ingilizce çağdaş anlamına gelen kelimedir. Ayrıca geçmişte önemli bir olayı aynı anda yaşamış insanlar için de kullanılır. Çağdaş sanat, çağdaş mimari, çağdaş dans gibi kullanımlar yaygındır.
Kanadalı şair, denemeci, romancı, eleştirmen, akademisyen, çevirmen. Toronto Üniversitesi'nde Latince ve Yunanca eğitimi görmüş, yüksek lisansını ve doktorasını da bu üniversitede tamamlamıştır. Kocanın Güzelliği, Sesin Cinsiyeti, Kırmızının Biyografisi eserlerinden bazılarıdır. Eserlerinde sık sık yunan mitolojisine atıflarda bulunur. Kocanın Güzelliği kitabında bitmekte olan evliliğini anlatmıştır. Kitabın beşinci bölümünden bir alıntı:
Çoğu eşler gibi kocamı şişirdim Tanrılığa ve orada tuttum.
Kuvvet nedir?
Dostların ya da ailenin itirazları onu pekiştirir olsa olsa.
Annemin onunla ilk karşılaşmasını hatırlıyorum.
Baktığında
okuldan eve getirdiğim bir kitabın birinci sayfasına yazılmış adına
şöyle dedi
kendine X diyen birine güvenmezdim - ve
sesinde bir şey ifşa oldu
bir Babil
girdi aramıza tercüme etmeyi
hiç öğrenemeyeceğimiz
pas tadı
Kehanet. Bütün kehanetleri doğru çıktı annemin
istemeden de olsa.
Eşcinselliğin bir tür değil yönelim olduğunu, bu yönelime sahip insanların kafanızda kurduğunuz stereotiplere uyma mecburiyeti olmadığını ve nasıl heteroseksüel bireylerin hepsi aynı şekilde davranmıyorsa eşcinsel bireylerin de hepsinin aynı şekilde davranma zorunluluğunun olmadığını anlamanız gerektiğini gözler önüne seren başlıktır. Hepimiz kendimize çeki düzen verelim, güzellik yarışmalarında derece alalım düşünceside güldürmüştür (bkz: vizyonsuzluk)
1972 yılında Kodak tarafından 126 format filmin küçük versiyonu olarak piyasaya sunulan ve zamanında oldukça popüler olmuş kutulu bir film çeşididir. Üretimine uzun süre ara verildikten sonra Lomography'nin siyah beyaz bir 110 film üretmesiyle hayata geri dönmüştür. Fotoğraflar büyütüldüğünde kumlu bir görüntü elde edildiğinden çoğu yer banyosunu yapmaz.