kimisi için zorlamayla yeraltı klişelerinin sunulduğu bir kitap.. kimisi içinse ufku açan, sorulara cevap veren, farklı sorular sordurtan ve onlara da cevap vermenizi sağlayan bir kitap.. misafir umduğunu değil bulduğunu yer, kitabın vermeye çalıştığını anlamalıyız ve bence bu, kitap hakkındaki görüşünüzü belirleyecektir.
yazarın kelime oyunları daha doğrusu kelimelerle oynamasına hayran kalıyosunuz okurken falan filan.. benim aslında hakkında yazmak istediğim konu, okuyanlar bilir kitabın içinde 3 kitap var -bunlar kitabın bölümleri aslında- işte bu kitapların sıralaması:
1.kitap - kinyas, kayra ve hayat
2.kitap - kayra'nın yolu
3.kitap - kinyas'ın yolu
kitabı açıp sıralamayı okuduğum zaman pek takılmadım ama ilk bölümü bitirip ikinci bölüme geçtiğim zaman niye kinyas'la başlamadığını merak ettim. kitabın sonunda tabii ki anladım nedenini. bu kadar ağır bir romanın okuyucu için bir çeşit mutlu sona ihtiyacı vardı.
kinyas mutluluğu buldu, kayra kendini kaybetti.. herkes farklı bir şey almıştır kitaptan ama bence yazarın vermek istediği, varoluşumuzun sebebi ve buna benzer soruların cevaplarını arayan toplumdan uzaklaşmış marjinal bir hayatın değil toplum ya da en azından aileyle beraber bir hayatın, sevmenin sevilmenin falan asıl mutluluk olduğudur. tabi bu da en göreceli konulardan biri.
oturduğum yerde tercih edilen ve özlenendir. bizim sahur alarmları işi baya ciddiye alıyo. geçen sene davulun yanında zurna ve solist vardı. açıklamalara göre bu sene org da dahil olacakmış.
sahip olmak için diğer her şey gibi bu da disiplin, kararlılık, çaba ve fedakarlık istiyor. aslında çok da zor değil; şeker, unlu mamüller, yağlı yiyecekler ve abur cuburlardan uzak durmayla ve düzenli besin/uyku/çalışma ile 3-5 ayda yapılabilecek bir şey.