Girmişim sözlüğe ne kadar enteresanı fantezi değil mi yılda bir defa girip bir kaÇ cümle yazıp Çıkıyorum. Gündeme dair değerlendirmeler yapmak isterdim lakin eskisinden daha fazla boğuyor beni bu işler. Hala ölmedim bu arada farketmişsinizdir. Yaşımız kemale erdi evet bir Çok işte Çalıştır azarlandık hor görüldük yer yer parÇalandık bulutlandık evet ama bi şekilde yaşadık güzel kardeşlerim sokakta da yattık beş yıldızlı lüks otellerde de Çok şükür. Kanatlarımız yok gökyüzünde aklımız. HiÇ bir şey düzelmedi yani muhterem cemaat imam s*ÇtıkÇa biz os*rduk hatta abartıp s*Çmaya başladık. Hatta eceli gelen köpekler de teşrif etti beraber cemaat yaptık. 9 ay evvel daha fakir daha yalnız daha güÇsüz daha Çirkindim o Zaman da umutsuzdum şimdi de umutsuzum. Nasıl iş la bu? Şimdi gidiyorum ama bir gün kanatlarımı takıp geleceğim yengeÇler de uÇacak filler de. Bir yengeÇ asla düz yürümek istemez Çünkü o yürümek eylemine tepki olarak doğmuştur. Sadece uÇabilmeyi diler. UÇacaktır; bekleyiniz.
Büyük bir istikrarla sözlüğe girmeye devam ediyorum azizim. En son dört ay önce entry girmişim fark ediyorum ki yılda üç entry girmeden duramıyorum. Üstelik bu bana inanılmaz bir haz veriyor yani sıradanlıktan öyle uzak ki normalde ''gasdgaklsdflakşsjdfa'' şeklinde gülen ben Hakkı Devrim moduna giriyorum. Mektup yazmak gibi azizim, inan mektup yazmak gibi değerli geliyor. Ne kadar laçkalaşmış diyorum hayatımda ki nesneler şu an farkediyorum, düşünüyorum ve başım canımı acıtıyor. Velhasıl memnuniyetimi dile getirmek istemiştim ve gidiyorum. Bir kaç sonra görüşmek üzere..
efendim bu tür yazarlarımız ayda yılda bir kaç kez gelip, büyük çoğunluğunda giriş bile yapmadan ortalığı kolaçan edip usul usul çıkarlar. Velakin bu yazarlarımız bunu tamamen sevgisinden yapmaktadırlar. Misalen yaşlı aile bireyini sevip ziyaret etmemeye benzer bu durum.
(bkz: crew)
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Alt katında uyumayı bir ranzanın
Üst katında çocukluğum...
Kâğıttan gemiler yaptım kalbimden
Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı.
Aşk diyorsunuz,
limanı olanın aşkı olmaz ki bayım!
Allah'la samimi oldum geçen üç yıl boyunca
Havı dökülmüş yerlerine yüzümün
Büyük bir aşk yamadım
Hayır
Yüzüme nur inmedi, yüzüm nura indi bayım
Gözyaşlarım bitse tesbih tanelerim vardı
Tesbih tanelerim bitse gözyaşlarım...
Saydım, insanın doksan dokuz tane yalnızlığı vardı.
Aşk diyorsunuz ya
Ben istemenin Allahını bilirim bayım!
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Balkona yorgun çamaşırlar asmay
Ki uçlarından çile damlardı.
Güneşte nane kurutmayı
Ben acılarımın başını
evcimen telaşlarla okşadım bayım.
Bir pardösüm bile oldu içinde kaybolduğum.
insan kaybolmayı ister mi?
Ben işte istedim bayım.
Uzaklara gittim
Uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin
Uzaklar seni ister, bak uzaklar da aşktan anlar bayım!
Süt içtim acım hafiflesin diye
Çikolata yedim bir köşeye çekilip
Zehrimi alsın diye
Sizin hiç bilmediğiniz, bilmeyeceğiniz
ilahiler öğrendim.
Siz zehir nedir bilmezsiniz
Zehir aşkı bilir oysa bayım!
Ben işte miraç gecelerinde
Bir peygamberin kanatlarında teselli aradım,
Birlikte yere inebileceğim bir dost aradım,
Uyuyan ve acılı yüzünde kardeşimin
Bir şiir aradım.
Geçen üç yıl boyunca
Yüzü dövmeli kadınların yüzünde yüzümü aradım.
Ülkem olmayan ülkemi
Kayboluşumu aradım.
Bulmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm.
Bir ters bir yüz kazaklar ördüm
Haroşa bir hayat bırakmak için.
Bırakmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm.
Kimi gün öylesine yalnızdım
Derdimi annemin fotoğrafına anlattım.
Annem
Ki beyaz bir kadındır.
Ölüsünü şiirle yıkadım.
Bir gölgeyi sevmek ne demektir bilmezsiniz siz bayım
Öldüğü gece terliklerindeki izleri okşadım.
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Acının ortasında acısız olmayı,
Kalbim ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım.
Kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım.
Aşk diyorsunuz ya,
işte orda durun bayım
Islak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım
Kendimin ucunda
Öyle ıslak,
Öyle kötü kokan,
Yırtık ve perişan.
Siz aşkı ne bilirsiniz bayım
Aşkı aşk bilir yalnız!
henüz saatler önce ayrılmış yazar başlığıdır. Yalnızlığın elinden kurtulmak namına aklını meşgul etmek namına açılmış bir başlık olabilir. bir kaç saat daha bu şekilde idare edebilecek ve daha sonrasında uykusuz gecelere tekrar merhaba diyecektir. dikkatli olunması gereken isandır. uğraşı bulmak için saçma sapan şeyler yapabilir / yazabilir. Bu süreç içinde akli ehliyetitin kısıtlanması gerektiği unutulmamalıdır. Velhasıl ne filler pembedir ne timsahlar.
özellikle şu günlerde kredi kartına 20 taksit yapılabilmesiyle asgari ücretle geçinenlerin bile ellerinde taşıdıkları parmak yalayıcı teelefonarın hayatımıza girmesiyle ortaya çıkmış bir durumdur. saatın alma gücü yüksek olanların binlerce liraya kıyıp 7 si çıkmış 8i nerde bunun gibi hastalığa giden bir durumdan söz ediyoruz. ilkokul çağında ki çocukların bile ellerinde bulunan bu parmak yalayıcı sözüm ona akıllı telefonlar piyasaya giriğinden beri '' tuş '' kelimesi yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. (en azınddan telefonda) Her bir markanın da kendine has bi havası olduğu düşünümektedir. örneğin beyaz bir ayfonbeş sizi elit gösterebilir tek başına yeterlidir bunun için. Ya da bilekböri denilen cihazla ben daha çetin cevizim mesajı verilebilir gibi sanki. nokia cılar ise tamamen geleneklere bağlılığı temsil ederler. samsung ise bana göre bizim paramız ona yetiyo bunu alıyoz yönünü işaret etmektedir.(bir kaç modeli dışında) peki ya tepesinde el feneriyle 12+1 tuş takımıyla 5 liraya değişilen kapağı ve bataryasıyla vaz geçilmez olan nokia telefonlar neyin nesidir ? Görünce neler düşünüyorsunuz çok merak ediyorum
ben seni severken bu şehre yağmurlar yağardı
ben seni severken istanbul' da hep akşamdı
şu samimiyet seferlerimiz de yolda kalmasaydı
Düşlerimiz panjurları pembeye boyamaktaydı
Benim takım elbisem yok mesela dolayısıyla çalıştığım şirkete önemli misafir geleceği zaman bi bahane üretip kaçarım. Lakin bizzat ben müşteri ziyaretine gideceğim stajyerlikten böyle bir sıçramayı bende beklemiyordum ama oldu işte vel hasıl basketbol ayakkabılarımı giyip dağınık saçlarımla kodamanların arasına dalacağım çok heyecanlı olacak insanlara samimiyet hakkında iki çift laf edip görüşmemi tamamlayıp döneceğim. Milyon dolarlık şirketlerine son model arablarıya gelecekler ve ben iETT nin sınır tanımaz istanbulkart ı ile farkımı yine ortaya koyacağım.
Vel hasıl yarından sonra sizlerle çok daha fazla hemhal olacak zamanım olabilir bunu da bir kazanç olarak görebiliriz
evet bunu başardım. Yıllardır istikrarla bulunmuş olduğum ortamdan koptum. En azından şimdilik.
Nasıl bir illet ki internete girince '' ulan feysbuk da yok ne pok yicez '' dedirtiyo arkadaş duyan da sadece facebook kullanan ergenlerden sanacak ama öyle bi durum oldu yani. Merak ettiğim insanlar var filan şeytan dürtüyo bilmem ne ama yooook anaaam yoook bu sefer açmamalıyım bilmiyorum nasıl olacak ama kararlıyım.
başlığı açıp entry yazmaya üşenenen yazardır. Hayır yazmayacaksan neden başlık açıyorsun e hadi başlık açtın neden yazmıyorsun? Zaten ayda yılda bir giriyorsun bari değsin. Yok anam yok şimdiki gençler hep böyle.. Büyük ihtimalle sahur yapmadan oruç tutuyordur. Yazara sahip çıkalım.
3 boyutlu olarak oynanabilen bir oyun olmasına karşın genellike 2 boyutlu versiyonu oyananan basit hareketler (hareket motoru diyemiyorum çünkü sanırım tek bir hareket var kolun aşağı yukarı hareketi) ve iğrenç grafikleri olan alelade bir oyun. '' Server '' üzerinden oynanabiliyor olması nedeniyle oynandığını düşündüğüm oyun. Sağı solu kazacaksın kömür odun toplayacaksın hayvanları keseceksin yün toplayacaksın...
ilginçtir ki kullanıcıların 5-17 yaş arasında ağırlıkta olduğu iddia edilmektedir. (biz öyle duyduk valla )
Allasen oynayan birileri varsa bana bu oyunda ne bulduklarını söyleyebilirler mi ?
* sadece aşağı yukarı el hareketi değil zıplama da varmış efendim
vazgeçmek gerek bazen..
hiç olmamış gibi devam etmeye çalışmak gerek. ama biz sevdik mi ölümne severiz değil mi ? Ferhat ie Şirin, leyla ile mecnun'ların ülkesinde büyüdük biz sevmeyi biliriz. sevmeyi biliriz ama sevdiğimize nasıl davranacağımızı bi türlü bilemeyiz. yavru kuşları sevmek gibi ya fazla sıkar canını alırız ya da gevşek tutup elimizden kaçırırız.
bende kaçırdım, hemde bilerek.
bu yüzden; bazen vazgeçmek gerekir. yolunuz karanlıkken rehber olamazsınız ki kimseye. başkasını neden sürüklemeyi isteyeyim gireceğim sonu belirsiz tünellere. zor olmadı mı ? çok zor oldu evet çok zor. minicik bir dişimiz eksilse yerinden dilimzi hep boşluğuna götürürüz dişi ararız. Koskoca bir kalp sökülüyor, insan aramaz mı? Zor olan sevmek mi, yanlızlığa alışmak mı ?
bu geceler elbet bitecek. elbette kederimden değil bir gün neşemden yakacağım şu sigaramı. biliyorum gelecek. tek korkum ya o gün de mutluluk benden vazgeçerse ? Peygamber eden bulur diyor madem; vazgeçilelim şimdiden pembe hayallerden.
abartmayın Allasen tamam futbol iyi hoş ama her büyük maçta aynı saçma durum hatta 2 gün önceden başlanıyor laf yarışlarına. Yönetimin cuma gününden ekstra tedbir almasını , gerekirse böyle günlerde diğer sözlüklerden takviye yönetici ayarlamasını istiyoruz . Bu ne be kardeşim geldiğimiz noktayı şöyle özetleyeyim :
- Ben 31 çekeyim , karımı sen s*k Fernandes <3
UYARI....ağır şekilde dert içerir....
çok aklıma takılır bu konu. hiç bir şeyim yok mal varlığı olarak. sıradan bi devlet üniversitesinde sıradan bi bölüm okuyorum 4 yıllık mezuniyet aşamasındayım KPSS kursuna gidecek param yok hatta kitaplarının hepsini alacak kadar bile param yok. Bildiğin fakirim lan * Hiç girişken biri de değilim ağzım laf yapmaz he yapar aslında ama konuşmaya utanırım. Özel sektörde iş tecrübem filan da yok. Üstüne bi de ailemin yükünü 1 yıl sonra omuzlamak zorunda olduğum gerçeği var. şimdi soruyorum size ne yapmalıyım ben ?
altımda arabam olsun istemeim hiç ya a ayfonbeşim olsun diye dua etmedim hatta aç kaldım yeri geldi, ekmek bile istemedim. sadece aman ailem rahat etsin de düşüncesi.. Peki ya olmazsa ? Rahat ettiremezsem, misyonumu tamamlayamazsam yaşamanın ne anlamı kalacak ? Ya da kaç yıl beklemek gerekecek bunun için ? Açlığa razıyım açıkta da kalabilirim dert değil ama sevdiklerim çok korkutuyor beni
Hani üniversitede yaz okuluna kalırsınız da derslere gireyip vize final takılırsınız ya öyle bi durum. An itibari ile evimdeyim her gün 3 saat yol çekmem gerekmiyor. Sahur derdi yokk iftar derdi yok el bebek gül bebek mod on yaşıyprum. Biliyorum ki üni. okuduğum ilde ki evimee gidince açık sefalet diz boyu olacak yine..belki yine aynı demlik çayı iki gün ısıtıp içeceğim..Belki yanlızlıktan yine hep o gelecek aklıma vve ağlayacağım..belki de hiç bir şey düşüdüğüm gibi olmayacak..
Az önce gidip biletimi aldım..tam on gündür alamadığım bileti 3 saatlik mesafe biletim.. normalde bi iki saat sonra gitmem gerekiyordu hesaba göre am ben sahuru da burada yapayım diyerek sabah 5:50 arabasına aldım bileti.. Ve şu an öyle saçma bir mutluluk kapladı öyle bi saçma böyle bi saçma saçmalanamaz yani.. önümde ki bi kaç saat bana aşırı kıymetli gibi geldi..hemen eve geldim biletle ilgili esprimi yapıp laptopun başına geçtim kolamı yudumlıyorum ve birazdan annem çay getirecek.. Bütün bunların görünürde ki sebebi yeme içme derdi gibi görünse de eminim anlamıştır benim yaşadıklarımı yaşayanlar.. hadi bakalım bayan basketbol takımımızın maçını izlim şimdi de ayaklarımı uzatıp * ))))))))) gerfield kaçmış içime sanki :(
türkiye ile hırvatistan arasında oynanan maçı kastettiğimi sanıyorsanız yanıldınız pek muhterem insancıklar. Diyeceğim o dur ki Volkan Demirel ile Galatasaray taraftarı arasında yaşanmış saçma ve bir o kadar gereksiz hareketler silsilesi maçın da önüne geçmiş.
Herhangi bir milli takım oyuncusuna yönelik hareket bana göre bütün takıma yapılmıştır. Bir Galatasaray lı olarak bugün o kendini bilmez güruha epey sövdüm ve Volkan için gerçekten çok üzüldüm. Daha önce Emre ye yapılan bu çirkin hareketlerden sonra bir daha görmeyiz sanıyorken bunları yaşamak daha üzücü. imkanım olsa Volkan dan taraftar adına defalarca özür dileyebilirim. AMA....
Taraftarın yaptığı terbiyesizliğe de ana avrat türevlerini kullanarak karşılık vermek bir milli takım oyuncusuna hiç yakışmıyor hele ki pozisyonunun vazgeçilmezi olan birine. Dolayısıyla al birini vur ötekine şeklinde tablo çıktı ortaya YAZIK!!
Bir de şu küçüklerin maç izleme şeysini hiç beğenmedim. Stadlara insan uğrayacak diye düşünülen bu proje taraftarın sesini kısmaktan başa bi işe de yaramayacak.
Dünyada ki en berbat durumlardan biridir. Sesini özledim dediği anda aha şimdi sıçtık denilesi durum. Bedava dakikalar için an itibariyle içmediğim bir pepsi almış bulunmaktayım ve gerçekten ezik hissediyorum. Umarım işe yarar. amin.
http://www.facebook.com/AniL.Akin1905
sayfa ışıl alben fan sayfası diyerek girdim. admin 1 tl diyor üstelik ışıl için. Bunu yapan başka sayfalarda avar başka kişiler adına . bende kendimi nasıl duyurabilirim diye düşündüm ve ilk iş olarak sözlüğe yazıyorum. Lütfen facebook kullanan arkadaşlar sayfayı şikayet etsin. ben bir galatasaraylı olarak bunu rica ediyorum.
