kadıköy nazım hikmet kültür merkezi'nin kafe kısmıdır. fiyatları tam olarak öğrenci işidir. ve tadları falan da güzeldir hani. sınav dönemlerinde mekanın her köşesinde ders çalışanları görmeniz de bu yüzdendir zaten. bahçesi yaz ayları için muazzamdır özellikle. tavsiye edilir.
zeynep çavuşoğlu tarafından yazılmış, 1 mayıs 2010 tarihinde de piyasaya sürülmüş roman.
pek bir etkili arka yazısı vardır;
"aşk kadar kolay değildi hikâyemden çıkan hisler. bir ileri, bir geri savurdu bedenimi yıllarca. onsuz olmak, onunla olmaktan çok daha güzeldi. ne de olsa aşk dediğin, şu yüklediğimiz anlamlardan ibaretti. belki onu gerçekten tanımış olsam bu kadar sevemezdim. pinokyo'mdu o benim. görüntüsünü bulup, içerisine bir ruh yerleştirdiğim herkesten ve her şeyden en kolay kaçtığım yerimdi benim. ne gereksiz hırslara, ne de anlamsız egolarıma karıştırdım onu. olduğu gibi sevdim, olduğu kadar tattım. o beni sevdi mi diye çok fazla düşünmedim. benim onu sevmemle, onun sevgisinin ne alakası olabilirdi?
o benim sonsuzluğum, ben ise onun için hiç bilemediği biri olmuştum. sesimi duyuramadım, boğuldum. sevgimi paylaşamadım, yoruldum. aşkla beslenip, her seferinde ondan doğru doğdum. aşkla büyüdüm ve sonunda yoğruldum. eksileceğim korkusuyla adım atarken çoğaldım. bu kadar sevebilmenin cesaretiyle ben ben oldum. bir şey gördüm onun gözlerinde. çok sıcak, tanıdık, aşktan ve varoluştan. hiç inanmadım biteceğine. bunu her nefeste dile getirmekten korkmadım. benim aşkım o olduğu sürece değil, ben var olduğumca vardı anlamadı! seni seviyorum demekle, yanında durmakla aşk olur sandı. bana bir gün inanmadı, benim sevme tarzıma alışamadı."
öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.
ellerimde koparmaya çaıştığım zincirlerden kalma yara izleri
yeni yeni iyileşmeye yüz tutmuş olsun.
gözlerimde öyle bir karanlık olsun ki, gören kör oldum sansın.
yanaklarım kurumuş olsun göz yaşlarımdan, dudaklarımsa çatlak çatlak.
öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.
belki bin tane aşktan geçmiş olayım ve hiçbiri olmasın gözümde.
hiçbiri tamamlayamamış olsun cümlelerimi,
hiç biri bağlayamamış olsun geceyi sabaha.
hiçbirinin gülüşünün her anı senin kadar aklıma işlenmemiş olsun.
hiçbirinin hayali en güzel haliyle barınamamış olsun beynimde.
hiçbirinin izi kalmamış olsun bedenimde.
öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.
sessizce ağladığım anları kimse çığlık çığlığa hıçkırıklara dönüştürememiş olsun.
ellerim kimsenin üzerinde eriyip gitmemiş olsun, gezinse bile.
dudaklarım senin adını söylerkenki gibi kıvrılmamış olsun hiç bi ad'a yeterince.
yerine koymaya çalıştığım her beden yok olup gitmiş olsun kumlar aktıkça tane tane.
unuttuğumu sandığım, vazgeçtiğimi sandığım,
sevmediğimi sandığım öyle bir zamanda gel ki
yerçekimine karşı koysun damarlarımda beni yaşatan her zerre.
öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın...
hani şu ismail yk'nın facebook şarkısına bi yerimizle gülüyoduk ya, bu da onun ecnebicesi işte.
o değil de, şimdi ismail yk'nın daha önce yazdığını düşünürsek, bu ecnebiler yk'dan mı arakladılar yani şarkıyı? onu geçtim bu şarkının ünü te oralara kadar mı gitti. bilemedim ben.
dinlemesi can yakar. direniyorum diyip de kendinizi uyuttuğunuz içinizde biriken tüm acıları bir anda dışarı çıkartır, öyle fena bir şey.
sonraki bi yirmi dakika yalnız olmanızda fayda vardır, yoksa saklamak için harcadığınız onca emek hıçkırıklarınız arasında kaybolur gider.
velhasıl kelam, önce uyarımızı yaptık, şimdi de buyrun linki;
son yılların en büyük teknolojik hareketidir.3g falan yanında halt etmiştir yani o derece. hem onun kadar reklamı da yapılmamasına rağmen, kanser gibi tüm telekominikasyon ağlarına yayılmış haldedir.
anneye anlatır gibi anlatmak gerekirse, şu şekildedir.
hani avea tarafından gönderilen saçma salak mesajlar vardır ya, şu bilmem kaç kontüre takımınızın gollerini cebinizde izleyin, yok 7 mms atın 100 mms kazanın, yok şakafon var onu kullanın, yok sevdiklerinize müzik dinletin falan, hah işte onlar.
şimdi bunlar sevgiliniz varken gelmezler, ayda yılda bir gelirler, ondan bile yakınırsınız.(ki bu durumu sonradan mumla arayacaksınız haberiniz yok) o kadar nadir gelir ki bu mesajlar siz avea bunları atmaktan vazgeçti galiba diye bile düşünürsünüz.
taaa ki;
ayrılana kadar!
o gün gelip çatar. daha sabahında telefonunuza mesaj gelir. siz bi' umut açarsınız, "sevdiklerinize sesli mesaj gönderin ey insanlar" ulan sevdiceğim mi var bre kafir der, söversiniz.
gün içinde sürekli tekrarlanır bu durum.
aslında dıştan bakınca pek de bir şey değişmemiştir hayatınızda. önceden de telefonunuz hiç susmazdı, şimdi de.
tek fark sevgili değişikliği sadece.
avea'm, biricik sevdiceğim, bu gece iyi geceler mesajını atmadan uyudun, ama olmaz ki bebeyim ya, yapma bi' daha böyle, küserim sonra... ***
sözleri ibrahim sadri tarafından yazılmış, daha sonradan müziği ise fikret hasani tarafından yazılmış harikulade.
yağmur da var
çok sevdiğim rüzgar da
bugün pazar
daha uyanmadı komşular
damların üzerinde kuşlar
daha rahatlar
radyolarda eski şarkılar çalıyorlar bu saatlerde
gönül penceresinden ansızın bakıp geçenlere doğru
yağmur da var
çok sevdiğim rüzgar da
daha uyanmadı komşular
bugün pazar
ve ben seni çok özledim
dışan çıkmak istiyor canım
tek başına haytalık etmek
islanmak pazar sabahında yağmurda
boş caddelerde dolaşmak
vitrinlerine bakmak mağazaların
sinemaların afişlerine
sokakların isimlerine
telefon kulübelerinde uyuyan çocuklara
bir merhaba demek sessizce
sahilde martılara simit atmak
otobüslerin ilk seferlerine binmek
gitmek istiyor canım
hayatın gittiği yere
islık çalıp şarkılar uydurmak kendi kendine
fırından taze ekmek alıp
buğusunu çekmek içine
ve ben seni çok özledim
tam böyle bir şey
çiçeğe su yürümesi
bebeğin ağlaması
toprağın uyanması
yağmurun yağması
ateşin sıcağı
bu pazar sabahı
tam böyle bir şey
bir sabahçı kahvesine uğramak
bir bardak çay
taze dem kokusu
hayatın atardamarlarında dolaşmak
bölmeden şehrin uykusunu
bir siir yazmak
pazar bulmacasının boş karelerine
şiirde tam da bunu anlatmak delice
tam böyle bir şey
hesapsız gölgesiz bedelsiz kimsesiz
bir şiir yazmak
bir bardak çay içmek
sokaklarda gezmek
yağmurda ıslanmak
ve ben seni çok özledim
vedat akdamar tarafından 2008 yılında yazılmış, cemal süreya hakkındaki tüm her şeyi içine alan en kapsamlı çalışma. cemal süreya'nın vefatından önce onunla yapılan söyleşiler, onun hakkındaki yazılarla seçki başlıyor, daha sonra da, ölümünün ardından ona dair yazılan şiirler, yapılan söyleşilerle kitap bitiyor.
içinde ayrıca hatay defterleri, papirus serüveni, ve hakkında bilinmeyenler de yer almakta.
kısaca, cemal süreya sevenlerin başucu kitabı bi' nevi.
true blood dizisinde adı sık sık geçen, fakat yüzünü ilk olarak 2. sezon 7. bölümde gösteren ilah. o ne lan?! edward b.kunu yesin olm senin, emmetmiş hey hey! eric ya da bill'den bahsetmiyorum bile...
inafff diyişine kurban.
2000 yıldan fazladır vampirsin tabi, kolay değil, tarzın yeter.
hele şu repliğin yok mu bayıldım;
hayatımda izlediğim en güzel kurgulu klipler kategorisinde tartışmasız ilk 3te olan bi klibe sahip, bi o kadar da eğlenceli şarkı. sour tarafından söylenmiş.
klip de ise webcam teması kullanılmış ama yok böyle bir olay. nası ayarlamışlar bilemedim. bir de klibin en sonunda herkes kartona kendi ismini yazıp kaldırdığında sağ üstteki hatunlardan biri de elif imiş, onu da gözden kaçırmadım. her yerdeyiz resmen.*
klip ise;
o değil de, elif bebeyim burayı okuyorsan anlat bi hele, nası çektiniz anneem siz onu? merak ettim valla.*
büdüt: oyuncular sour'un fan sitesinden seçilmiş, ve klip direk webcamden çekilmiş, oha lan. kaç hafta sürmüştür kim bilir, nası ayarladılar ki onu hem?**
ümit yaşar oğuzcan'ın istanbul'a bir kez daha aşık eden şiiridir. timur selçuk tarafından şarkı haline de getirilmiştir, lakin şarkının sözleri şiirden biraz farklıdır.
böyledir akşamları istanbul'un
bir efkâr basar içini çoğu zaman
çaresizliğin, yalnızlığın aklına gelir
hatıralar kayar gider avuçlarından
içinde mevsimler değişir, aynalar kırılır
uzaklarda bir çocuk ağlar durmadan
evler, apartmanlar üstüne yıkılır
nereye baksan o eski deniz, o köhne liman
ansızın bir vapur düdüğü yırtar geceyi
başını alıp gidesin gelir uzaklara
düşündüğün bir anda öyle sessizce ölmeyi
çekilir sesler, değişir manzara
kapandı sanırken o eski yara
bir sızı başlar içinde, en derinden
bir bulut gelir, çöker üstüne kapkara
iki damla yaş süzülür kirpiklerinden
bir meyhane köşesinde ararsın teselliyi
saatler geçip gider, kadehler boşalır
düşersin yollara canından bezmiş
başında bir ağrı, içinde kahır
şekiller bozulur, renkler kararır
solar ümitlerin, batan günle birlikte
böyledir akşamları istanbul'un
eriyip gidersin o koyu mavilikte
bütün bu sürekli arayışlar neden bilir misin
neden bu durup durup isyan etmeler allaha
bu aldanmalar, yıkılmalar, bu sonsuz çalkanış
hep sana yaklaşmak için, biraz daha biraz daha
seni bulmak yılgın, yıkık gecelerden sonra
sana çıkmak merdivenlerden nefes nefes
belki ben yalnız senin güzelliğinde çirkinim
hiç solmasa güzelliğin, böyle hiç bitmese
yanmak var sana yaklaştıkça biliyorum
yok olmak var, kahrolmak var, kül olmak var
öyle bakma gözlerime bakma artık ölüyorum
yaşamanın ta kendisi oysa bu ölmek değil
gözlerim gözlerinden başkasını unuttu
sen yoksan o yokluktur, senden öncesi yoktu.
kampuste panik yaratan, tüm fakülte binalarının bosaltılmasına ve kampusun didik didik aranmasına vesile olan ihbardır.
bunun nedenini de ergenokana baglarlarsa sasırmam hani.
Bir gün olmadı ki seni düşünmedim
Gittiğinden beri
Kalbin hep bende
Hiç aklın kalmasın verdiğinden beri
Çok yaşadık beraber çok şeyler yaşadık
Hayaller keşfettik zor günler atlattık
Kavgalar dövüşler küfürler patlattık
Ama vazgeçmedik hiç bir gün bezmedik
Gece gündüz kalbimde sen
Seni asla bırakmam ben
Yokluğunda özler bedenim
Sabırla dönüşünü beklerim
Niye bu kadar uzaksın hep benden
Bir bilsen ah nasıl canım acıyor
Niye bu kadar çok yollardasın sen
Hadi birleşsin artık şu yollarımız
Bir an olmadı seni istemedim
Öptüğünden beri
Ruhum hep senle ben yokken üzülme
Sevdiğinden beri
Çok yaşadık beraber çok şeyler yaşadık
Hayaller keşfettik zor günler atlattık
Kavgalar dövüşler küfürler patlattık
Ama vazgeçmedik hiç bir gün bezmedik
Gece gündüz kalbimde sen
Seni asla bırakmam ben
Yokluğunda özler bedenim
Sabırla dönüşünü beklerim
Niye bu kadar uzaksın hep benden
Bir bilsen ah nasıl canım acıyor
Niye bu kadar çok yollardasın sen
Hadi birleşsin artık şu yollarımız
kadıkoyün rıhtım tarafından minibüslerin kullandığı sokakta bulunan, karışık pilavının tadı harikulade olan, mutlaka istanbulda gidilmesi gereken 100 yer listesine eklenmesi gereken yerdir.
boş yere umutlanma
çünkü güven olmaz
sonsuza dek beslenir
yalana doymaz
oydu senin tek hayalin
yok ki şimdi mecalin
oydu senin tek hayalin
yok ki şimdi mecalin
aslında hedefi buydu
yüzünü gördün korkma boşuna
istediğin oldu
tüm bunlar kalmaz yanına
yok yere surat asma
çünkü senin olmaz
sonuna kadar eğlenir
haberin olmaz
oydu senin tek hayalin
yok ki şimdi mecalin
oydu senin tek hayalin
aslında hedefi buydu
yüzünü gördün korkma boşuna
istediğin oldu
tüm bunlar kalmaz yanına
telefon: hayatım, canım, bak böyle yapma. bu aralar kafam cok karısık, yüz yüze konussak daha iyi olur tabi. sacmalama sadece arkadasım o, biliyorsun problem sende değil ben de. ama bak dost kalalım tamam mı, görüşelim yani
yok yere umutlanma çünkü seni
sonsuza kadar eğlenir haberi
yok ki şimdi mecalin
aslında hedefi buydu
yüzünü gördün korkma boşuna
istediğin oldu
tüm bunlar kalmaz yanına
aslında hedefi buydu
uyandın geçti korkma
istediğin oldu
tüm bunlar kalmaz yanına
simülasyon dersinde service time, interarrival time gibi bir cok degerin bulunmasına yarayan yontemdir. kafadan rakam atmanın formulize edilmiş hali olarak da bahsedilebilir.
sophie ellis bextor'la ilk tanısmamı saglamıs sarkıdır. yine hatunun tüm sarkıları gibi kalite kokar, ve enfes bir klibe sahiptir. klip sonundaki o pullu kırmızı ayakkabılardan fellik fellik arıyorum sözlük, o derece.*
sözleri;
it's murder on the dancefloor
but you better not kill the groove
dj, gonna burn this goddamn house right down
oh, i know i know i know i know i know i know
about your kind
and so and so and so and so and so and so
i'll have to play
if you think you're getting away
i will prove you wrong
i'll take you all the way
boy, just come along
hear me when i say
hey
it's murder on the dancefloor
but you better not kill the groove
hey, hey
it's murder on the dancefloor
but you better not steal the moves
dj, gonna burn this goddamn house right down
oh i know i know i know i know i know i know
there may be others
and so and so and so and so and so and so
you'll just have to pray
if you think you're getting away
i will prove you wrong
i'll take you all the way
stay another song
i'll blow you all away
hey
it's murder on the dancefloor
but you better not kill the groove
hey, hey
it's murder on the dancefloor
but you better not steal the moves
dj, gonna turn this house around somehow
murder on the dancefloor
but you better not kill the groove
hey, hey
it's murder on the dancefloor
but you better not steal the moves
dj, gonna burn this goddamn house right down
don't think you'll get away
i will prove you wrong
i'll take you all away
boy just come along
here me when i say
hey
it's murder on the dancefloor
but you better not kill the groove
it's murder on the dancefloor
but you better not steal the moves
dj, gonna burn this goddamn house right down
it's murder on the dancefloor
but you better not kill the groove
hey, hey
it's murder on the dancefloor
but you better not steal the moves
dj, gonna burn this goddamn house right down
it's murder on the dancefloor
(on the dancefloor)
but you better not kill the groove
hey, hey
it's murder on the dancefloor
(on the dancefloor)
but you better not steal the moves
dj, gonna burn this goddamn house right down
sophie ellis bextor'un yine kısa film niteliginde klibe sahip sarkılarından sadece bir tanesi. lise yıllarımda hastasıydım bu klibin. şimdilerde düşününce şarkıdan once klip aklıma gelmesi, klibi tekrar izleyince sarkıyı hatırlamam da bu yüzden olsa gerek.
işte sözleri;
i used to change my accent, change my stance
my phone number, the way i dance
some people change lovers like they change their sheets
but i won't change you honey, you're for keeps
i used to think i had to change the way i am
to feel better, to get a man
but once i stopped trying i fell for you
you fell for me so i'll stay the same for you
oh yeah i know that i'm not perfect baby
oh yeah it's no reason to go crazy
oh yeah boy you can always count on me
for better or for worse i will always put you first
now that i have found you
you've changed my life
cos you're the one who showed me
i have everything right
we're never gonna differ cos we know it's true
so don't change me and i won't change you
i used to change my style like i changed my mind
i tried to change a tyre but i'm not that way inclined
tried to change my figure my diet too
i'll still change my underwear if that's o.k with you
but after seeing you i know that here is best
oh yeah the world can sometimes make you feel bad
oh yeah but don't forget the things you have
oh yeah boy you can always count on me
in sickness and in health baby always be yourself
blink 182 adlı grubun dinlenesi sarkılarından sadece biridir. şu ana kadar baslıgının acılmaması da hayretler vericidir.*
sözleri ;
It's hard to wake up
When the shades have been pulled shut
This house is haunted
It's so pathetic
It makes no sense at all.
I'm ripe with things to say
The words rot and fall away.
If a stupid poem could fix this home
I'd read it every day.
So here's your holiday
Hope you enjoy it this time
You gave it all away
It was mine
So when you're dead and gone
Will you remember this night, twenty years now lost.
It's not right
Their anger hurts my ears
Been running strong for seven years
Rather than fix the problems, they never solve them
It makes no sense at all
I see them every day
We get along so why can't they?
If this is what he wants and this is what
she wants
Then why is there so much pain?
So here's your holiday
Hope you enjoy it this time
You gave it all away
It was mine
So when you're dead and gone
Will you remember this night, twenty years now lost
It's not right
So here's your holiday
Hope you enjoy it this time
You gave it all away
It was mine
So when you're dead and gone
Will you remember this night, twenty years now lost
It's not right x4
zamanında the groovity adıyla bilinen grubun yeni ismidir. 5.yıllarını kutlamanın büyük sevinci icerisinde istanbul'lu bir ekstrem pop-rock grubu olarak tanımlanabilirler kısaca.
tanım yapmak istemiyorum daha fazla, cünkü gercekte bir grubun ne kadar iyi oldugu yaptıgı müziklerdedir. müziklerse size hissettirdikleri kadar iyidir. dünya kocaman dediler onlar bana, daha dogrusu ben ilk oradan tanıdım onları.kaldım öylece, dinledim ard arda. bir nefes aradım tüm dertlerimde kurtarabilecek belki de.
Sonra aşk var dediler, ve dondurdum hayatı, basa sardım dinledim, dinledim tekrar sardım, yatagın üstünde zıpladım, tepindim durdum.*
şimdi aşk vardı diyorlar, solugumuzu tuttuk dinliyoruz.
hatayın denizciler ilcesinde otoban girişinde yapılan rutin kontroller esnasında gerceklesmiştir. arabadaki pkk elemanları 2 polisi sehit etmiş, o sırada oradan gecmekte olan bir aracı gasp etmiştir. ayrıca icindeki 4 kişilik aileyi yaralayıp kacmıstır.
her zaman oldugu bilinen, ama uzun bir suredir daglardan inmeyen pkklıların, sehre inmelerinin sebebi de haftaya iskenderunda yapılacak olan dtp mitingi olarak gosterilmekte.
su an dörtyol ilcesindeki tüm askeri tanklar daga cıkmıs durumda, arama yapmaktalar.
soylenecek baska söz yok artık. sehit ailelerine bas saglıgı diliyoruz. allah o göt kafalı hayvanların belasını versin baska bir sey degil!
en çok
senin yanında üşürdüm
sen beni her zaman üşütürdün de
haddimi aştığım zamanlarda
sana yaklaşmayı denediğim zamanlarda yani
en acımasız soğuğunu çarpardın üstüme
çok toydum
dayanamazdım
buz kesilirdim
ve son bir vuruşla
paramparça etmeyi de ihmal etmezdin
o buz kütlesini her seferinde
yine de ben toplardım yerlerden kalbimin kırıklarını
suya benzerdin
musluktan damlardın mesela
ben uykuya dalmadan hemen önce
uykumu bölmek için
yada durup dururken
bir salgın hastalık getirirdin uzaklardan
bana armağan ederdin
hiç bi şey yapmasan
ayakkabımın içine girerdin
tam da evden yeni çıkmışken ben
sen basbayağı suya benzerdin
ne zaman kötü hissetsen
kötü hissettirmek için
yokuş aşağı akmaya başlardın bütün gücünle
tabi ki ben olurdum yokuşun altında
ve her zaman hazırdı savunman;
yokuş yukarı nasıl akacaktın
ve tabi ki gövdemi parçalardın
sen benim gövdemi parçalardın da
yine de ben toplardım yerlerden kalbimin kırıklarını
sen suya benzerdin ya
sensiz olmazdı
olduğu kadar da olmazdı
yani ben bir hiç kimseydim
ama yine de ben toplardım yerlerden kalbimin kırıklarını