Ömrü hayatımda bir amerika başkanının su deposu açılışında , ingiltere başbakanının kilise açılışında yer aldığını görmedim duymadım.
Ya bu Türkiye ye özel bir durum mudur ? Ülke ülke değil belediye sanki. Baştaki de belediye başkanı .
mayıs bitiyor haziran geliyor. Elimde 1 adet sigara gökyüzüne bakarken o gelecek güzel günlerin hayaliyle bir fırt çekiyorum ve diyorum ki :
- ölmeden önce düştüğünü görecek bu gözler.
Artık çevresindeki saçmalıklardan bıkmış , gerçeği bulmak için yüklerinden kurtulmuş bir insanın söylemidir. Ateist , agnostik ve ya deist olabilir. Saygı duyulmalıdır.
üniversite veya başka sebeplerle artık anne babasıyla yaşadığı evden artık ayrılacak olduğu günden önceki gündür. Artık yaşadığı eve misafir olacağını bilir. Hüzünlü bir heyecan yaşar çünkü yeni ve bilinmez bir hayata adım atar.
Genellikle buger king ve mc donalds gibi fast food kasiyerleri sol göğsüne kendi isimlerini veriyorlar. sağdakilerin isimlerini daha öğrenemedim ama bakalım.
Çoğu zaman inanmayanların dini eleştirmesine karşılık genelde bu tarz tepkiler olur. (bkz: inanmayabilirsin ama saygı duymak zorundasın) Ancak unutulan bir şey vardır ki inanan insanın da inanmayana saygı duyması şarttır.
Efendim bugün bunu çok fazla hissetim. izmir türkiyedeki diğer 80 ile göre daha hoşgörülü , daha yaşanılabilir ve insanlarının daha medeni olması nedeniyle izmir türkiye için fazladır.
uzun zamandır kafamı kurcalamış olup ''Ya bir insan çok iyi , muhtaçlara yardım ediyor , yalan söylemiyor filan ama müslüman değil. E bu adam sonsuza kadar cehennemde mi yanacak. Hemde birsürü müslümandan daha iyi bir insanken '' diye sorarak içinden çıkılması zor bir düşüncem oldu.
Buenos Aires'te karısına sinirlenip onu öldürmeye karar veren adam, otelin 23. katındaki odalardan karısını aşağıya atar. Kadın elektrik tellerine takılır. işini sağlama almak isteyen adam, karısının peşinden atlar. Tellere tutunamaz, yere çakılır.
an itibariyle muhabbet kralını izlerken, erol kösenin inciye ve ekşiye resmen sövmesini keyifle izlediğim durumdur.ancak uludağ hakkında bir şey söylememiştir. bu bizim duyulmadığımızdan mıdır yoksa cidden iyi bir oluşum olduğumuzdan mıdır ? kafamda soru işareti oluşturmuştur.
1.dünya savaşı sıralarında hidiv paşa tarafından sudan'dan getirilip özellikle muğla (dalaman) bölgesine yerleştirilen sudan asıllı vatandaşlarımıza denir. içlerinde asimile olup melezleşenlerde olmasına rağmen hala normal bir afrikalı tonunda ten rengine sahip olanlar çoğunluktadır, bazı kişiler gibi yapmayıp (!) asıllarını inkar etmedikleri gibi, kendilerini türk olarak kabul ederler.
o bekleyiş duygusu ne güzeldir. karşındakinin ne diyeceği hakkında binlerce düşünceler geçer kafandan. oysaki karşındaki ya evet diyecektir yada hayır. bu kadar basit kelimelerin aslında durumdan duruma cidden çok anlamlı olabileceğini öğrenmektir.
sözlüğe ilk girdiğim günden beri anlayamadığım bir söylemdir. Laikçiler. Sanki kötü birşeyden bahseder gibi Atatürk'ü savunana yada akp'ye karşı çıkan herkese yapıştırılan damgadır laikçilik. Bu damgayı vuran kişinin de şeriatçı damgası yemesi olasıdır.
edit: fikrim hala aynı