benle ilgisi olmayan durumdur. telefon-ps4-oyun pcsi her boku bırakırım kitap okuma saatim gelince. günde en az 30 dk kitap okumayan insan boşa yaşıyor demeyeceğim zira otorite değilim lakin bence gerçekten çok şey kaybediyor.
ben cnnTürk te sabah haberlerinde gördüm.cnnTürk bugün gündemde olanlar diye bahsediyordu ve bahsedilen 3 haberden biri buydu. kaldı ki neresi olduğunun önemi de yok. bu ülkenin insanları artık sikimsonik saçmalıklarla mağdur edilmemeli. hangi parti hangi ideoloji olursa olsun. halkı mağdur edenin mk.
ilk çıktığı gün dijital platformdan hediye olarak alınmış oyundur.
Ps4 platformunda ilk fps oyunum olması sebebiyle ilk dönemde inanılmaz derecede zıçtığım oyundur.ancak daha sonra kulaklık almam ve pratik yaparak en iyi 2. Rütbe olan platine kadar ikerlediğim oyundur kendileri.
Oyununun 2 farklı multiplayer opsiyonu var. Ayrıca oyuncuların kendilerini geliştirmeleri ve haritaları öğrenmeleri için bir opsiyon mevcut.
1- insan V insan(Casual-Ranked-custom)
2-insan V bot(terörist hunt)
3-station. (Bireysel olarak terörist botlara karşı oynuyorsunuz)
1.1-Casual: burası alıştırma alabı gibidir. Sizin iradenizden ziyade oyun sizi yönlendirir. Operasyona başlayacağınız, savunacağınız alanı hep oyun kendisi belirler. Burada her raund 4 dakikadır. Bi bakıma oyunun hafif meşreplerinin yer aldığı alandır. Burada her şeyi kill için, eğlencesine, öylesine yahut niye olduğunu yapanların bile bilmediği insanlar ağırlıklı olarak yer alıyor. Öyle ki ranked oyuncuları burada 1-2 raund oynayarak takım arkadaşlarının gelmesini beklerken boş kalmamak için , elleri ısınsın diye bir basamak olarak kullanırlar. Oysa bu opsiyonda oyunu bir tarafın kazanması için en az 3 raund oynanması gereken bir oyundur. 1-2 raund oynayıp çıkanlar yüzünden oyun içerisinde gerçekçi bir rekabet olmadığı gibi, kendi takım arkadaşlarını öldürmenin bir şey kaybettirmemesi, bir cezası olmayısı da bu opsiyonu hep hafif meşrep kılmıştır-kılacaktır.
1.2-Rranked: asıl oyunun ve oyuncuların yer aldığı kısımdır. 5 kişinin de birbirini tanıyanların oluşturduğu bir takım olarak oynanması tavsiye edilir.burada operasyona başlanacak yer de savunulacak alan da oyunculara bırakılır. Burada her raund 3 dakikadan oluşur. Savunulacak alan için oylamaya katılanların salt çoğunluğu yeterlidir. Herkesin oylamaya katılacağını öngörürsek bu 5/2 +1 yapıyor. Yani en az 3 arkadaş aynı anda bir takımda yer almanız şiddetle tavsiye edilir. Bu savunmada size istediğiniz yeri belirleme opsiyonu verir. Ranked oyunu aynı takımın en az 4 raundu kazanmasına denk oynanır. Ancak oyun içerisinde raundlarda 3-3 lük bir eşitlik sağlanmışsa. Oyun 5 raund kazanan takımın olmasına dek sürer. Yani oyun 3-3 lük raund eşitliğine geldikten sonra oyun 5-3/5-4 lük raund üstünlüğüyle biter. Ancak takımlardan biri yenilgiyi(surrender) kabul ederse o zaman oyun son bulur. Kişilerin buradaki kazandığı maçla orantılı olarak rütbeler alınır.
1.3-custom game: burada oyunun haritası, türü( bomba-alan savunma-rehine), raund süresi, kaç raund oynanacağı gibi unsurlar oyunu kuran kişi tarafından belirlenir. Yani bu oyun kısmında oyuncular birbiriyle arkadaştır. En az 2 arkadaşın birbiriyle rakip olarak yarışabileceği, 5v5 e kadar yarışılabilecek oyun bölümüdür.
2- terörist hunt: tek başınıza oynayabildiğiniz gibi multplayerle birlikte tanıdık yahut tanımadığınız insanlarla aynı takımlarda yer alarak her şeyi oyunun belirlediği koşullarda botlara karşı mücadele verirsiniz. Fps oynamak ama aynı zamanda beklemek istemiyorsanız iyi bir seçenektir.
3-station: oyunun başlangıcında 10 farklı stationun yer aldığı bazılarında defans bazılarında ofans olarak görev yaptığınız tek kişilik versiyonudur oyun.10 farklı stationdan bahsetmiştik. Bu stationlar multiplayerda karşılaşacağınız haritalardan oluşuyor. Bu yönüyle oyuna yeni başlayanların Haritaları tanıması yönünden çok faydalı olacağı kuşkusuzdur.her stationda 3 yıldızdan oluşan görev koşulları var. 3 yıldızın koşullarını sağladığınızda mükemmel bir şekilde görevi tamamladığınız anlamını çıkarabilirsiniz. 10 sttionu tamamladıktan sonra 11. Bir station açılıyor ve burayı multiplayer olarak oynuyorsunuz.
Oyunla ilgili aktaracaklarım bu kadar.ancak daha fazla performans ve daha iyi bir oyun zevki yaşamak için 2 şey çok önemli.
1- ses kasabileceğiniz iyi bir kulaklık. Tavsiyem headset 7.1 kulaklık arkadaşlar.bir kaç level atlıyorsunuz emin olun.
2- adam gibi adam kişilerle arkadaş olarak oynayın. Çünkü kill almadan yani rakibinizi öldürmek zorunda olmadan da oyunu kazanabiliyorsunuz. Nihayetinde düzgün bir savunma sistemiyle kazanmak varken ortada çarıklı dondan fırlamış apaçi selim gibi adamların ölümlerini izleyerek zaman ayırdığınız bu oyunda hak etmediğiniz yenilgiler almanıx sizi mutlu etmeyecektir.
Ayrıca ps4 platformda oynayanlar: black88warriors eklerseniz denk gelirsek birbirimize oynarız.
Beyler olaya fanatik gözlerle bakmanın manası yok. Aziz yıldırıma mahkemede sorulduğunda bu konusmalar size mi ait diye evet dedi mi ? Dedi.
Sadwce mahkemede mi ? Hayır. Tv programlarında mosturoğluna sorulduğunda başkan bu tapelerdeki kişinin kendisi olduğunu kabul ediyor mu diye? Evet aziz başkan kabul ediyor denildi mi denildi.
Şimdi ağalar fetö gerçeği vardır bu ülkede. Doğrudur. Ancak hiçbir şey yokkende gelinmedi üstünüze. Şimdi küfredip salladığınız adamlar fener tesislerinde fener formasıyla maçlar mı yapmadı, spk da galatasaraya cezalar mı vermedi. Gs ye sermaye arttırımına izin vermeyip aynı usul ve yolla 1 sene sonra fbye aynı işlemimi yaptırmadı. Gerçekçi olun.
Zira hepimiz biliyoruz. Hoşa gitmeyen gerçeklerle yüzleştiğinde insanın ilk tepkisinin inkar olduğunu. [http://https://youtu.be/QQ-qyGvouYk ]
Önceden sadece türkiyedeki gazeteler taşak geçerdi türk takımlarıyla şimdi ingiliz gazeteleri de başladı. Yok mesut fb ye yok welbeck gs ye, mbappe yi de bjk ye yazsınlarda tam olsun.
Erkek ortamında senin paran geçmez artizliği yapanlar yari olmuş kişiye alman usulü hesap diyerek kerkiniyor.. korkmayın düzgün karakteriniz varsa düzgün bir yariniz olur. O da sizin 3 kurusluk hesap kitap mevzunuza izin vermez.
Öğrenci evindeyken her cumartesi sabahı yaptığımız kahvaltının ana karakteri. Cuma günü yapılan halısaha maçından sonda arkadaşlar bizfe kalırdı. Yaz kış fark etmez. 1.5 kg domates, 500 gr biber, 12 yumurta kırdığımız ve iki farklı tavada yaptığımız yiyecek. Ayrıca biz soğanlı yapardık. Soğanı ipince rendeyle rendelerdik. Her tavaya 1 soğan rendelerdik. 4 sene boyunca her cumartesi sabahı(öğleden sonra 2 oluyor * } bu kahvaltıyı yapardık. Güzel yiyecektir vesselalm.
Her ikisine de sahibim. iphone5 im bozulmasa ölene kadar kullanırdım sanırın. Ondan gidip bir daha 1200 tl ye iphone 5s almıştım vatandan. Yenisi çıkmış yenisini alıyım diyenlerden değilim. Playstation da aldım. Ders çalılmaktan-gezmekten- falandan filandan kalan zamanlarda kafamı dinliyorum. Mis gibi. Ha bunlarıda 24 yaşımdan sonra yaşadım. Sokağın raconunu sokağı ihmal etmedik. Yaşadık hayatı. Dijital bir dünyanın içine hapsolmadık.
takriben 5-6 aydır kullandığım cihaz.
ps4 ümü 1400 liraya(dik durma aparatı+3 kıytırık oyun+2 kol+ 8 ay garantiliydi) okutmam sonucu almam kaçınılmaz olmuştu bu cihazı.
neyse oyunları yükle falan cihazı kullanmaya başladım. ilk olarak uncharted 4 ve last of us 4k ve proya uyarlanmıştı. işte o an dedim vay anasının hörekesi. vay anasının hörekesi mk. böyle bir ekran böyle gerçeklik yok. hatta o an bu gerçekliğin içinde olayım lan. vr alıyım dedim parasını görünce sie et diyerek vazgeçtim. :d
cihazın en önemli özelliği hepimizin bildiği gibi görüntü kalitesi. ancak benim en çok beğendiğim özelliği üst düzey sessiz bir cihaz. fandan zerre ses duymadım şu güne kadar. pro oyuncu değilseniz (ki ben değilim+fifadan coins satarak para kazandık ama kast ettiğim bu değil) ve maddi imkanlar el verişli değilse, elinizdeki cihaz ölü fiyatına gidecekse bence geçilmesi gereken bir konsol değil. zira ps4'lerin en büyük sıkıntılarından biri datalar için dar hafızaydı. her ne kadar bu problem slimle ve 1tb lik seçenekle aşılmaya çalısıldıysa da 500 gb ps4 sahibi olanlar hafıza konusunda oldukça sıkıntı çekti(ben çektim) .. ancak yazılıma gelen son güncellemeyle hafızayı arttırmak eskisi kadar külfetli ve zor olmaktan çıkarıldığı için ps4 pro ısrarla önerilebilecek bir cihaz değil.
uygun şartlar oluşursa; elinizdeki cihazınızı en kötü 1200 lira seviyesinde elden çıkartırsanız alınabilir. hiç ps4 cihazım yok. sıfırdan konsol alacağım diyorsanız 1600 liraya proyu almanız şiddetle tavsiye ederim.
tercih ettiğim bir tatlı değil. Ayrıca herkesin senin, benim damak zevkime sahip olmak gibi zorunluluğuda yok. Kimi un tatlısını kimi irmik kimi içinde şeker yağ bileşimi olan her hangi bir tatlıyı sevdbilir yani. Sen maksimum benim favori tatlım şudur der geçersin tatlım.
allah kimseyi efendiyiz efendi deyip orta parmağı savunacak kadar, anasının bacısının yani kendi taraftarının olduğu stadda penisiyle oynayan adama tapacak kadar aptal etmesin. ya da beşiktaşlı..
bir ara yazacağım uzun uzadıya.. çinli değil ama moğolların mı türk türklerin mi moğol soyundan geldiği konusunda ciddi görüş farklılıkları mevcut. tabi ilk Türk devletleri için yazılı kaynak sıkıntısının çok fazla olması söylentileri arttırırken ispat noktasını zayıflatmıştır.
Çinliler Türkler için Hiugnu(hun) demişler. sonraki Tüm Benzer yaşam stili-fiziksel özellik gösterenleri hiugnu torunları olarak kabul etmişler.
Fars-Arap-Bizans kaynakları haklarında hiçbir şey bilmedikleri tüm ırklara Saka yakıştırması yapmışlardır. ama sakalarında moğol olduğundan bahsetmişler.
Misal Çoğu avrupa menşeili(eski yunan merkezli olmak suretiyle)kaynakta Avrupa hunlarını moğol kabul etmekte. bu durum iskitler,peçenekler,kıpçaklar içinde öyle..
ancak mevzuya hem tarihçi hem de dilci olarak olarak yaklaşılması gerektiğini düşünüyorum. Tek başına dil yahut tek başına tarihi kaynaklar yeterli değil. Zaten Yazısız dönemimizde bizim dışımızda ve münasebette olduğumuz devletler tarafından tutulduğunu görünce müşterek bir noktada buluşmanın zorluğu idrak edilecektir.
burada babası belli olmayan bir zibidinin Türkler Çin kökünden geliyor demesiyle çinli olmayız korkmayın. Zaten adamların kaynaklarını okusa nasıl böyle bir veledi zinalık yaptım diye hayıflarnır.
uzun uzun yazacağım bir ara... akşamınız iyi olsun
one minute!! one minute!! one minute!! Olmaz! one minute!! Sn. Moderatör sesin çok çıkıyor sesinin çok çıkması bir suçluluk psikolojisinin gereğidir.benim sesim bu kadar yüksek çıkmayacak bunu da böyle bilesiniz. eksilemeye gelince eksilemeyi siz çok iyi bilirsiniz. sözlükteki Çaylaklığa yeni ulaşmış yazarları nasıl eksilediğinizi çok iyi biliyorum. Sözlükte moderatörlük yapmış olan 2 kişinin bana önemli lafları vardır. koltuğun üzerinde 2.80 uzanmışken çaylakları eksilediğim zaman kendimi bir başka mutlu adlediyorum diyen moderatörleriniz vardır, koltuğun üzerine çıkıpta çaylakları eksileyerek kendimi mutlu adlediyorum diyen moderatörleriniz olmuştur. Ve bana eksileme sayıları veriyosunuz, isimde veririm. Merak edenleriniz vardır belki. Şu zulme eksileyerek alkış tutanları da ayrıca kınıyorum. Çünkü bu genç,çaylak yazarları eksileyenleri kalkıpta alkışlamak öyle zannediyorum ki bu da ayrıca bir sözlük ayıbıdır.
bknz burada bir gerçeceği bir kenara atamayız. ben şuraya çok not aldım. ama bu notların hepsini cevaplayacak fırsatım yok. Fakat ben buradan sadece size iki söz söyleyeceğim..
excusme. bir, bir, bir.. Excusme.. bir. Sözlük 6. maddesinde der ki eksilemeyceksin. burada eksileme var. iki. Bakın bu da çok enterasan cükülatamitutarmisiniz: Uludağ sözlükte eksi yağmurunun şiddeti Orman yağmurlarınında çok ötesinde bir şey.Bir yazar.
Bunun yanında Uludağ sözlükte yazarlık görevini yapan, Gazi Üniversitesi Tarih profesörü cükelatamitutarmisiniz: bu kadar eksiyi matematikt hayatımda dahi görmedim?
size da çok teşekkür ediyorum sayın eksici yazarlar size da çok teşekkür ediyorum.. Benim içinde benim içinde bundan böyle bundan böyle Uludağ sözlük bitmiştir. daha da sözlüğe gelmem..bunu da böyle bilesiniz.
kesinlikle meksika.. Türkiye'den sonra uyum konusunda dakikalarımı alacağını düşünüyorum.. Mutfaklarında acıya çok sık yer veriliyor. kaldıki Ülke bayrağı çok iyi ve anlamlı.. stratejik konumu da fena sayılmaz..
Takip edeni takip ederim-seri takip gibi sloganları bulunanların takipÇi listelerinde görmekten rahatsızlık duymayacakları garip nickli yazar. Düşman götüne...
hemen flashbackle 2013 yılına gidiyorum. o sıralar inanılmaz yoğunum ev-okul-iş-antrenman-sevgili... bu yoğunluk altında öyle eziliyorum ki. ben ayak fetişi olan bir sapık, dünyanın en çirkin ayaklı insanı partnerimmiş gibi acı veriyor. acıtıyor artık. kafam milyon. statülerimi karıştırıyorum. iş yerinde yöneticiye hocam, okulda hocaya kanka, antrenmanda arkadaşa bey, bir kız arkadaşıma karşı statüyü karıştırmıyorum o da trip korkusundan. hani kılıbıklık değilde abi şimdi 1 kelime yüzünden binlercesini işiteceksin zaten her yerinden gerilmiş, kıskaca alınmış,yaşam alanı bırakılmamış bir yaşam sürüyorum.. üstüne trip falan hak getire hiç uğraşılmaz diyip statümü bir o konuda muhafaza ediyorum.
neyse... bu yoğun tempo beni nasıl yormuşsa, karar verdim bir gün iş dahil her şeyi asacağım. ve bundan kimsenin haberi olmayacak. o gün geldi.ve o gün yapacağım tek şeyde hiçbir şey yapmamak olacak. nasıl mı ? paso yataktayım işte lan. çöğdürmeye-yemeye-büyük abdeste falan çıkmadan- şimdilerde nasanın denek aldığı gibi,uzayda hareketsizliği test ediyorlar ya.. ben onu çoktan denedim işte- yatakta dönüp,debelenip duracağım.. neyse iş yerine haber ettim. okulu astım. o gün antrenman yoktu. ve hatuna da kalıp mesajlar atıyorum 2-3 saate bir.. işteyim yoğun geçiyor-sana döneceğim- falan.. her şey çok güzel gidiyor... yatak harika. tek başıma olmama rağmen öyle haz alıyorum ki anlatamam. yastığı bacak arama alıyorum yorganı itiyorum aşağıya tekrar alıyorum, bacakları duvara dayayıp öyle uyuyorum, yastığı başıma bastırıyorum falan. her şey harikülade. ev arkadaşlarım yok falan mükemmel her şey. öğleden sona artık ikindiye doğru gidiyor saat. günü öyle tamamlayacağım çok mutluyum dinlendiğimi biten o enerjimin yüklendiğini hissediyorum. hani peste-fifada adam depara çıktıktan sonra yorulur koşamaz ya ben öyle bir hayat sürerken sanki hoca beni forvete burak yılmaz misali sadece ofsaytta durup dinlemem için yerleştirmiş, kıyak geçmiş gibi hissediyorum. power' ım yükleniyor fulleniyor o gün işte.
ama uzun sürmedi.
güzel olan her şeyin bittiğine o gün bir daha inandım. kapı çaldı.. ölü taklidi yapıyorum. bir daha çaldı. ölü taklidine devam ediyorum ama kulağımda kapıda. neyse zil sustu. kapı açıldı. içeriye biri adımlıyor. adımalrından iri yarı olduğunu anlıyorum. attığı adım inletiyor. hemen diyorum takımdan biri diye. düşünmeye başlıyorum ulan biz kimlere vermiş olabiliriz bu evin anahtarını diye. bunları düşünürken, takım efsane oyuncusu aynı zamanda koçu olan arkadaşım kapıyı hunharca açtı. karşılıklı 5 saniye kadar bakıştık. yüzümde öyle bir suçluluk duygusu var ki sanki ben onun evine girip onun odasına hunharca girmişim gibi. sanki yapmamam gereken bir şey yapıyormuşum gibi. yataktayım la.. ne yapabilirim ki ? eğer gücümü enerjimi toplarsam istek gelir ve karı kız nazı çekmek yerine kendim işimi kendim görüyüm dersem, maksimum çavuşu tokatlarım lan. ne yapabilirim ki ?
-işe gitmedin mi lan.
- yok abi gitmedim.
- Hasta mısın? yok abi...
-Uymuşundur da sen kesin.
- evet abi uyudum..ancak uykumu almadım.
-hangimiz uykumuzu aldı ki.
- eror verdim ses yok
-iyi salaona gel! dedi.
Yataktaki tüm hükümdarlığımın 1 gün süreceğini planlamışken o an her şey bitiyordu.
amk ev benim, yatak benim hayat benim adam bana emir veriyor. grinin 50 tonunu o günlerde gördük biz gençler yani.neden niçin emre uyuyordum bilmiyorum sanırım takım koçu olmasınında etkisiyle antrenmanlardan bilinçaltına yerleşen bir şeydi. . Neyse salona geçtik. hayırdır abi kapıyı açık bırakmışsın dedim ? bırak açık kalsın dedi. abi canını sıkan bir durum mu var dedim ? yüzünden düşen bin parça. olum biz nasıl şanssız insanlarız diyerek yüzüme baktı, tembellikte zirve yapmış olmayı planladığım gün, evreni sorgulamanın içine çekilip, itiliyordum bir anda. dumur olmuştum yaptığım planda yatakta debelenmekten başka bir şey yokken evreni sorgulamaya ilk adımı atıyorduk. dediğini anlamadım abi ben kapıyı kapatayımı dedim. apartmana biri girmiş merdiveni çıkışı duyuluyordu. topuklu bir ayakkabının bıraktığı o cüretkar ses. hep sevmişimdir bu sesi.
zebellah gibi adamdan bunu duyunca ister istemez endişeleniyorsun. antrenmanda her defasında gıdımla bıraktığı o kırılma noktasını zolayacağından eminim. ama aklımı kurcalıyor. eve karı geliyor adam beni salonda tutmaya çalışıyor. çok garip yani. normalde evden siktir git gelme 2-3 saat demesi lazım..
banyoya geçtim. yüzümü yıkadım. dişimi fırçaladım. karı da o esnada içeriye geçmişti. salona geçtiğimde neden benimde salonda olmam gerektiğini inanılmaz derecede iyi idrak ediyordum. kadın lavaboya gideceğim dedi. Makyajını tazeleyip ,ihtiyacını giderecek. oooo evet o bir rus. Hitman' den izlediğimiz, rus +18 filmlerinden, antalya-muğla tarafındaki rus turistlerden mevzuyu çakmıştım.
neyse salonda arkadaşımla baş başa kaldık.
*abi nereden buldun bu güzelliği yaa ...
- sikerim belanı dalga geçme.
*cidden nereden buldun bu o rus buyu..
-lan bir rus sitesi var dedik ya sana olum. oradan düşürdük işte.
*e abi neden bu kadar leşini çepelini düşürdün.
- o rus bu kandrıdı beni. aradaşlarının fotoğrafını ekleyip öyle üye olmuş siteye.
* siktir edip bıraksaydın abi o zaman.neden buraya getirdin ki.. köpek balığının diş yapısına rahmet okutuyor dişleri.
-sikecem yapacağın benzetmeleri bak sabrımı zorluyon
* e abi ne yapacaksın şimdi ?
-ne yapacaksını mı var olum. takılacaz işte.
*niye takılıyon abi? getirmeseydin buraya madem öyle.
* karıyla yiyişecen yani , dişlerde bu konuya cidden hizmet eder.
-takılacaz derken sen güzel bir film bul.
*nasıl yani? konulu,hardcore, erotik.
-3 ümüzün izleyebileceği bir film lan.
*abi ben yatıp dinlecem .
-yeter uyudun! film bul.
neyse karşılıklı konuşmalardan sonra ben- o rus bu- arkadaşım sherlock holmes'i izliyoruz. karı acıktım diye tutturdu. tutturdu ama. böyle bir tip bir sıfat olamaz, yüz kırışıklıktan 90 derece yıkanmış kumaş pantolandan, gömlekten daha kırışık, gözlerden birinin feri kaymış, yaptığı makyajı türk çocuklarının duvara yaptığı pastel boya çalışmalarına direkt kafa dutuyor. külotlu çorap giymiş ama o yeni çıkmaya başlayan kıllar resmen bağımsızlığı ilan etmiş, ya da mızrak gibi çoraba saplanmış. göbek-simit almış başını gitmiş. hadi be kadın amk bunların hepsi bir rahatsızlığın vardır şudur budur olabilir. amk leş gibi ter kokmak nedir.
yemeksepetine girdik karı tutturdu burger king- mc donalds istiyor. sepete ekliyorum. abi whatsaptan yazıyor bu karı bunu etmez başka bir şey söyle.
yerel hamburgeciden ürün ekliyorum. mesaj geliyor bu karı bunu da etmez sil.
en sonunda ben- o rus bu- arkadaşım hatay usulü döner yerken sherlock holmes 2'de izledik. yanımızdaki o rus bunun arkadaşıyla olan kişiden mesaj geldi. o rus budan kurtulabilceğimize dair. film bitti. hadi bize müsade denildi. Karı ne olduğunu falan anlamadan ağzında mor ruj,parmaklarında soyulmaya başlanan oje, ve mor ruj üzerinde kalmış olan hatay usulü dönerin sosu ile evimi terk etti. o gün evimde seks yapılmadı ancak tüm günümü böyle bir rus güzelliği görerek mahvetmiş oldum.
Siz inanmayın efendiler çirkin rus karısı olmadığına, çirkin rus karısıda vardır ama güzel olanlar çok daha fazladır. asıl bilinmesi gereken bu.