aykut oğut ile eşi esra banguoğlu oğut'un yeni kitabı. evrenden torpilim var ve o ismi olmayan malum aynalı kitaptan sonraki kitaplarının adıdır. yazarlar bu kitapta soru-cevap şeklinde bir çalışma yapmışlardır. ayrıca okuyucuların sorularına cevaplar verilmektedir.
acaba okusak da mı saklasak yoksa okumasak da mı öylece bıraksak denilesi kitap. çünkü daha evvel ki iki kitabı pek okunmaya değer değildiler de...
altan tan'ın yazmış olduğu kitap. ön yargılarınızdan sıyrılarak okumanızı tavsiye ederim. yazar bir çok konuda aydınlatıcı bilgiler vermektedir. genel olarak pkk ve t.c. hükümetini eleştiren yazar, soruna gerçekçi ve tarafsız çözümler sunuyor. kitapta kürt sorununun çözümü ile ilgili önerilerin çoğunun gerçekleşmiş olduğu görülmektedir. geriye sadece anadilde eğitim kalmaktadır. anadilde eğitimin ise kürtleri zamana ayak uydurmaktan alıkoyacağı belirtilmiştir bu kitapta. ama bu sorunla ilgili genel bilgilere sahip olmanız açısından önemli bir kitaptır. üslubu da akıcıdır.
fakat kürtlerin tarihi ile ilgili kısımdaki kaynakları yazar; yine kürt siyasilerin, aydınların kitaplarından seçmesi kürt tarihinin tarafsız ve resmi belgelerde yer almadığı kanısını uyandırmaktadır. kitapta kürt tarihi ile ilgili resmi kaynaklar sadece yavuz sultan selim dönemindeki kürtlerin durumu konusu işlenirken bildirilmiştir. bu da kürtlerin aslında çok eskilere dayanan bir halk olmadığı iddialarını doğrular niteliktedir. neyse sizler kitabı okuyup kendiniz değerlendiriniz. iyi okumalar.
erzurumlu ibrahim hakkı hazretleri, abdurrahman gazi, alvarlı efe hazretleri, hacı salih efendi hazretleri, babadereli efe hazretleri, habibbaba hazretleri, mehmed kırkıncı hoca, şefik hoca ve daha nice alim ve müderrislerin içlerinde bulunduğu şahsiyetlerdir. ayrıca sadece erzurumda uygulanan ve 1001 hatimler adı altında okunan hatimlerin fikir babası pir ali baba da erzurumludur. zaten erzurumlu olmasaydı bu güzel gelenek sadece erzurumda olmazdı.
sağ hükümetleri, sağcı olan insanları küçük görmek için; solcular tarafından kullanılan "yobaz" tabiri ile tanımlananların şehit aileleri olduğu gerçeği...şehit haberleri geldiğinde mangalda kül bırakmayan hanım evladı solcuların aslında bu ülke için tırnağını kıpırdatmadıklarının da göstergesidir bu...küçümsemeye gelince yobaz diye dışlanan, başörtüsünden dolayı meclisten çıkarılan; ama hakkaride asker olmaya gelince ilk sıralara itilen yobazların oğullarının şehit olduğu gerçeğidir...tüm bu gerçeklere rağmen utanmaz,yüzsüz, pişkin solcuların din düşmanlarının ise yine yüzlerinin kızarmadığını görmek ise ülkemizin ayrı bir ayıbıdır...
evet terör ve adam öldürme ancak kısasa kısas ile önlenebilir. Allah'u Teala;
Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. Hüre karşı hür, köleye karşı köle, kadına karşı kadın kısas edilir. Ancak öldüren kimse, kardeşi (öldürülenin vârisi, velisi) tarafından affedilirse, aklın ve dinin gereklerine uygun yol izlemek ve güzellikle diyet ödemek gerekir. Bu, Rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir. Bundan sonra tecavüzde bulunana elem dolu bir azap vardır.
Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki (bu hükme uyarak) korunursunuz.
BAKARA SURESi
Onda (Tevratta) üzerlerine şunu da yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş kısas edilir. Yaralar da kısasa tabidir. Kim de bu hakkını bağışlar, sadakasına sayarsa o, kendisi için keffaret olur. Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler, zalimlerin ta kendileridir.
MAiDE SURESi
kur'an-ı kerim'de kısasa kısas'ı farz kılınmıştır. ancak mağdur veya mağdur yakınının razı olması halinde diyet ile yetinilebileceğini de bildirmiştir...bizleri yaratan ALLAH elbette bizleri bu emirlere uygun fıtratta yaratmıştır. bugün halk olarak terör suçlularının, hırsızların, katillerin hapislerde beslenmesine razı olmamamız kısasa kısasın fıtratımız için en uygun olduğunun delili, kur'an-ı kerimin ise insanlar için en uygun inanç sistemini ileri sürdüğünün göstergesidir...
fakat bizler "gökten indiği zannedilen"(!) emirler ve bildiriler yerine; kendimizi kıstas aldığımız için bugün suç oranları daha da artmaktadır...
kürt eşcinsellerin, gay ve lezbiyenlerin yayınladığı dergidir...hattan bir tarihte diyarbakır'da yürüyüş de düzenlemişlerdir bu derginin üyeleri, okuyucuları...
an itibari ile üzerime ve sol yanağıma sıçrayan su damlasıdır. kurumumuzdaki güzide genç memurlardan en görgüsüz olanlarından birisinin ellerini, yıkadıktan sonra hızlı bir şekilde, lavaboya şaklatması ve onun akabinde sıçrayan su zerrelerinin etrafa saçılması olayının baş kahramanı. sinir bozucudur. bunu yapacak kadar görgüsüz insan yetiştiren aileye ve bunu yapacak kadar basiretsiz bir üniversite mezununa gülüp geçmekten başka ne yapılabilinir ki...ahhh yurdum ahhh...
çok kıymetli sanatkarlarımızın birbirlerinden aşırdıkları başta müzik olmak üzere söz, beste gibi sanatsal unsurların kendilerininmiş gibi gösterilmesi olayıdır.
alın işte en çarpıcı örneği:
özgün'ün "kandırmam lazım" adlı şarkısının müziği ve uğur arslanın "adı mehmet" adlı şiirinin bestesi. anlaşılan o ki özgün pek özgün canıııım...araklamış resmen müziği...
edit: deniz fenerini ve uğur arslanı savunmuyorum. yanlış anlaşılmasın...
murat bardakçının haber türkteki köşesinde hakkında bazı bilgilere değindiği kürt kökenli paşa...özerk kürdistan konulu ilk yazışmayı yazmıştır. bu zat-ı muhterem için avrupalı kadınlar "bo şerif", yani "güzel şerif" demeyi uygun bulmuşlar. fakat bizim o devirdeki aydınlarımız bunu "boş herif" olarak daha düzgün olarak okumuşlar kendilerince...
çiçeği burnunda yönetmenimizin(!) hayal dünyasının ne kadar engin(!)olduğunun, ne kadar gelişmiş(!) ve kendisinin ne kadar üretken(!), yenilikçi(!) fantazilere düçar kılındığının nişanesi klibin konusu olan şarkı...o kadar enteresan ve orjinaldir ki hangi insan sevgilisini kendisinin bindiği at arabasını çekerken hayal eder inanması güç hakikaten...
habere göre kanalizasyon sızıntısından akan suyu içen antilopların bu sudan mikrop kaparak ölmeleri olayıdır. haberin yorumu güldürecek nitelikte...
--spoiler--
hindistan hükümetinin halkın yediklerini bir kez daha kontrol etmesi gerekiyor demekki...
--spoiler--
malum; üniversiteyi yeni kazanan ve yeni başlayan daha 1. sınıf öğrencileridir cik ler...ve bu ciklerin danışmanları ile yada fakültelerinin diğer personeli ile aralarında geçen, genelde başrolünde cik öğrencilerin bulunduğu diyaloglardır.
danışman: okul numaranız...?
öğrenci: bir milyon 350 bin altı...
...