thomas brezina nın dört kafadarlar serisinden en çok albenisi olan kitabıdır. ismi ve kapağı çok hoştur.Hiç kimse adada neler olup bittiğini bilmiyorudu. Ancak hayvanalra bir şey olmuştu. Ortalığı kırıp geçiriyorlardı. Ayrıca gece yarıları suya atılan ahşap kutular şüphe yaratıyordu. Neler oluyordu burada? Yoksa birileri yüz yıl önce gömülen definenin mi peşindeydi? Dört Kafadarlar bu tuhaf olayın da üstesinden gelebilecek miydi acaba?
(bkz: fragman)
thomas brezina nın dört kafadarlar serisinden bir klasiktir.Çok değerli Yeşim taşından yapılmış ejderha heykeli, Kafadarlar Takımı'nın dört genç dedektifinin başını ağrıtacaktır. Bir ipucu onları Şanghay Limanı'nda yatan Ejderha Yelkenlisi'ne götürür. Kafadarlar bir gece gizlice gemiye girerler ve orada korkunç bir şey keşfederler. Binlerce insan ölüm tehlikesiyle karşı karşıyadır.
(bkz: fragman)
thomas brezina nın dört kafadarlar serisindeki en beğendiğim kitaplarından biridir.Dört Kafadar, tatillerini Lilo'nun ailesiyle, Karayib Adaları'ndan birinde, esrarengiz, tuhaf olayların yaşandığı şatoya benzeyen bir evde geçirmektedirler. Evde sanki hayaletler, hortlaklar kol gezmektedir. Daha ilk gece kötü bir ruh, evin altını üstüne getirir, sahilde hayalet bir korsan gemisi dalgalara bata çıka yol almaktadır. Dört Kafadar, işin peşine düşünce bir sürü karanlık, esrarengiz insanla karşılaşırlar. Sanki herkes bir şeyler saklamaktadır. iyi de; sakladıkları sır nedir?
(bkz: fragman)
thomas brezina nın dört kafadarlar serisinden hoş bir kitabıdır. Efsane bir cinden söz etmektedir. Bu cin bir mağaranın içinde donup kaskatı kesilmiş, ve kırmızı gözleri de bir çift yakuta dönüşmüştür. Gerçek mi acaba bu söylenenler? Bu buz cinini bulmak için zorlu bir arama başlar; ölüm tehlikeleriyle dolu bir arayıştır bu. Dört genç dedektif buz cinini bulmayı başaracak mı?
(bkz: fragman)
thomas brezina nın dört kafadarlar serisinden hoş bir kitabıdır. Dört Kafadarlar Takımı, 13 yaşındaki Gordon Mac-Nabel'in kayboluşunun arkasındaki esrar perdesini aralamaları için bu okula gönderilir. Gordon, güncesinde ısrarla bir yaratığa ilişkin notlara yer vermiştir. Yaratık bir gece, yakınlardaki bataklıkta ortaya çıkıp oradan okula gelmiştir. Axel, Lilo, Poppi ve Dominik çok geçmeden korkunç bir keşif yaparlar. Yaratık yeniden ortaya çıkar, hedefi bu kez Dört Kafadar'dır...
(bkz: fragman)
thomas brezina nın dört kafadarlar serisinden hoş bir kitabıdır.Dört kafadarlar kanlı boğa güreşlerini protesto etmek için ispanya'ya geldiler. Ünlü bir hayvan koruyucusu olan Sebastian Fernandez'in sarayında konuk iken burda korkunç bir şeyi keşfettiler. Görünmeyen biri, görünen, tüyler ürpertici izler bırakıyordu...
(bkz: fragman)
thomas brezina nın dört kafadarlar serisinden hoş bir kitaptır.Her zaman olduğu gibi Dört Kafadarlar Takımı yine esrarengiz bir olayın peşindedir. Ancak bu kez Poppi'nin amcası da işe karışır. Yanıt bekleyen sorular peş peşe gelir: Yılan kafalı adamlar neyin nesidir? Yılanlar ini'nde 50 yıl önce neler yaşanmıştı?
(bkz: fragman)
thomas brezina nın dört kafadarlar serisindeki hoş kitaplarından biridir. Dört Kafadarlar Takımı, Macaristan'da tuhaf bir teklifle karşılaşırlar. Onlardan, yüzünü kimsenin görmediği Şeytanın Kemancısı ile çalışmaları istenir. Bu meçhul kişinin nasıl olup da kendini bu kadar iyi gizlediğini anladıklarında iş işten geçmiş gibidir. Şeytanın Kemancısı'nın elinden kimse kurtulamaz...
(bkz: fragman)
thomas brezina'nın dört kafadarlar serisindeki en sağlam yapıtlarındandır.dört Kafadarlar Takımı, Ren Irmağı kıyısında oturmuş, Dominik'in bir bilgi yarışmasından kazandığı telsiz aygıtıyla oynarken birden bir imdat çağrısı duyarlar. Bir telsiz sürekli SOS vermektedir. Telsiz çağrısının gelmiş olması gereken gemiyi gördüklerinde ise genç dedektiflerinin dördünün de korkudan solukları kesilir.
(bkz: gösterip vermemek)
(bkz: bu fragmandı)
biri türkiyenin sol kanadıdır, diğeri brezilya. he arda brezilyalı olsa dos santos un yerinde olabilir miydi, hiç zannetmiyorum. neden ?
1-) dos santos arda'dan daha hızlı : Şair Aydın Şimşek, günümüzde hız`ın artık bir ideolojiye dönüştüğünü vurguluyor. haklı da. her neyse buna kimsenin itirazı olacağını düşünmüyorum. o yüzden pek örneklendirmeye ihtiyaç duymadım. futbolda hızın önemini yazsak heralde karekter sınırını aşarız. en basitinden hızlı bir futbolcu daha kolay çalım atar diyelim.( sivas maçında dos santos un attığı golü izleyen galatasaraylı arkadaşlar bana hak verecektir.) bir detay vermek gerekirse : hangimiz pes oynarken obafemi martins i almıyoruz ki top speed i 95 + olduğu için ?
2-) dos santos arda'dan daha çok dikine oynayan bir oyuncu : olur mu öyle şey diyen arkadaşları duyar gibiyim. ileride oynamak ile dikine oynamak arasındaki farkı bilmeyen arkadaşların içine düştüğü bir gaflet olsa gerek bu. tabi dikine oynamak tek başına işe yarar bir ayrıntı değildir, önemli olan dikine oynarken aynı zamanda faydalı işler yapmaktadır. iki takım maçlarını da takip eden arkadaşlar aradaki farkı net bir biçimde görüyorlardır, dos santos ileri topla yahut pasla çok rahat çıkan bir futbolcu. arda ise daha çok yana geriye oynayarak defansın düzenini bozmaya dayalı oynuyor. bilen bilir, yeteneği bu kadar olabilir yada takımın oyun sistemi bu kadar olabilir. ama galatasaray ın gol atmaya ihtiyacı oldugu dakikalarda çok görüyoruz arda nın ileri çıkarken kaptırdığı topları.
3-) dos santos arda'dan daha teknik : nedir tekniklik ? daha iyi çalım atmak mı daha iyi topa vurmak mı daha iyi pas vermek mi daha şık hareket yapmak mı ? cevap, evet hepsi. bir oyuncunun ne kadar teknik olduğunu yaptığı tek hareketten anlayabilirsiniz. kaldı ki santos topu her ayağına aldığında dan dun pas vermeyip, karşısındaki yürüyerek çalımlayan, topa son derece yüksek bir isabetle yerine ulaştırıyor. arda için ise aynı şeyleri söylemek zor, topu ayağına alıp bekletene kadar dos santos o topu orta sahadan alır 2 tane 2 ye 1 bir tanede çalım ile gole gidecek kapasitede bir futbolcu.
4-) dos santos arda'dan daha çok mücadele eden bir futbolcu : eheh, fazla zorlanmayacağım bir konu. arda nın oyunu rakip sahada oynadığını az çok galatasaray maçı izleyen herkes biliyor. dos santos ise zaten sol bek orjinli bir futbolcu olduğu için arkasındaki roberto carlos'un açıklarını gayet başarılı bir şekilde kapatıyor. süper kupa da wederson'un kaç tane açıgını kapattı gerçekten ben bile sayamadım.
edit: fakir edebiyatı yapmak bazılarının ruhuna işlemiş.
turkcell super ligin 10.haftasında kadıköy de açılacak pankart. 1-2 gariban takıma 5 attıktan sonra in rijkard we trust yada beleşe gidecek oyuncuya para verip alan haldun üstünel için in haldun we trust diyen arkadaşları derin düşüncelere boğacağı kesindir.