Ülkemizin kuruluşundan,daha önceden Osmanlı Devleti döneminden beri süregelen kürt sorununu,Kürt isyanlarını;ortak paydada,ortak tarih ve kader birliği içinde iktidar partisi,pkk temsilcileri ve onun siyasi uzantısı ile yapılmaya çalışan ancak Ş.Urfa da iki polisimizin şehit edilmesinden sonra buzdolabına koyulan türkiyelileşme hareketinin bilinen adıdır.
Gelelim şimdi bu sürecin türk halkı nezdinde ki yanlışlarına.
1.Herkes hatırlar,haburdan gelen ve çoskuyla karşılanan teröristler
2.Oslo süreci.Önce devlet teröristle pazarlık yapmaz deyip,sonra aynı masada buluşmak.
3.Andımız ve devlet kurumlarındaki T.C. ibaresinin kaldırılması.
4.çözüm süreci zarar görmesin diye terörle mücadelenin askıya alınması.
5.nevruzda ve bazı mitinglerde Apo posteri açılması.Ve bunun suç olmaktan çıkarılması.
6.Yine süreç zarar görmesin diye,bölgede devlet otoritesinin en alt seviyeye inmesine müsaade edilmesi.
7.terör örgütünün siyasi kanadının gözgöre göre devleti,türklüğü,manevi değerlerlerimizi aşağılamasına ve sözde özyönetim,eşbaşkanlık,Vs.sistemlerine ses çıkarılmaması.
8.Siyasi kanadın, terör örgütüne lojistik hizmet sağlamasına,bazı belediyelerin örgüte insan devşirmesine göz yumulması
9.Terör örgütünun şehir merkezlerine yığınak yapmasına,belediyelerin sokakları hendek kazarak örgüte avantaj sağlamasına ses çıkarılmaması
10.sürecin en baştan yanlış kurgulanması.Ve tabiki iktidar partisini sevmemek.
Nedenler aklıma geldiği kadarıyla bunlardır. Bu süreçle birlikte Kürtler Kürtçe egitim alıyor,Kürtçe yayın yapan devlet kanalları var.Bazı illerde iki dilde tabelalar var.Yani baya bir kazanımları var. Lakin,bu kazanımları aldıkları hâlde devletten yana olmayıp hâlâ terörü destekleyen, sempati duyan bir çoğunluk var. Bu süreçte iktidarın bana göre en büyük hatası;kürt halkına bu kazanımları sağlarken terörle mücadele etmemesidir. Eğer kürt halkının bir kısmı,bu terörü destekliyorsa sen naparsan yap destekleyecek. Senin işin devlet olarak ne pahasına olursa olsun terörle mücadele etmektir. O dönemde törerist ile vatandaş kürt ayrımı yapılmalıydı.Ve vatanında mutlu olanla yola birlikte devam ederken,hayal kuranlar ve terörü öyle yada böyle destekleyenler temizlenmeliydi. Güçlü ülke böyle yapar be böyle güçlü ülke olunur.
Sabaha karşı izlediğin haber programında,zaten zar zor geçinen milletvekillerimize bir de utanmadan yapılan maaş ve sosyal hak iyileştirme haberine denk gelmektir. Televizyonu açtığında moda programından,yarışma programlarından,çoook sıfatlı adamların mahalle karısı gibi tartışmalarından kaçamamaktır.Bir de senin hayatın hakkında karar verme yetkisi olanların sadece 'ceplerinin' dolu olduğunu bilmektir.Cehennemdir.
Sabaha karşı izlediğin haber programında,zaten zar zor geçinen milletvekillerimize bir de utanmadan yapılan maaş ve sosyal hak iyileştirme haberine denk gelmektir. Televizyonu açtığında moda programından,yarışma programlarından,çoook sıfatlı adamların mahalle karısı gibi tartışmalarından kaçamamaktır.Bir de senin hayatın hakkında karar verme yetkisi olanların sadece \'ceplerinin\' dolu olduğunu bilmektir.Cehennemdir.
simit olduğu tamamen hayal ürünüdür.simit değildir.olsa olsa fırında kaderıne terk edılmiş hamurdur. fıyatıda 25 kuruştur. 'Rize simidi.' TDK üyesi dostlara selamlar.
neyzen tevfik' in dizeleridir. siyası muhabbete girmeye tenezzül bile etmeyeceğim, kimden ne duyduysa artık kesin doğru olarak kabul eden, büyük bir ihtimal cemaatte bulunmuş bir yazarın entrysıne konu olmuştur.
başlık: şarkıcı. Seven nation army şarkısında ingiltere kraliçesi elizabeth' e laf dediği için mi bilmem ama pek popüler olmayan şarkıcı. o klipteki kızları nereden bulduğunu merak etmişimdir.
tanım : aşk, tesadüfleri gözümüze daha hoş getiren duygudur. liseye yeni başlamıştım. yıl 2007 idi galiba. bursa yenişehire lise okumaya gittim. ilk defa bursa nın bı ılçesıne gıdıyorum hemde okumaya. boru degıl bursaya geleli 4 yıl olmus ergenız daha terleyecek lıselı bıyıgı bıle yok. uzun bır yolculuktan sonra yenısehıre vardık. orada bı tanıdık varmıs tabı ben bılmıyorum yerel bır gazetede calısıyormus. onunla bırlıkte ılcedekı yurtlara gıttık. once osmangazı yurduydu galıba mola pastanesı var ıznık yolunda orada ıste. gıttık bır abı var yenı kayıt ıslemlerıyle ılgılenıyor. gorunce dersın yuz yıllık ıcıcı. sayet ben oyle hıssettım. bu eleman bıze bır lıste uzattı. özeti şu; kafana göre yasamıcan, kıtap okuyacaksın, ders çalısacaksın, gerekırse yasamayacaksın. tam aılemın ıstedıgı bır yurt yanı. sonra annem ' içine sindi mi oğlum?.' dedı. o an aklımdan neler gectı ama ben anne sacmalama demekle yetındım. sonra bu gazetecı abı bızı baska bır yurda goturdu. yurt; dıgerıne gore kat kat daha ılıman bır yonetıme sahıp, guzel bır bahcesı, futbol basketbol alanına sahıp bır yerdı. eskı bır medrese zaten. içime cidden sinmişti. sonuç olarak orada okumaya başladım. ortam iyiydi ara sıra bızı korkutmak ıcın bazı muhabbetler cevırıyorlardı ust sınıflar. her hafta halısaha fılan takılıyorduk. o sıra çıktıgım bır kız vardı. benden 2 yaş buyuk 9. sınıf ılk donemının ortalarına dogru cıkmaya başlamıştık. kız bizim okuldan degıldı. kestelin bilmem neresinde oturuyordu. yurtta halen daha görüştüğüm kardeşim server vardı. ve okuldan bir kızla çıkıyordu. e halıyle yengeyle -ayşe- benım de az cok muhabbetım vardı. bursa dan okul servisiyle gidip geliyordu yengemiz o dönemler. arada bızde harclıkları bıtırınce onlarla donuyorduk eve. ve servısle gıden arkadaslar candı bizim için. bir gün, -mayısın ortalarına dogru- server de yengenın servısıyle (galiba hatırlamıyorum ama) bursa ya gitmişti. kayıtlı olmayan bir numaradan bana mesaj geldi' merhaba, ben ayşe. ya mükremin benim tel okulda kaldı da gidip alabilir misin? lütfen..' yengenın rıcası emır sayılır. hemen gıttım yurttakılere ' yok hastayım yok babam geldı yok soyle yok boyle dedım, dedım dedım dınletemedım, ızın alamadım. tohumları saglam abıler gelecekmıs yok toplantı olacakmıs salmadılar. bende ne yapayım yengeye yazdım aynen durumu 'yenge ben mukremın ben yurttam cıkamadım toplantı fılan olacakmıs ama merak etme. yasın mudur (okul bekcısı) telı bulmustur yarın alırsın. k. bakma.' sonra o numaradan mesaj geldı yıne. 'mukremın ben didem, ayse az önce indi. ben söylerim mesaj attıgını.' 'peki, tesekkurler.' dedım bende. zira sectıgı kelımelerden bayan oldugu bellıydı. ergenız ya dısı sınegı kanadından tanırdık. ee yurtta da kaldık. neyse. bir beş on dakka geçti. içimden bi ses ' olum şu kız mesaj at konuşursun. hazır sms de yapmışşın. en kötu ıhtımal arkadas olursun. zaten konusmasından ıyı bır kız oldugu bellı oluyor. ' sonra hayatımda bır defa dedıgım cumleyı yazdım ona. 'vaktın varsa ve musaıtsen konusalım mı?.' şimdi dusunuyorum da o ne özguven be kardesım? hanı kız 'ne munasebet be salak .s .s ' dese adımızın yavsaga cıkmasıyla kalacagız. neyse kı konustuk. en azından cevap attı ve 20 msj fılan da olsa konusmaya basladık. kızı daha hıç görmemıstım. ertesı gun servere anlattım o da yengeye telefonun okulda unutulması olayını o da yengeye sormus ıste ne oldu fılan. tabı dıdemle konustugumuzu kımse bılmıyor. gel zaman gıt zaman bız dıdemle 'canım arkadasım.' sevıyesıne geldık. her gun konusuyorduk. ve muhabbetımız guzeldı. o sonra bızım okuldan bırısıyle cıkmaya basladı, ben de kestellı kızla cıkmaya devam edıyordum. sonra okullar kapandı 9. sınıfın yaz tatılı. konusmaya devam edıyorduk arkadasca ama ben coktan 'şu kız sevgılım olsa allah'ım senden baska ne ısterım?.' modlarına gırmıstım. konusmasıyla tavırlarıyla dogrulugu ve tabı kı gözlerıyle aklımı basımdan almıstı. bi aksam bu bana sevgılısınden ayrıldıgını soyledı. ıcımden uzulmesıne uzuluyor, ama onun pek fazla takmamasıyla umutlanıyordum. tesellı ettım bır sekılde. sonrakı gun ben de sevgılımden ayrıldım. serefsızlık bılıyorum ama o kız ınsanın hayatı boyunca karsısına bır defa cıkan kızlardandı. ayrılmıştık ıkımızde çıktıklarımızdan. konusmalarımız her gun bıraz daha uzuyarak devam edıyordu. bir gece terasta -25 temmuz 2008- otururken uzunca bır sıır yazarak ona asık oldugumu soyledım. ona deger verdıgımı, kulagına sevgılım dıyerek yıllarca gözlerine bakmak istediğimi filan. suan bunları yazarken bıle duygulanıyorum .mk. sonra cok pesınden kostum tabı. 2008 yazında sadece bır gun sesını duymamıstım.. 2009 ekım 27 de cıkmaya basladık. çok ıyıydı hersey bana gore. sevlılıler gunu yaklasmıstı. 9 subat pazartesı gunuydu. bana mukremın annem ögrendı galıba bıtırmemız gerekıyor demıstı. koylesı de cebımde.. cok koymustu. allem ettım kallem ettım ayrıldık sonuç olarak. onun arkadaslarıyla mutlu mutlu yasadıgını gorunce daha kotu oluyrdum bende bana yavsayan ve onun nefret ettıgı bır kızla cıktım 3-4 hafta sonra. maksat kafamı dagıtmaktı zıra sıgara ve alkole baslamıstım. sonra o kızdan ayrıldım dıdemle barıstım sonra dıdemle ayrıldık, bu kez dıdemlerınınıftan bı kızla konusmaya başladım. sonra o kızı da bıraktım. yıne dıdemle barıstık. hayatımın en pezevenk donemlerını yasıyordum. yasamak ıstemedıgım halde hem cahıllık, hem ego denılen ıllet sey bana bunları yaptırmıstı. dıdem benım agzıma s. çtıkca ben de baskasına aynısını yapıyordum. ve bu b. ku 2-3 kez yıyordum. dıger kızlar umrumda degıl ama dıdem baska. karakterı benım ıcın daıma onu dıgerlerınden ayırmıstı . kusursuz degıldı. cevresınde kı kızlar gıbı olmayısı, dostlarını rahatsız etmıstı ve kendılerıne benzetmeye calısıyorlardı. ama olmadı. heralde yanı. insallah. neyse. 11 sınıfta baktım yıne ayrıldık ben bu sartlar altında ders calısmam dıyerek okul degıstırdım. o da degıstırdı. artık farklı okullardaydık. eskı okuldan bı r arkadasmda dıdemle aynı okuldaydı hatta aynı sınıftandı. bazen gorustugumuzde soruyordum ıste sevgılısı var mı fılan dıye. genelde yok dıyordu ama bı defa bı ayakkabı cantası varmıs ve sevgılım almıs demıs. ne kadar dogru bılemem. ama hayırlısı be gulum. sanmıyorum baskasıyla cıkacagını. ben onca rezıllık -nefret ettıgı kızla cıkmak, sınıf arkadasıyla cıkarımsı gıbı takılmak- yaptıktan sonra cıkmadıysa.. zor. benı bıle kac ay pesınde kosturdu cadım benım. evet sızofrene bagladım. uykusuzm . sabah dershane var. neyse neyse.. hala benı sevdıgını dusunmek ıstıyorum vs. yasamak zor. ıste oyle boyle devam ederken hayat normal rayında bu yıl kı tuyap da onunla karsılastık. hemde bıldıgın karsılastık. ben yol kenarında benı yarım saat eken arkadasımı beklerken o da aynı tarafta otobuslere dogru gıdıyordu. tamamen sans. arkadasa gec geldıgı ıcın sovuyordum sonra dua ettım valla. iki yıl olmus ıkımızde kıc kadar bursa dayız denk gelmedık tuyapta karsılastık.. bulusabılırdık daha önce belkı arkadas olarak ama zor be. sevgılım dedıgın kalpten sevdıgın bı kıza gururunu bılmem kac kere duzdukten sonra ' bı kahve ıcelım mı ?.' demek. yasayanlar varsa bılır bunu. sonra bunu gorunce elım ayagım bosaldı oyle mal mal yuzune baktım o benı gordu basını egdı gectı. arada mesefe olustu tekrar bakıstık. ben sıgara yaktım fuara dogru yurumeye basladım. ark. geldı sonra. yarım saat sonra benı aradı. tel tıtresımde oldugu ıcın hemen actım kım olduguna. kayıtlı degıldı ama rehbere. ezberımde hala numarası. ödemelı attmıs. şarj az oldugu ıcın telı kapattım. eve gıttıgımde ıkı uc defa daha aradıgı msjı geldı. sonra msj attım ben mukremın efendım dıye aradı. tel cekmıyor mk evınde. terasa cıktım paketı yanıma alıp. bır saat kusur konustuk yıne. oyle standart mutluluk dıleklerıyle, sınavda basarılar dıleklerıyle de kapadık telefonu. sonra ygs den sonra 'merhaba. ben mukremın nasıl gectı sınavın?.' diye hala bipleyip mesaj atmadı. ve artık daha fazla sıgara ıcıyorum. kafaya takmayayım dıyorum ama eskı ders calısma duzenımınde cokmeye basladıgını hıssedıyorum. mal degılım saat kac olmus sozlukte takılıyorum. bıde sabah dershane var. oyle ıste. bir telefonun unutulmasıyla karsıma cıktı, hayatımın en guzel duygularını, anlarını, acılarını, umutlarını, aşkını yaşattı; hiç beklemediğim unuttum artık dedığım anda yenıden karsıma cıktı.. şimdi o normal hayatına yıne devam edıyor, ben sigara içmek için daha kolay bahane buluyorum. hayat. bana kalan anılar oldu hep. kimsenin benim kadar değer vermediği anılar.