücudu teşhir edip deve yüküyle para götürmek olamaz. kaldı ki o parayı zaten götürdüler. başka bir dert var ve onlar herkesin bilip de kimsenin söylemeye yanaşmadığı bir gerçeği gözümüze soka soka göstermeye çalışıyorlar. bahsettiğimiz mein herz brennt gibi bir şarkıyı yapabilmiş "rammstein" sonuçta, kıçını ağzımıza ve kameraya sokan nez klibini konuşmuyoruz.
beyonce'nin tek farkı daha usturuplu açılıyor oluşu değil mi, rammstein belki de bu ikiyüzlülüğü "yuh" dedirtmek suretiyle açık etmiş olamaz mı? ıslak mini kot şortuyla araba yıkayan jessica simpson ne yapıyor, göğüs dekoltesinden gözünü ayırabilenler sesine ve müziğine dikkat ediyor mu.
al işte, rammstein "öyle göte böyle ..." diyor. işlerin müzik piyasasında nasıl yürüdüğünü gözümüze gözümüze sokuyorlar. sinemada gaspar noe'nin yaptığı gibi, anlayana.
Kinsey gel de gör gençliğin halini, hala sevişmeyi "sadece" karşı cinsler arası sanıyor çoluk çocuk. Belediye başkanlarının onayıyla kimim kiminle seviştiğini röntgenleyen devletimin homofobisine, tekil bireyler de eklenince medrano sirkine dönüyor ortalık.
haydi sözlüklerde daima bu başlıktaki en orjinal cevap olma iddiasındaki kelimeyi söyleyelim hep beraber; son, ki, üç. Dünya! waaooovvv. teletabiler gibiyiz, klişeye tabiyiz. Sarılalım sıkı sıkı.
komünist manifesto'nun 152. yılı vesilesiyle düzenledikleri serginin ismi olan what,how&for whom'u (ne,nasıl,kim için) kolektiflerine ad olarak seçen ve kar amacı gütmeyen galeri nova'da faaliyet yürüten küratör kollektifi whw'nin 11. istanbul bienali vesilesiyle kapitalizmin krizini ve insanı bertolt brecht üzerinden tartışmaya açtıkları "köy seyirlik". Bienale yolu düşen ya da yolunu düşürenlerin gezmeye ve politik angajmanın yanlılığına katlanabilirlerse eğer açıkça görebileceği üzere sağ gösterip sol vuran örgütlü "yüksek", elitist sanat. küratörler açık açık rosa luxemburg'un ya sosyalizm ya barbarlık'ına gönderme yapıyorlar röportajlarında, bienal 12 eylül'de açılıyor, darbe fetvacısı paşasına "emrinize amadeyim" diyen vehbi koç'un mirasyedileri sponsorluk yapıyor.
Ulan sosyalizmi güzelleyen bir bienal organize edip tüm afişlere adolf hitler'in cümlelerini koca puntolarla yazmayan böyle olsun! Sponsor olarak da volkswagen'le görüşmeyi planlıyorum.
Kapitalist götü yalayarak bienal yaparsan, brecht de anti-komünizmin yanına garnitür olur tabii.
bu önerme doğru ise anneannem de en sıkı devrim militanıdır. akp, tabanını ürkütmek istemeyen liberal sol bir partidir. alperenler klasik müzik sevdalısı sanatseverlerdir. sonra efendime söyleyeyim kemal kılıçdaroğlu da post-che'dir.
hadi hepsini geçtim; imam adaylarla, çarşaf açılımını neremize dolayalım?
velhasılı kelam; halamın bıyıkları olsa amcam olurdu.