sermaye ve sömürü kabiliyeti ile birlikte sıralanması gereken unsurlardan biri. o nüfusun kendi ülkende bulunması şart değil ama. gider başka ülkede bulursun o 200 milyonu nedir ki.bi demokrasi götürmeye bakar.
ezik fenerlilerin kompleks dolu söylemine* cevap olsun diye söylenmiş zeka pırıltısından uzak ilkokul öğrencisi seviyesinde, söyleyenler* tarafından espirili olduğu sanılan söylem. bu bile beşiktaşlı olmakla gurur duymak için yeterli sebeptir. *
new york borsasında işlem gören en büyük 30 sanayi şirketi hisse senetlerinden oluşan endeks. tam adı dow jones industrial average dir. bizdeki ulusal 30 gibi bir şey. ayrıca (bkz: nasdaq)
vobda pozisyon taşırken gün sonunda bulunabilecek asgari teminat miktarıdır. teminat miktarı bu seviyenin altına inerse, ki inebilir, teminat tamamlama çağrısı oluşur. bu durumda teminat başlangıç teminatına tamamlanmalıdır. başlangıç teminatının %75' idir.
yakında imkb tarafından çıkarılacak olan tek bir hisse senedinin dayanak varlık olduğu vadeli işlem sözleşmeleridir. uzun kapışmaların sonunda imkb tarafından çıkarılacak olması ile imkb nin vob a attığı en sağlam gollerden biridir. (bkz: single stock futures)
yurdun alakasız bir bölgesinde doğup, büyüyüp, yaşayıp, hayatında istanbula uğramamış olmasına rağmen üç büyük istanbul takımından birinin taraftarı olan ezik insan tipinin aşmış versiyonudur bunlar. ancak sadece barcelona taraftarları demek yanlış olur. bunların bir de "efendim liman işçilerinin takımı onlar" diyip liverpoola hayran olanları vardır ki evlerden ırak. iki yüzlülüğün, riyanın ulaştığı son noktadır bu. ötesi yoktur.
tamam iyi top oynuyorlardır, formalarına reklam almamaları, genç futbolcuları toplamaları falan filan bi sempati oluşur anlarım. futbolu seviyosundur oturur maçlarını izlersin onu da anlarım. ama taraftarlık nedir arkadaşım? neyin taraftarlığı bu? kralın takımını tutmazmış da katalanın takımını tutarmış. sana mı kaldı katalunyanın bağımsızlığı? "belki ispanyollar süper insanlar da katalanlar şerefsizin önde gideni ne biliyosun" demezler mi adama?
burdan almışken gazı şu liverpool fanlarına da bi çift lafım var. liman işçisi he mi? ulan tuzlada tersanede iki günde bir işçi ölüyor. bi tuzlaspor maçına gidip bağırmışlığın*, olmadı iki çekirdek çitlemişliğin var mı? yoook anca git emperyalist ingiltere nin takımını tut sen. liman işçisiymiş. (bkz: bi siktir git çay koy ya)
yalovada pek bir ünlü olan hatta yalova menşei olduğu sanılan yiyecek. patates ekmek olarak bilinir ve alt-üst ketçap mayonez ile servis edilmesi elzemdir.
bir fiyat serisindeki hareketlerin bir sarhoşun yürüyüşüne benzemesi, bir başka ifadeyle tamamen rassal olması anlamına gelen terimdir. teoriye göre* bu rassallık gelecek dönem fiyat hareketlerini tahmin etmeyi imkansız kılar. bu yüzden borsada gelecek dönem fiyat hareketlerini tahmin ederek** piyasa ortalama getirisi üzerinde getiri sağlamak mümkün değildir.
imkb de kendi adına işlem yapan kişi. bunlar aracı kurumların terminallerini kullanırlar ama broker değildir. zira broker müşteri için işlem yapar, komisyoncudur. gömlekçi ise kendi hesabına işlem yapar.
kelime anlamı komisyoncudur. imkb de görevli olanları ise aracı kurumların imkb deki temsilcileridir. aracı kurumlara üye brokerlara ise üye temsilcisi denir.
bilgi asimetrisi sonucu ortaya çıkan sorunlardan bir tanesi. kullanılmış otomobil piyasası üzerinden açıklanır genelde. şöyle ki; piyasada iyi ve kötü otomobiller vardır. alıcı otomobilllerin kalitesi hakkında yeterli bilgi sahibi değildir. bu yüzden ortalama bir fiyat belirler kafasında. bu fiyat ortalamanın altında kaliteye sahip olan kötü otomobil satıcıları için iyidir ama yüksek kaliteye sahip otomobil satıcıları fiyatı beğenmeyerek piyasadan çıkar. bu durumda alıcı kötü* otomobile ederinden fazla para vermiş olur. piyasada sadece kötü otomobiller kalır çünkü iyiler dışlanmıştır. (bkz: limon problemi), (bkz: ahlaki tehlike)
Bir ekonomik ilişki içerisindeki taraflardan birinin sahip olduğu, diğerinin olmadığı bilgidir. ters seçim, ahlaki tehlike, temsilcilik sorunu gibi sorunlara yol açar. ilk olarak george akerlof tarafından 1970 yılında yazılan makale ile literatüre girmiştir. (bkz: limon problemi)