babam sigara almaya gönderdiğinde chesterfield' ı başındaki c bi garip olduğu için* hesterfield diye okumak ve bakkalın da her seferinde gülerek verdiğine anlam verememek.
gidişiyle ağlatan adamdır. bunu da itiraf ettim ya. sinirle acı karıştı birbirine. fransa lig özetleri yayınlanırken sıra paris'e geldiğinde kanalı değiştirmek adetim olacak galiba. kornerden attığın bir kafa golüne denk gelmek istemiyorum tota.
altı boş olan bu olayın altının boş olduğu resmiyet kazandığında bu taraftarı kim durduracak bilmiyorum ?
beyni ceviz kabuğunu doldurmayacak adamların anlamadığı açıklamayla bok attığı futbolcudur. burada bahsettiği menfaat fenerbahçe'nin menfaatidir. emre'nin basın toplasında da dediği gibi; bütün oyuncular kulüpte kalmak istediğini ali koça bildirmiş ama yaşanılan mali sıkıntı yüzünden menfaatler doğrultusunda teklifler değerlendirilecek denmiş.
yaptığı yazılı açıklamada süreci yorumlamış kralımız.
"UEFA'nın ve Türkiye Futbol Federasyon'unun hakkımızda verdiği karar bizleri çok büyük şaşkınlığa uğrattı. Buna göre Fenerbahçe, Avrupa şampiyonlar ligine katılamayacak. Bana göre bu karar çok büyük bir skandal.
Bize hiçbir şekilde tolerans gösterilmeyecek diyorlar ancak diğer taraftan Trabzonspor ve Beşiktaş Avrupa Kupalarına katılabilecek. UEFA'nın prensipte ki sıfır tolerans felsefesine katılıyorum ancak bu kuralın herkese uygulanması gerekiyor. Sonuçta sanık konumunda olan sadece Fenerbahçe değil, tüm türk futbolu.
Buna göre Avrupa'da yokuz, hatta belki devam etmekte olan dava sürecinden dolayı Avrupa turnuvalarına katılamayacak oluşumuz anlaşılır bile olabilir. Ancak adı aynı dava sürecine karışan diğer iki takımın turnuvalara katılacak oluşunu görmek insanı isyan ettirici bir durum. Buradan da kendi duruşumu göstermek istiyorum.
Aslında daha farklı bir açıdan bu konuyu değerlendirmek istiyordum. Ancak şunu söyleyim, Türk futbolunda çalışan insanların, özellikle kravat ve takım elbiseyle çalışanların arasından ancak çok az sayıda olanları yeşil sahalarda olanları biliyor.
Kısacası bu karar midemi bulandırdı ancak yine de ben kendi işime devam ediyorum. Sadece derin bir üzüntü ve adaletsizliğin verdiği rahatsız edici duyguyla beraber bu durumları atlatmak zorundayız.
uefa'nın yırtma planlarının tahkim'in itiraza yaptığı yazılı açıklamayla piç olduğu ve uefa'nın siki tutacağı davadır. dolayısıyla tff'nin de. bu aşamada alınacak manevi tazminatta kulübün resmi üye sayısı ve taraftar kart rakamları çok çok önemli olacak. bütün taraftarları taraftarlığını resmileştirmeye çağırıyorum. kendiniz alın, etrafınızdaki renkdaşlarınıza da aldırın. ebelerinin .mını tersten görünce anlasınlar bişeyleri.
bu adama yapılan haksızlığa adaletsizliğe kılını kıpırdatmayan beşiktaş taraftarı yarın bu adam aklanıp çıkınca hangi yüzle hoşgeldin kaptan diyebilecek bilmiyorum. biz senin suçsuz olduğunu biliyorduk diyemeyeceğin adamdan eski sevgisini nasıl bekleyeceksin.
gerçekten yorum yapmanın "veri ifukul" olduğu ingilizcedir. o değil de muhabirin en son "very easy question then" demesi öldürür beni. aslında "la beyniği siktiğim konuşamıyosun bari cevapı yes ya da no olan bir soru sorayım" yatar altında.
bir ibrahimovic aroması var bu arkadaşta. ya da bende de o her uzun boylu santrafora hakan şükür tipi çağdaş forvet deme hastalığına yakalanan spor yorumcusu abiler gibi, "ibrahimovic tipi uzun boylu teknik forvet" sendromu olabilir. o değil de, sırtı dönük de oynayabiliyor. bunu söylemezsem olmazdı.