bir veda cümlesidir. o tüm yangınların, savaşların sonunda belki biraz vicdan azabıyla ie oturan sevimli bir çocuk sureti olur kalır. içinin bi yerine o kadar acı oturur ki binlerce cümle vardır kurulacak, sadece bakarsın. biraz dolu dolu ama bomboş, yalnız, soğuk. izlersin. hayatından yavaş yavaş çekilişini. kanayan bir bıçak izi olur zamanla yeri hep doldurulmaya çalışılır, onun kadar masum suretteki gölgelerle fakat zordur. yine de içtendir. mutlu ol küçüğüm. benim veremediğim mutluluğu bul ve hep gül. benden daha masum insanlarla ol, gül. benim için zor olacak. en büyük yük omuzlarımda belki ama hiç biri senin gamzelerin, kısılan gözlerin kadar önemli değil. hiç bir şey beklemiyorum belki söner giderim ardından belki ben de avunurum her gidiş gibi zamansız ve onlar kadar saçmasapan. ıslanmasın çocuk gözlerin, sarı saçlarına başka eller dokunacak olsa bile ben mahvolsam bile sen sadece mutlu ol... bensiz. nerde istersen orda. mutlu ol yeter ki.
her şey insanı, en azından bir insanı sevmekle başlar ve bununla da sona erer sonra bir başkasına alışma çabası saçma sapan unutmuşluk halleri yalandır. zordur. en iyisi yine de sevmemektir.
başladığı gibi biter. Tüm başlangıçları yüklediğin gibi yüklersin onun omzularına tüm bitişleri.
oysa en az onun kadar suçlusundur. yine de en iyisi kendini severek başlamaktır. biraz yalnız belki ama hiç bir zaman güçsüz değil. aciz değil ya da ağlamaklı bir aptal gibi.
içinde benimle ilgili hiçbir şey kalmadığını biliyorum. hepsini küfür gibi gönderdin üzerime hatta çoğu zaman küfür ederek. nerde durmamı istiyorsan orada duruyorum şimdi. senin, bir sürü saçmasapan insanın gözünde. mutlu ol çünkü seni hiç aldatmadım ama keşke aldatsaydım en azından hak etmiş olurdum bir kısmını belki. kapattığın kapı ve anahtarlar hepsi bıraktığın yerde. istediğin kapıdan çıkabilirsin hiç birinden dönmemek üzere. bu uğradığım ilk haksızlık değil. daha önce de olmuştu. birkaç günümü hastanede geçirdikten sonra hepsine alıştım. En çok da hakaretlerine. sanırım onlar da bana yakıştılar. belki o yum ben. hiç bir hakkı olmayan o yedek sevgili.
insanlara ne oluyor?
14 yaşındaki çocukların nesi var? nasıl bir eğitim bu, cinsellik bu kadar mı işleniyor çocuklarımızın beyinlerine. çocukların çocuklara tecavüz etmesini hangi ahlak hangi din hangi töre açıklayabilir? bu eğitimsizliğin, gözlerini kapamanın, çağdaşlaşamamanın, insanlaşamamanın sonucudur. ihmaldir. herkes mi kör?
diğer siyasilerce örnek alınması gereken davranıştır. sözlüklerin, gençlerin sesini takip ediyor ve diğerlerine nazaran özenle ve saygıyla cevap veriyor. günümüz türkiyesinde yaşamıyor gibi hissedilmesini sağlayan hadisedir. *