türkiye gündemini takip ederken ortaya çıkan istisnasız bütün gelişmeleri cemaate fatura eden paranoyak mal. bir şekilde her gelişmeden cemaati sorumlu tutar, sağlıklı düşünemez bu beyinsiz.
doğru bir tespittir. afrikalı siyahlara bile türkçeyi öğreten bir lider, medya ve sermaye gücüyle suçluları ortaya çıkaran bir lider, doğu ile batı arasında köprü vazifesi gören bir lider, atatürk gibi dindar. atatürk yaşasaydı gülen cemaatini desteklerdi çünkü gülen cemaati atatürk'ün ideallerini gerçekleştiriyor.
kurtuluş savaşından çıkmış harabe olmuş, insanların bir lokma ekmeğe muhtaç olduğu bir ülkede kendisine yat alarak halktan biri olduğunu ispatlayan önderdir.
bunlar daha düne kadar birbirine ağız dolusu hakaretler yağdırıyordu şimdi tokalaşıp sırıtıyorlar bu nasıl bir mide ? sorusunu sorduran ilginç buluşma. siyasette görüşmeler gayet normaldir ama onca laftan sonra buluşarak gülüşmeler hiç hoş değil.
yeşil sahaların fırtına forvetlerinden biridir. ceza sahasının dışından çatala taktığı topların haddi hesabı yok. oynadığı takımları genelde ipten almıştır. iyi forvettir, bulunmaz hint forvetidir.
bir facebook grubu değil bu. cumhuriyet sevdalısı, atatürk'ü çok seven, ordu göreve sloganları atacak bir milyon rejim yanlısı bulabileceğini kendinden emin bir şekilde ifade eden kemalistin gurur duyulacak, desteklenecek cümlesi.
hepimizin canını sıkan son derece basit bir yalan. emperyalistler kendilerine karşı olan kimseyi sevmez, sevmedikleri hiç kimse hakkında da olumlu övgü dolu sözler söylemezler. örnek: mahmud ahmedinecat.
şimdi bakalım atatürk hakkında ne demişler düşmanlarımız.
--spoiler--
Benim üzüntüm bu adamla tanışmak hususundaki şiddetli arzumun
gerçekleşmesine artık imkan kalmamış olmasıdır.
Franklin D. ROOSEVELT (A.B.D. Başkanı 10 Kasim 1963)
--spoiler--
--spoiler--
insanlığın bütün belirtileri Onda kendini hemen gösteriyor.
Noelle Gazetesi
--spoiler--
--spoiler--
Akıllı ve barışçı yöntemlerle gerçekleştirdiği eseri halkların
tarihinde izlerini bırakacaktır.
Albert LEBRUN
Fransız Cumhurbaşkanı
--spoiler--
--spoiler--
Yeni Türk Devleti ile Ankara Antlaşması' nın imzalanması
nedeniyle; "Bizi arkadan vurdu dağ başındaki haydutlarla
Mustafa Kemallerle anlaştı" diyenlere Fransız Başbakanının
Mecliste verdiği cevap:
Dağ başındaki haydutlar diye isimlendirdiğiniz kahraman
Mustafa Kemal ve O' nun tüm askerleri burada olsalardı teker
teker hepsinin heykellerini dikerdik. Böylesine kahraman bir
antlaşma imzalamaktan gurur duyuyorum. (1921)
Fransız Başbakanı BRIAND
--spoiler--
--spoiler--
Savaş sonrasının en ileri gelen devlet adamlarından biri.
Kendi başına bir klas oluşturuyordu ve hemen her açıdan tekti.
The Fortnightly Londra
--spoiler--
--spoiler--
Savaş Türkiye' yi kurtaran Savaştan sonra da Türk Milletini
yeniden dirilten Atatürk' ün ölümü yalnız yurdu için değil
Avrupa için de büyük kayıptır. Her sınıf halkın O' nun ardından
döktükleri içten gözyaşları bu büyük kahraman ve modern
Türkiye'nin Ata' sına değer bir görünümden başka bir şey
değildir.(1938)
Winston CHURCHILL ingiltere Başbakanı
--spoiler--
--spoiler--
YUNANiSTAN
Türkiye dost ve düşmanlarının hayran olduğu bir deha adama
malik bulunmak bahtiyarlığına erişmiştir.
--spoiler--
evet aşkım, atatürk hakkında düşmanlarının görüşleri bunlar. kuşkusuz atatürk'ün hakkını teslim etmişler, bunda ne var diyeceksin, biliyorum o yüzden şimdiden bsg diyorum. böyle düşmanlık olmaz aq.
--spoiler--
idam edilişinin 49.yıl dönümünde Başbakan Erdoğan'ın da katıldığı törenle mezarı başında anılan eski Başbakanlarımızdan Adnan Menderes'in açık açık meydan okuduğu, 10 "tehlikleli" konuşması derlendi...
Mustafa Armağan / Zaman
--
Şehit edilişinin 49. yılında rahmetle andığımız Adnan Menderes yalnız mazlumluğu ile değil, çalışkan bir başbakan, usta bir polemikçi ve sözünü budaktan esirgemeyen bir hatip kimliğiyle, en önemlisi de yakın geçmişe ilişkin cesurca değerlendirmeleri olan bir siyasetçi ve düşünür kimliğiyle de hatırlanmalıdır.
Aşağıda bizzat kendi konuşmalarından bir derleme yaptım. Bu 'tehlikeli' sözlerin bir yerlere kayıt edildiğini ve zamanı gelince -nitekim o zamanın da Yassıada'da geldiğini biliyoruz- ortaya sürüldüğünü biliyoruz.
Yassıada savunmalarında son derece alttan alan, eline geçirdiği kozları bile kullanmaktan kaçınan nahif Menderes portresi sizi yanıltmasın. Aslında gözüpek bir polemikçidir ve siyasi hayatında karşısında oturan isim de öyle böyle biri değil, anlı şanlı ismet Paşa'dır. Üstelik tek başına bir CHP edecek kadar kudretli zamanlarıdır ismet Paşa'nın. Meclis'te Adnan Menderes'i hedef alan eleştiri, hatta suçlamalarda bulunmaktadır. işte Menderes'in ismet Paşa'nın şahsında CHP'ye ve onun zihniyetine yönelttiği eleştiriler bu gergin siyasi ortamda dile getirilmiştir.
Menderes'in CHP ve ismet Paşa'ya yönelttiği eleştiriler, sadece 1939-1950 dönemine ait değildir. Biraz daha geriye doğru sarkar, yani inönü'nün başbakanlığı dönemini de kapsar. Her ne kadar açıkça Atatürk'ün adını anmazsa da, onun cumhurbaşkanı olduğu dönemi ve memleketi geçim derdine düşürecek kadar ekonomiyi perişan eden demiryolu politikasını da eleştirir.
Özetlersek, Başvekil Adnan Menderes'in eleştiri okları özel olarak inönü'ye ve CHP'ye yöneltilmiş gibi görünse de, aslında ittihat ve Terakki'den başlayarak son 40 yılın bir değerlendirmesidir.
Aşağıdaki cümleleri okuyunca göreceksiniz ki, bu sözlerin bugün dahi söylenmesi büyük cesaret ister. Menderes, işte bu cesareti göstermiş adamdır. Üstelik açık meydan okumalardır. işte o on tehlikeli konuşma:
1) "ismet Paşa, kendi zamanında, 'Ben memleketi idare ediyordum' diyor. O devirde bu memleketi çocuklar da idare ederdi. Çünkü herkesi susturmuş, bir tek kendisi konuşuyordu, memleketi de böyle idare etti ve bu memleket seneler senesi olduğu yerde saydı."
2) "Uzun seneler bir fetih hakkı olarak bu memlekete sahip oldukları zannında olanlar, hayatlarının ileri devresinde ruhlarına girmiş olan bu kanaati değiştirmek imkânını bulamazlar. Kendileri, Allah tarafından memur olunmuş insanlardır! Telakkileri böyledir."
3) "Bütün seçimlerde mağlup olurlar, yine de memleket bizimledir, derler. Hükümet işlerinde şimdiye kadar hiçbir muvaffakiyet (başarı) göstermemişlerdir. Gölge etmesinler, biz başka ihsan istemiyoruz."
4) "1946 Türkiye'si ile 1954 Türkiye'si arasında asır farkı değil, çağ farkı vardır."
5) "Siz bu rejimi devraldığınız zaman darağaçları kurdunuz, o (inönü) zannınca bu memleketin sahibidir. Tek başına memlekete tesahüb ediyor (sahip çıkıyor) ve tek başına bu memleket hakkında konuşuyor. Bunu, bu hakkı nereden alıyor? Biz sizin gibi istila veya fetih hakkına dayanarak mı geldik bu iktidara?"
6) "(ismet Paşa) 1946'da kendisinin mebus seçilmediğini bilmiyor muydu? 4 yıl gayri meşru devlet reisliği (Cumhurbaşkanlığı) yaptığını ismet Paşa bilmiyor mu? Vatandaşların haklarını iptal etmek yolunda bizzat emirler vermemiş miydi? ismet Paşa milletvekillerini takip etmek için bütün milletvekillerinin peşlerine hafiyeler koymamış mıdır?"
7) "Bu memleketteki zulüm devri ismet Paşa ile onun iktidardan düşmesiyle kapanmıştır. (ismet Paşa) hırsı için bu memleketi bir baştan öte başa ateşe vermek isteyen adamdır. Paşa yeter artık! Bu memleketi bizim gibi memleketin içinden gelmiş olan insanlar idare etsin!"
8) "Atatürk demokratik inkılabı tahakkuk ettirmemiştir (gerçekleştirmemiştir), yarıda bırakmıştır."
9) "Millete mal olmuş inkılapları muhafaza edeceğiz, millete mal olmamış inkılapları tasfiye edeceğiz." (Nitekim Arapça ezan yasağı millete mal olmamış inkılaplardan olduğu için kaldırılmıştır.)
10) "Türk milleti Müslüman'dır ve Müslüman kalacaktır. Bu memlekette din hürriyetine tecavüz etmek kimsenin haddi değildir. Hakiki mümin ve samimi Müslüman olanlar din hürriyetinden tamamen emin olabilirler."
Merhum Menderes'in Demokrat Parti Meclis grubunda yaptığı bir konuşmada "Siz isterseniz hilafeti bile geri getirebilirsiniz." sözü de bunlara dahil edilmeye çalışılmıştır. Ancak o sözün manası başkadır. Kastını aşmıştır.
Menderes, Meclis'in şahs-ı manevisine, yani manevi kişiliğine emanet edilmiş olan hilafeti geri getirebilirsiniz derken, gücünüz o kadar büyük ki, bunu bile yapabilirsiniz, bu gücünüzü tanıyorum demek istemiştir. Gerçekten de 1955 yılında söylenmiştir bu söz ve o tarihte DP grubu Meclis'in yaklaşık yüzde 80'ine hakimdir. O grup ki, bakanları istifa ettirmiş, hatta hükümeti düşürmek üzeredir. işte böyle bir ortamda kürsüye çıkan Menderes, gruba, elinde ne büyük bir gücü tuttuğunu ifade etmek ihtiyacını duymuş, bu gücü doğru kullanmaları uyarısını yapmış, ancak sonradan bu söz CHP'li muhalifleri tarafından başka mecralara çekilmiştir.
17 Eylül 1961 günü imralı'da idam edilen Menderes, bir siyasi düşünür olarak henüz incelenmiş değildir. Onun konuşmaları bir külliyat halinde yayımlandığı zaman yalnız hitabetiyle değil, düşünür ve siyasetçi kimliğiyle de yakın tarihimizde durduğu yeri daha sağlıklı bir şekilde değerlendirmek imkânına kavuşacağımızdan eminim.
"halka rağmencilerin" pek hoşuna gitmeyen, halkın ne istediğinin daha önemli olduğu gerçeğini kabul etmeyen, halkı adam etmek, hizaya sokmak gibi görevlerinin olduğunu düşünen, tartışılmaz, değiştirilmez, değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen kanunları savunan ayarsızları rahatsız eden cümle.
halk ne isterse o olur, halka rağmen hiç bir şey yapamazsınız, yapmaya çalışırsanız başarılı olamazsınız, zaten gittiğiniz yol da demokrasi yolu değil darbeler yoluna çıkar. sonra ağlayıp sızlanmanın gereği yok.
halk isterse şeriat gelir, çok doğru ama bu halk şu anda şeriatı istemiyor. sadece laiklikten ve kemalizmden bıkmış bir halk var. şeriattan korkuyor bu halk. ezan okunduğunda sokaklarda dolaşan müslüman, şeriatı sevmez. ezan okunduğunda namazını kılmaya koşan insanlar şeriatı laikliğe tercih eder.
asıl önemli olan, bu halkın islam'dan nasıl koparıldığıdır. camiler yetim kaldı, laiklerin korkusu budur, halkın yeniden camilere akın etmesi ihtimali korkutuyor onları. kıyı kesimlerde yaşanan laiklik denize ne kadar yakın değil mi? ıslandı ıslanacak.
atatürk ilke ve inkılaplarına sahip çıktıklarını, atatürk'ü örnek aldıklarını söyleyen, ömrü darbecilikle geçen sıradan, basit, nitelik kaybetmiş demokrasi düşmanı kimseler.