insanın aklına m.ö 1900lü yıllarda yaşamış olan lut kavmini getiriyor. kavmin kızıldeniz'in kuzeyinde israil de lut gölü yakınlarında olduğu arkeolojik incelemelerle belirlenmiştir. israilin oyunu yine bunlar...
sevgili:
neden hep geceleri geliyorsun
gündüzleri başka bedenlerde ağarttığın bedeninin kirini
neden akşam olunca yüzüme sürüyorsun
tutki yokum tutki bugün hastalandım
tutki bir parça ekmekle canım biraz sevgi istedi
tutma öyle tutma bak gözlerim gene eskidi
neden hep geceleri geliyorsun
sen bana nispet yapıyorsun ben sana nispet
elbet biter bu yanlızlığım ve bende yatağıma senden yana sevgiler alırım
çatımda sarhoş baykuşlar olur
kim bilir belki sana şiir yazmayı bile bırakırım
neden hep geceleri geliyorsun
gelmesen özlerim biliyorsun ama geldin mi nefretler saçıyorsun yüreğime
bırak git git de taze bir bahar rüzgarı değsin tenime
belki yüz vermezsem yarın bu saatlerde gelmekten vazgeçersin
neden hep aynı saatte gelişin
saatide esir almış bir halin var
gelişine değilde gidişine sevilecek bir halin var
neden hep bu saatlerde gitmiyorsun
git...
ne olur git...
hadi git...
dayağı hak ediyor diye bir dava yok adamım. seninde hataların oluyordur elbet biz şimdi seni evire çevire dövsek ağzını burnunu kırsak nasıl olur. bunu kişisel algılamayın ama konuşarak çözüme ulaşmak varken kavga gürültü çok elzem değil. doktor olabilmek için adamlar kıçlarını yırtıyor. bir derdin olursa şikayetçi olursun olur biter.