günümüzde para cezasıyla cezalandırılan, hatta promil ölçümü gerektiren suçumsu.
antalyada trafik polislerince tck nın bilmem kaçıncı maddesi gereği, mahalle sakinlerini rahatsız edecek kadar içtikleri tespit edilen iki şahsa verilen cezaya konu suçtur. promil dereceleri 0,50 yi geçmediği ve trafik kanununa göre suç bile kabul edilmediği halde cezaya konu edilmiş eylemdir.
son sürat sağ kanattan akıp herkesi geçip de o hızla yaptığı ortanın karşı taraf bayrak direğinin yanından taca gidişini izletmekten bıkmadığı için kendisini geometri öğretmenliğine davet ediyorum. çok güzel kaleye teğet çiziyor.
maç tekrarı için beşiktaşın başvurduğu sıralarda hedef değiştirmek, dikkat dağıtmak isteyen tff nun garip açıklamasıdır. ceza denemez, dense dense kamuflaj denir.
türkiye futbol federasyonu futbol müsabaka talimatı:
madde 9. oyuna müdahaleler:
temel ilke hakemler ve asli unsurlar (oyuncular ve
teknik adamlar) için dürüst, eşit ve güvenli müsabaka
koşulları olduğu sürece maçın yarıda bırakılmamasıdır.
maçın dürüst, eşit ve güvenli yönetilmesi koşulları ortadan
kalktığında hakem maçı tatil eder.
diyetteki bünyelerin öğle yemeğini geçiştirmeleridir.yanında irmik tatlısı iyi gider, iki tane de elma menüyü tamamlar.
alkoliklerin ufak ufak akşama hazırlık çalışmalarıdır.
asmanın altından sürekli girip çıktığın denizdeki dalgalara bakarken aklına gelir dersler. açılır kapanır masanın ayağını sürüp kanadının birini açarsın. muşambalı aliminyum sandalyeye kurulur, sayfaları gezmeye başlarsın. güneş hüzmeleri süzülür geniş yapraklardan. bunaltmaz ama sıcak. evin yanından eser rüzgar sana doğru hafif hafif. her şey tam ayarındadır ve seni engelleyebilecek denize de artık doymuşsundur. ve hayallerin kalır geriye bir tek atlatman gereken. imkansız değildir tatilde ders çalışmak.
motordan ses gelince gittiğim servisin atik elemanı.
-abi bi kaldıralım aracı diyerek başladı. abi şimdi şu delikler var ya.
-var amq.
-he onlara taş giriyor, ufalanana kadar saca çarpıp ses ediyor.
-oldu o zaman ben gider.
-aabi dur bi senin lastik kanser olmuş. kenardaki kırıkları gördün mü aabi. heh oralardan ısınınca yarılır, dengeyi kaybeder yoldan çıkarsın aabi.
-aabine sokuyum, ne yapmalı.
-değişecek abi zaten 5 yıllık lastik, kilometresi kaç abi senin.
-28000.
-aabi o değil de bu lastikler durduğu yerde çürür abi.
-iyi o zaman ne tutar lastikler.
-abi bi fiyat soralı servise.
-buyrun çay alırmıydınız.
-yok niyetliyim.(kibarca red)
-kleber markamız var duydunuz mu.
-yoo.
-aslında michelinin aynısı da markasızı bu.
-ulan demin bu markayı duydun mu diye sormadın mı sen bana o elinle de işaret ederek.
-abi marka da bik de vik de. 500 yetale de.
-maaş gelsin de bakarız.(he yedim ben de)
aklına gelen enterasan birşeyi aman bir an önce unutmadan yazayım deyip o heyecanla tanım yapmayı unutanların girileridir.
(bkz: (#808871))
(bkz: (#6231178))
otomobil hoparlörüne walkman takıp ayaklarını kestirip göbek hizasına indirilen masanın köşesine konulması, oturak yeri çıkan sandalyenin sırt kısmının kesilip ayaklarına konulan tahta ile sehpa haline getirilmesi, ordan çıkan oturak yeri başka bir sandalyeye sırtlık olarak monte edilerek konforlu bir oturuş sağlanması ve masanın camın önüne konulması sonucu müzik dinleyip dışarıyı seyrederek hayallere dalınmasından mütevellit ders çalışılamaması.
bir abi vardı. harabenin yanındaki çalılıkta cinsel eylemlerde bulunurdu, ne oldu ona.
kıçı açıkta yatınca üşütüp öldü mü. sorusunu akla getiren düşünce kalıbıdır.
iki hırbo kadıköy-üsküdar otobüsünde aralarında geyik çevirirken;
x kişisi- in lan ben sürücem. der.
şoför de tesadüfen iner.
x- dur ya ben şaka yaptım.
y- olum indi işte adam sen sürersin artık.
x- ya dur nereye gidiyorsun, süremem ben bu otobüsü.
ortam yarılır.
romatizmalı kalın gözlüklü ak saçlı teyzem ve etrafında pervane olan iki daha genç bayan. genç dediysek 50 sini geçik şişko olanı, diğer çıt kırıldım da 40 ını geçik. gelelim tahminlerime; kadının kocası ölmüş ve toplumun yüzde 15 i gibi çocuğu olmamış. tabi olmayınca çocuk paracıklar yenilmemiş içilmemiş küpe basılmış. neticede yaşlı teyzenin bir ayağı çukurda, bir gözü toprağa bakıyor. doğal olarak da miras bırakacak giderken. kime bırakacak, tabii ki kardeşine ve yiğenine. bu noktada devreye bu ikisi giriyor ve teyzemi bir eli yağda bir eli balda yaşatıyor ki vakit saat geldiğinde bir sürprizle karşılaşılmasın. teamüller yerini bulsun. kızılay babayı alsın. zeytinli puaça getiriyor şişko "bak bu da zeytinlisii" diyerek hafif tabağa doğru eğilip yan yan da kadını keserek. ııyy iğrenç.
"acıktıkça millete bağırıcam, sevabı boşa gidecek,sevap kazanamadığım gibi durduk yere günaha girecem" diyerek oruç tutmamak. islam kolaylık dinidir, varsa böyle bi güzellik anlatsanız da başlık başıma kalmasa, he bi tanelerim bi el atsanız da çıkarsak kuyudan bir iki bi şey. burhan altıntop gibi yavşadım ha yalnız.