Tozlu şimdi deli kızın koynusu
trafik lambası gibiydi üç yürekliydi uykusu
Ne bilir ki hem kendine öyle sormadan
olmaz öyle - dedi
ve uydu bu ruh'a uykusu!
çeviri şiir okumak, kumar oynamaya benzer. Asla neyle karşılaşacağınızı bilemezsiniz. iki çevirmen, size bambaşka iki dünyanın kapılarını aralayabilir. Burada önemli olan duyguları etkisi altına alabilecek olanı bulabilmektir. Kelimeler hiçbir zaman tek başlarına önem arz etmez. Hissetmenizi sağladığı sürece, en yanlış cümle seçimleri bile size bir şeyler katar. Duygular sadelikte gizlidir. Anlamsal olarak düşünecek olursak hayat yüzlerce yıl öncede aynı sorunlara gebe olmuştur.
Savaş Atı en basit tabirle modern ve realist bir masal. Hayatta değeri bilinmesi gereken herşey ve herkes üzerine bir film. Dahası izleyenlerin kendilerinden birer parça bulabileceği kadarda sıcak bir anlatımı var. Bu yüzden vakit geçirmek için izlemek, bence haksız bir tutum olur. Sakin kafayla, düşünmek için izlenmesi daha doğru olacaktır.
epistemolojinin kökeni, nedir? sorusuna daynır ki bu da bilgi almaya yöneliktir. bilgi felsefesi metafizikle yakın ilişki içindedir. Bilginin nesnesinin, gerçek olup olmadığı, bilgi içeriğinin dış gerçeklikte bir karşılığının bulunup bulunmadığı, bilmen dünya ile kendi başına, bilgiden bağımsız var olan dünyanın birbirlerine ne, ölçüde uyduğu, aynı temel sorun çerçevesinde irdelenen öteki sorunlardır.
er kişinin eti pufları çikilotaları anlatarak sevdiğini düşünmeden hareket ettiğinin göstergesidir. hepsini kendi kendine tüketecektir.bana da yazıktır *
yarayla alay eder yaralanmamış olan.
bak nasıl da sararıp soluvermiş tanrıça kederlerden.
sen çok daha parlaksın çünkü...
sen tüm göklerdeki yıldızların ilki,
sen aydınlatısın geceyi.
Goethe bu kitabı yazdığında 25 yaşında olmasından oldukça faydalanmıştır kanaatimce. Başka hiçbir yaşta aşkın o saflığını yirmilerinin ortasında hissettiği gibi hissedemez insan. Nitekim o bu kitabı yazar ve neredeyse anında hayatı değişir. Önceleri tanınmayan genç edebiyatçı bütün avrupada ünlenir. Almanyada Werther benzerleri türer ve onun gibi giyinen kişiler sokakları kaplar. Kitap o kadar başarılı olmuştur ki, bir dedikoduya göre Napoleon Bonaparte, kitabın bir kopyasını mısır seferi sırasında ceketinin cebinde taşımış ve yanından hiç ayırmamıştır.
bir kadını sokak ortasında tokatlayıp,dövebilir hatta öldürebilirsiniz bile, ama el ele tutuşamaz ya da öpemezsiniz.. nede olsa duyarlı bir toplumuz öyle değil mi?