babası vefat etmiş çocukların hiç de hoşlanmadığı soru. bilen bilir.
ilkokulda öğretmenimiz herkesin babasının ne iş yaptığını sorguluyordu. ben ise kendimi, babası vefat etmiş tek çocuk zannediyordum ve çok sıkılıyordum... sıra bir kız öğrenciye geldiğinde o mertçe, "babam vefat etti" dedi gülümseyerek ve oturdu. o an çok sevinmiştim tek olmadığıma. sıra bana geldiğinde ben de cesurca söyledim gerçeği...böyle bir anımdır..
lise de ise kimseye söylememiştim babamın vefat ettiğini. sanki utanılacak bir şeymiş gibi. daha evvelden ailemi tanıyan bir arkadaş da bizim liseye kayıt yaptırınca anlatmıştı her şeyi herkese benden habersiz...sonra bir gün okulda bir konferans veriliyordu ve konuşmacı da bir psikologdu. psikolog kadın birden; "aramızda annesi yada babası vefat eden birisi var mı?" diye sormuştu (güya psikolojimizi sağlamlaştıracaktı)...ben ise kimsenin babamın vefat ettiğini bilmediğini sanıyordum ve öylece oturuyordum ki; bu sorudan sonra arkadaşların dönüp bana baktıklarını ve benden cevap beklediklerini gördüm...ama ben yine sustum...çok üzülmüştüm...halen daha da üzülürüm...kendime de kızarım neden böyle bir ruh haline bürünmüştüm diye...
uzun ömürlü olmayan bir sevgidir. piç erkekler seven kızlar, genelde aklı bir karış havada olan ergen kızlardır...ya evlenemezler yada boşanırlar. bir anlık hevestir yani...
+ abi ben seni ilim irfan hesap kitap ağzı var dli yok biri sanırdım...
kadir inanır: hepsinin canı cehenneme. atom fiziği de profesörlükte yerin dibine batsın...
normal eştir. evlilik çocuk içindir bir nevi. yuvanızda çocuk cıvıltısı olmayacaksa sıkıcı olmaz mı herşey...
bir kadın anne olmak istemiyorsa onun kadınsılığında bir sorun vardır bu da nettir yani...
bu tür olaylar maalesef bir çok öğrenci evinde ve yurdunda olabiliyor. böyle olmasa bile genç kız öğrenciler kürtaj yaptırmak zorunda kalabiliyorlar. yazık. siz halen daha kız-erkek öğrenci beraber aynı evde kalsın, yurtlar karma olsun diyin...
kız-erkek karışık öğrenci evlerinin ülke geleceğinin aydınlanması için önemli gören köhnemiş zihniyetlerin sebep olduğu olaylardan yalnızca bir tanesi. işte sizin zihniyetinizin meyveleri bunlar. umarım ülkemiz gençleri olarak özümüze geri dönebiliriz...
önceki diktatör dönemlerinde duymadığımız sözdür. eskiden insanların baş örtülerine, içki içip içmemelerine, aile yaşantılarına bal gibi karışılıyordu ve hiç bir lider de bunu inkar etme gereği bile duymuyordu. zaten inkar edemezlerdi çünkü herşey ortadaydı. demekki neymiş aslında rte diktatör değilmiş. demekki bu millet geçmişi aslında hiç unutmuyormuş.
yanlış bir tespittir. daha doğrusu genelleme yapılamayacak bir tespit. örneğin ilkokul 3 mezunu dedem, bir üniversite profesörü kadar yakın tarih bilgisine ve güncel ekonomi bilgisine sahip. kişiden kişiye göre değişir yani...
iki negatif sayının çarpımının pozitif bir sayı verdiğini anlatan matematik hocamızın başvurduğu örnek cümle idi eskiden. neyse ki eskilerde kaldı. hocamız şöyle anlatırdı...
yılmaz özdilin komik olduğu durumudur. herkes biliyor kimin ne olduğunu. yılmaz Özdil ve benzerlerinin ülke menfaatlerini zerre kadar düşünmeyeceklerini ve kendi ideolojileri uğruna ülkeyi satacaklarını da...