kitabından biraz da olsa sapmış ve günümüze uyarlanmaya çalışılmış ve başarılı olabilmiş film. izleyenlerin yüzde 80' ini ağlatabilecek derecede etkileyici bir yapıt.
günümüz futbolunda başarı iyi de oynasan kötü de oynasan kazanmaktan geçtiğinden dolayı gayet doğru bir sanıdır. hele hele 70 dakika hiç futbol oynamadan bir maçı 2-0 dan 3-2 ye çevirmek ender rastlanan bir başarıdır.
hakemin 1-1 a kadar ota boka faul çaldığı, 1-1 den sonra isviçre lehine her boka faul çaldığı, 2-1 olunca da sağa sola bakıp bu golü nasıl vermesem diye düşünüp istemeyerek orta noktayı gösterdiği maçtır. bir kez gol diye bağırınca sesi kıstırtan maçtır. 3. şampiyonada 4. ev sahibini de yenerek imkansız bir rekoru da kırdığımız maçtır. şimdiden penaltılara çalışmamızı gerektiren maçtır. ayrıca zoru çok sevdiğimizi de kanıtlayan maçtır. son olarak diyecek bir şey bulamıyorum deyip uğruna bir paragraf yazdığım maçtır.
"allah'ım buna da şükür. şimdi chp, mhp ya da dsp kombinasyonları iktidar olmuş olsaydı, elimizde hiçbir şey kalmayacaktı." şeklinde yapılabilecek duadır. çünkü akp dışındakiler şanslarını kullanmışlardır ve yaptıkları da ortadadır.
ingilizceyi öğrenebilmenin en iyi yoludur zira kgb ajanlarının en çok yaptıkları ses amerikanların yaşadıkları yerlere ses cihazları koyarak onları dinlemektir. ayrıca yoldaş olmayı da gerektirir.
sivasspor'un yenmesi halinde gerçekten de şampiyonluk adayı olduğunu ispatlayacağı maçtır. galatasaray için de zirveyi ele geçirme yolunda bulunmaz bir fırsatı kovalayacağı maçtır. sonuç bilinmez tabi ama şurası kesindir: bu akşam seyir zevkine doyacağız.
fenerbahçe misyoneri yazar kardeşim. sağ salim dönmüş olmasını dilediğim kişi. ayrıca ankara da iş bulmasını ve en kısa zamanda 4. halı saha zirvesini düzenlemesini beklediğim canım kardeşim.
sadece işçilerin değil, şantiyeyi gezecek her türlü mühendis, şef, proje müdürü ve ziyaretçi kişilerin giydiği başlık.
giyen kişiye göre renkler değişir:
işçi: sarı
ustabaşı: mavi
mühendis: beyaz
proje müdürü: kırmızı