din, dil, ırk gözetmeksizin dünya kadınlarının %90'ını kapsayan durumdur. boş konuşanı hiç çekilmez, içi dolu konuşan belki bir yere kadar dinlenebilir ama bir yerden sonra her türlü baş ağrıtır.
normal saatlerde işte olduklarından, çalışan arkadaşlarıyla futbol maçı yapmaya gitmiş sevgilidir.
arkadaşlarıyla iki tek atmaya gitmiş de olabilir, dağıtmaya da... sorun etmemek gerekir.
Dengesiz beslenmektir. Bu da bedenin ve zihnin doğru çalışmasına engel teşkil eder. Bu durum, imla gibi pek çok basit konuyu kavrayamamaya, örneğin "her" ve "gün" kelimelerini bitişik yazmaya sebep olur.
yaşadığımız yeri temiz tutmak, görünüşümüze özen göstermek, davranışlarımıza nezaket katmak, işimizde dikkatli olmak hep kendimize olan saygımızı korumak için gösterdiğimiz çabanın eseridir.
hiçkimse aynada gördüğü pejmürdeye saygı duymaz. özsaygısı olmayan kendine kötü davranır, sonra hayatın öyle bir yerine gelir ki; kendiyle başbaşa kaldığında konuştuğu hep pişmanlık olur.
hiç hayvan beslememiş olanlara bir şey ifade etmeyen, ancak evini bir hayvanla paylaşanların anlayabileceği acı verici olaydır... insandan kısa yaşadıklarından, genellikle kaçınılmaz sondur onların ölümünü görmek, bir gün melek olacaklarını bile bile onların koşulsuz sevgisine bırakmaktır kendini...
annesi ekler yapmayı bilen çocuğun davranışıdır. normal anneler kek-börek-kısır yapmayı bilir. söz konusu çocuğun annesi ekler ve dahi diger fransız tatlılarını yapmayı biliyorsa o çocuğunun yeyivermesi de helali hoş olsundur.
her şey yenilenebilir zannetmekti. kötü okulda okusak iş buluruz, tüm mahalleyle küssek gene barışırız, yaşlansak da güzel oluruz, ne kadar çok bilirsek o kadar saygıya layık oluruz sanmaktı. derken 2000ler geldi; esnaf, saygı, sabır, bilgi kelimeleri yalan oldu. biz de bir ara kuşak olarak kaldık tutunamayanlar olarak...
maalesef her canlının iyi-kötü beyni vardır. ve maalesef hayvanlar aleminin kordalılar şubesinin memeliler sınıfının primatlar takımının kuru burunlular alt takımının smiiformes infra takımının eskidünya maymunları pardovrerinin insansılar üst familyasının büyük insansılar familyasının homininae alt familyasının hominini oymağının hominia alt oymağının homo cinsinin homo sapiens türünün beyni, günümüzde en "düşünebilir" beyin olmakla beraber tek ırkçı beyindir. dolayısıyla beyinsiz insan vardır fakat ırkçı olan ve insan olmayan canlı yoktur.
Birkaç yıl önce ülkücülerin Beyoğlu istiklal caddesi'ni kesen Kumbaracı yokuşu'na astıkları afişte yazan cümle. Efendim, buradan kendilerine sesleniyorum: Constantine'i ne yapacaksınız? istediğiniz tam olarak constantinopolis mi? Hayır, zaten sizin, tepe tepe kullanıyorsunuz işte...
söyledikleri ve yazdıklarıyla çağlar boyu insanlığa hitap edecek sanatçıdır. hayata, dünyaya karşı duruşuyla gerçek bir sanatçının duyarlılıklarının örneğidir. barış ve sevgi insanıdır.
bildiğim kadarıyla iphone 2g'ye rakip çıkarılmış telefon. maalesef berbat bir aygıttır. dokunmatik ekranı sorunlu, e-posta alıp göndermesi sorunlu, gps'i sorunlu, uygulamaları, wi-fi'si, 3g'si, kamerası, her şeyi sorunlu.
görece uygun fiyatı ve özellikleriyle, akıllı telefon hayali kuranların edinip yetersiz teknik donanımı sebebiyle pişman olmasına sebep olmuştur.
bu telefonu ben de kullandım, birkaç ay kendisine karşı savaş verdikten sonra nokia servisine götürdüm, sorunlarını anlattım. güncellemelerinin yapılması gerektiğini söylediler. "peki, yapın" dedim, "maalesef bu model güncelleme esnasında çöktüğünden biz yapamıyoruz" dediler. e ben şimdi nokia'ya ne diyeyim? hayır, teknolojiyle aram gayet iyidir, kendim zaten yaptım güncellemelerini, yine düzelmedi o ayrı. peki yetkili servisin sorumluluk kabul etmemesi nasıl açıklanabilir ki?
eşit istihdamın, eşit ve verimli eğitimin olduğu; faşizmin, ırkçılığın, ağalık sisteminin olmadığı, tam bağımsız bir türkiye kadar güzel olmayacaktır. bahsi geçen şartlarda zaten isyan ve terör görülmeyecek, çeşitli etnik gruplar güzel ülkemizin güzel renkleri olacaktır. ne mutlu türküm diyene sözü daha bir anlam kazanacaktır.
olayın 21. yüzyılla alakası yoktur; herhangi bir zamanda birinin asılmasını, öldürülmesini, linç edilmesini istemek akıl sağlığının dengesizliğine işarettir. medeniyetlerde elbette cezai sistem uygulanacaktır, fakat ölüm cezasının infazı, sanık kim olursa olsun "en ağır ceza" olmayabilir. kaldı ki adam asıldı diyelim; ölecek gidecek, bırak burada kendi vicdanıyla hesaplaşsın önce, alınan canların hesabını bir de kendisine versin...
radyonun dahi yaygınlaşmasından önce mahalle mahalle gezip, türkü çığırarak kağıtlara yazılı şarkı-türkü sözlerini satan adam. yeni öğrendim, eskiden bu beklenen adamlara "destancı" denirmiş...
insan şiddete meyilli bir varlıktır. kadını da, erkeği de. kimin kimi şiddete davet ettiği önemli değil, bu içgüdümüzü saklamak veya bastırmak durumundayız, zira günümüz yasaları ve ahlak anlayışı şiddeti hoş görmemektedir. kadın bazen denildiği gibi dayağı hakedebilir, bunu tırnak içerisinde söylüyorum, fakat hiçkimse kendinden kuvvetsiz birinin zafiyetinden faydalanmamalıdır. kaldı ki şiddet yalnızca fiziksel değildir, bundan çok daha ağır yara bırakabilen psikolojik şiddet türünü unutmamak gerekir, ki bu şiddetin en ağırıdır. örneğin, ilk entryde de bahsedilen olayda şiddet kadın tarafından, en zayıf noktanın dövülmesiyle başlatılmıştır, fakat bu, o kadının şiddeti haketmesinden ziyade hakkın adaletine havale edilmesiyle çözümlenmelidir.
alındığı yerde fiyat artışı olmamasına rağmen, geçmiş tekel zamlarında %140'a varan oranda zamlar görmüş kaçak sigara. bakalım şimdi ne olacak. diyorum ki kaçak sigara mı satsam. artış demişken; (bkz: artiz mi ne artizi artiz ne arar la bazarda)