animatrix'in yapımcılarının yaptığı bir anime, bir iki yerde matrix göndermelerinin verdiği güzel hissiyat dışında, matrix evreninini 4 ü çekerek sinemada nasıl sktilerse, terminator evrenin anasını anime ile skmişler. maalesef. bu benim genel düşüncem.
şu dk dan sonra çooook az spoiler vericem ama çok az.
keza t-800 ile bir kızın kavga etmesi nedir ? evet evet baya kapışıyorlar.
ek olarak, kokoro ne lan ? A.I çıkarmışsın adı kokoro. bu kısımda tek sevdiğim nokta bir soru oldu ; insanlık kurtarılmalı mı ?
çok uzun yazacaktım ancak evreni bilen kardeşlerimizin ellerinizden öper...
not ; netflix çok teşekkür ederim, zenci kürt muhafazakar eşcinsel t-800 yapmadığın için. bir ara tırsmadım değil.
malum "mu varyantı" geldi amk.
önceden hint varyantı, göt varyantı, başka neydi la ? bi bir ikivaryant daha vardı...
abicim çok ciddi söylüyorum tanrılar çıldırmış olmalı ! bütün dünya kafayı yemiş durumda diyeceğim ama bu önlemler vs hepsi bizim gibi geri zekalı gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde yoğun.
gelişmiş hiç bir ülkede covid endişesi yok.
ulan hadi diyelim bu bir gerçek pandemi... ki değil. ama diyelim öyle, sorum şu ; aşı covid olmayı önlüyor mu, bulaşmayı önlüyor mu ?
iki cevapta hayır amk ! ! ! aksine zırt varyantı zurt varyantı... lan grip lan bu ! bildiğin influenza!
aşıyı bulsalar götüne sokacak faşistler türedi ya memlekette. la başınada bilim koymuyorlar mı deli olucam.
bu çakma bilimci arkadaşlar kendilerine saha yarattılar, kazanımları oldu bu işlerden hadi onuda anlıyorum, koru bu kazanımları ama kardeşim, vücuduna zerk edilen x şeyin yan etkilerini göz ardı etmek, hiç bir ölüm vs kaydını tutmamak, yanlış ilaç tedavileri ile binlerce insanın hayatını sikmek ve bunları zerre gündeme getirmemek, aşılama sonrası sürecin iyileşip iyileşmediği ile ilgili en ufacık bir doneyi doğru dürüst vermeden (verilenlerin alayı palavra bakınız ölüm oranları) mutasyona uğrayan bir grip türünü bize pandemi diye gagalamak nedir ya artık !
siktiğimin iklim krizini artık adam gibi yönetin ! çünkü elinizde ki en önemli kozu bok ettiniz ve başka da bu işi yönetebilecek enstrüman yok.
ta amk !
olmuyorum aşı... pcr için iznimi yazarım sikime kadar.
On Küçük Zenci olarak isimlendiriş ve sonradan ismi on kişiydiler olarak değiştirilmiş Agatha Christie'nin en iyi romanı... *
kendisi kitabın mükemmel olduğunu belirtmiştir. genelde bir yazardan bu çıkış çok ender hele hele agatha Christie gibi bir isimden bu tanımlamayı kendi kitabı için okumak oldukça ilginç geldi bana.
ve kitabı okudum...
kitap sol kroşe gibi vuruyor insanın yüzüne, sürükleyici aşırı merak uyandırıcı ve kitabın sonu neredeyse tahmin edilemez. edebilen kişiler için söylüyorum, mesleğinizi bu yetenek üzerine kurgulayabilirsiniz.
kesinlikle okunmalı.
kitabın özeti ;
Yıl 1939. Avrupa savaşın eşiğindedir. Her biri ürkütücü sırlar taşıyan on kişi, Devon kıyısında bulunan Asker Adası’ndaki ıssız bir malikâneye davet edilirler. Ancak malikâneye giden grubu bir sürpriz beklemektedir, zira ev sahibi Bay ve Bayan Owen ortalarda yoktur. Geçmişlerindeki karanlık sırlardan başka hiçbir şeyleri olmayan bu insanlar adada mahsur kalmışlardır. Konuklar bir süre sonra gizledikleri sırları birbirlerine anlatmaya ve teker teker ölmeye başlarlar...
ve ayrıca bunun dışında
"yerli" yani kızıl derilileri roma katolik kilesi ile ortak olarak açtıkları sözde okullarla, 1890’dan 1978’e kadar devletin bizzat onayı ile asimile etmişlerdir. yani bu okulara çocuklar götürülüyor, ya öldürülüyordu yada dilleri, kültüleri, inançları tamamen ortadan kaldırılıyordu.
ülke basınımızın ve bilhassa anadolu kızlarımızın aşık, hayran olduğu kanada başbakanı TRUDEAU açıklama yapmış ;
"Bu, ülkemiz tarihinin o karanlık ve utanç verici döneminin acı verici bir hatırlatıcısı"
demiş... ne kadar modern. bende şuan aşık oldum bakın.
vardır aranızda modern kanadaya yaşamaya gitmek isteyenleriniz.
batı ve batıcılık modernitesi bebek, kadın, yaşlı, ve zavallı savunmasız ne kadar canlının kanı varsa onların üzerine kurulmuş ve yükselmiştir, genç kardeşlerim.
Sakarya’da Milli Eğitim Müdürü, Gençlik Spor Müdürü, Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Rektörü ve Müftü, Irak kökenli Şeyh Muhammed Hüseyni’yi ağırladılar. devlet bürokrasi ve memuriyetinin durumu bu. ağırlayacak başka kimse olmadığından efenim, malum biz şeyh şeyi seviyoruz.
Yetmedi, heyet olarak şeyhi istanbul’daki tekkesinde ziyaret ettiler iyi mi ?
pozlar verildi falan. dizler çöküldü, eller ayaklar öpüldü yalandı.
sapık bunlar ya... cidden. artık diyecek bir söz ben bulamıyorum bu güruha. hee yarın ananızı tedavi ediyorum diye..... lerse ağlamayacaksınız. bırakın darbeyi falan ! ağlamayacaksınız !!!
ruh halinin çevresine verdiği zararı tahmin etmek bile istemiyorum.
kardeşlerine, akrabalarına, annesine, neler yaptı ve yapıyor kim bilir... ciddi sıkıntıları var, sözlük yönetiminin aşağıda ki entrylere ahlaki ve hukuki anlamda nasıl izin verdiğini de anlayamadım.
aylık 10 tl bağışta bulunmanızı emrediyorum. ölmezsiniz. yerine gidin bakın, sayfalarını takip edin. muhteşem egolarınız zarar görmez. bu evrende tek canlı insan değil, doğayı koruyun, sevin ve destek olun.
TMMOB inşaat Mühendisleri Odası istanbul Şube Başkanı Nusret Suna tarafından ısrarla söylenen gerçek.
açıkçası bana çok iyimser geldi rakam. ufak bir araştırma ile istanbulda ki bina sayısı, bunların kaçının 99 depremi öncesi yapıldığı kaçının 2007 yasası öncesi yapıldığına bakılsa rakam net ortaya çıkar.
tahmini ölü sayısının en az 250 bin olacağı ön görülüyor ki bu da çok iyimser bir rakam.
ak troller devam etsinler, kanal istanbulllllll diye.
buyurunuz... https://www.youtube.com/watch?v=PC6-uQqnG2o https://www.tv100.com/son...remi-uyarisi-haber-482617
allah belanızı versin diyorum. batmakla kalmayın sürüm sürüm sürünün...
birazcık doğa ile bir canlı ile empati yapabilenler buna dur der, gitmez, çocuklarını götürmez.
düşünün sizi bir tür hapsediyor ve bilet kesiyor. bunun karşılığında gelen tür sizin hapis hayatınızı seyredip sizinle fotoğraf çektirip sosyal medyada paylaşıyor.
ey insanoğlu yaptıklarının hesabını en ağır şekilde vereceksin...
dıj güçleri çarım çarım çatlattığımız külliyedir. ahlat sarayı diyenler var ! bunu diyenler dıjj güçlerin oyuncağı olmuş büyük resmi göremeyen kişilerdir.
fena canım çekti. ayrıca fatih sultan mehmet'in en sevdiği pilavmış. kuzu eti ve tereyağı ile pirinci adam ederler. bir şölen ve ziyafet yemeğidir. tereyağ ile kuzu eti öyle mis kokar ki afyon almış gibi olur insan.
sıcaklar bastırdı malum,
tercihim fişneli olanıdır. ve fakat limonlu buzlu soda da çok güzel oluyor. ve fakat muhakak ek olarak limon takviyesi yapın.
bu aralar ben sade sodanın içine limonata da katıp içiyorum çok iyi oluyor. böyle boğazından hafif bir serinlik şırıl şırıl.
padişahımız hazretleri çakma demokrasimizin dahi olmadığını tüm dünyaya ilan etmiştir. büyük insan doğrusu. haa sonra ortaya nasıl bir tablo çıkmıştır ?
yabancı yatırımcı, serbest piyasa vs bunlardan ak dostlara bahsetmeye gerek kalmamıştır. çünkü efenim ülkenin ekonomisinin ırzına geçilmiştir.
beynine soktuğum ak beyinleri, pardon özür dilerim ak dostlar bunu "dıııjjjjjjjjjjjjj" güçlere bağlayacaklardır. zaten seçimi de fetöden yenilediler. hıııı. ivet. bakın şuan bunları yazarken bile bende 20 puan ay kü gitti.
dolar 6.10'u geçmiştir... bakın açık söylüyorum götünüzü sağlam kazığa bağlayın ve orada öylece durun ! borca harca girmeyin, bu utanmaz, ahlaksızlar seçimle falan gitmez. durum kötü. dikkatli olun.
mustafa yavuz isimli yutubır. bibır gillerin yetiştirdiği nesilden yirmili yaşlarına ya yeni girmiş yada onlu yaşlarının sonunda olan velet.
bütün liseliler izliyor bu olmamış piçi. league of legends tr serverının bu halde olmasının sebeplerinden. videolarının altında buna abi diyorlar. abisini izleyen tr sunucusunun ergeni rakibi tilt etmek için sloganı şu ; "anamı sik".
ezsin veya ezilsin fark etmiyor. abisinin öğretisi bu şekilde.
evet evet videolarında anamı sik diyor ve bunu rakibi çıldırmak için yapıldığını söylüyorlar. mucidi de bu orospu çocuğudur.
not : bedenini satarak para kazanan insanlardan özür dileyerek belirtmek isterim ki orospu çocuğu kelimesini sizler için değil ruhu, beyni tamemen satılık, tamemen pisliğe batmış bünyeler için kullanıyorum.
Bir siktirip gider misin yazarı. Gerceklik algisi yok. Sanal manal götunden uydurup yaşıyor. Nik altimi up arıyormuşum, congolos başlığını hiç bir zaman uplamadim. Ama sen gibi parazitlere nik altimdan cevap vermek zorunda olmuslugum vardır. bok atan , çamur atan, aklinca yarim porsiyonluk akillar veren sonra da çakallik yapip ama ben entelim, ama ben ekşi okudum, ama ben araştırdım, ama ben bilgili ve entellektüelim havasinda olan yazar. Neyi trolü olduğu yakında çıkar ortaya. Not: nik altima yazdığına cevap gelecek.
kaynak : https://www.dunya.com/fin...iriciliktir-haberi-381434
JP Morgan Chase CEO'su Dimon, dijital para birimi olan Bitcoin'in dolandırıcılık olduğunu söyledi. 4 yıllık iktisat mezunu olarak bu öneriye katılıyorum. kan emici bir kapitalistin bu sözüne nasıl kanarsın yehuuueeuuu diyen solcu ve türevleri kesim için açıklama yapacağım neden bu kesim için açıklamaya yapacağım çünkü malum çomar tayfanın zaten bir boktan haberi yok, dolayısıyla siz bu yazımı okumayın.
ilk olarak basit bir soru ile başlayalım, sahi nedir bu bitcoin ? bilen var mı tam olarak. yatırım araçlarından biri olarak düşünülebilir fakat yatırım araçları belirli bir süre içerisinde kar yada zarar döndürür ve bu dönüşümlerin nedenleri finansal piyasalar da mantıksal modellerle açıklanır. ve bu açıklamaların temelinde dolaylıda olsa, dolaysızda olsa arz ve talep ilişkisi vardır. yani kısaca yatırım yapılan aracın piyasadaki arz/talep dengesine göre hareket ettiğini rahatlıkla söylebiliriz. misal altın aldınız, hoop iran nükleer başlık geliştirdi, altın artar. bu kavram da çok net arz ve talep dengesi vardır.
bitcoin sanal parabiri midir. yani paradır, yani bir yatırım aracı değildir aslında. bu kesinlikle akıllardan çıkmamalı. işin enteresan tarafıysa bildigimiz para birimlerinde basilan para karsiliginda deger olarak altin rezervleri gösterilirken. bu para birimini herkes basabilmektedir. obaaaa.... başta ne dedik arz/talep. basit iktisadi mantıkla bir şeye talep ne kadar çok olursa fiyat yükselir, ne kadar arz olursa fiyat düşer. şimdi burada durun ve düşünün herkesin basabildiği ve kimsenin bilmediği bir algoritma ile bicoin basılabiliyor (alt coinleride dahil edelim buna). bunun getirisi sağlam olduğunu söylemek,düşünmek için gerçekten insanın kafasının güzel olması lazımd.
diğer bir taraftan zenginler, uluslararası firmalar, büyük finans baronların morgan abi gibi bu para biriminden çok korkuyormuş, çünkü kriptoluymuş, onlar bu parayı elde edemeyecekler fakir, fukara edecekmiş tarzında bir yaklaşım var. ulan siz şaka mısınız ?
JB Morgan öyle bir kurumdur ki dünyadaki savaşlara sponsor olur, öyle bir kurumdur ki sizin doğmamış torununuzun torununun maaalesef sahibidir, öyle bir kurumdurki isterse türkiyedeki işsizliği, fakirliği 3 günde bitirir. şimdi bu adamlar mal sen akıllısın ?
bitcoini para birimi veya yatırım aracı olarak görenlere ve bu doğrultuda adımlar atacaklara çok dikkatli olmalarını, risk faktörünü her zaman sepet kavramını unutmadan risk dağıtımının elzem olduğunu akıllarından çıkarmamalarını belirtmek isterim.
diğer bir taraftan bitcoin ile ilgili şirketler bir takım gerçerliliği ve karşılığı olan sanal para birimleri yapıyor, bunlar sizin vadeli hesabınızdaki numaralar gibi düşünebilirsiniz mesela microsoft gibi.
not : bitcoin denilen sözde para nedense hala sadece dolara endekslidir.
selam, ekteki geminin neden yeşil olduğu kafamı epey kurcaladı. araştırdım ve bir baktım ki eyy mübarek, yeşil islam dininin rengiymiş o yüzden imam kardeşlerim gemiyi yeşil yapıp dünyaya mesaj vermişler.
allah onlardan razı olsun.
malatyaspor'un geldiği nokta. bir dünya markası olan ev kur, 12346 taksitle ev kurmayı bırakıp takım kurmuş. koskoca malatya ilinin geldiği noktaya bakın.
çok yakında süper ligimizde çok daha süper ötesi takım isimleri görebiliriz.
vay arkadaş nereden geldi aklıma, yıllar geçti, Whitney vefat etti.
şarkı akıllar da tabi.
klibi de çok acayipdi bu parçanın, dönemin çok ilerisinde çekim ve tarzı vardı.
Bilimsel adı……
Aepyornis maximus.
*
Yaşayan en büyük kuştu.
Paleolitik döneme aitti.
Boyu üç metre……
Ağırlığı yarım ton'du.
*
Hem devasa cüssesi nedeniyle, hem de pençeleriyle filleri bile kapıp götürdüğü varsayıldığı için “fil kuşu” deniyordu.
*
Yumurtlayarak çoğalıyordu.
Yumurtaları da dev'di.
10 kilogramdı.
25 santim çapında……
35 santim boyundaydı.
Gözünüzle kıyaslayın, tavuk yumurtasının 150 katı büyüklüğündeydi.
Kabuk kalınlığı bile yarım santimdi.
*
Fil kuşu'nu paleolitik döneme ait diğer canlı türlerinden ayıran, çok çok önemli bir özellik vardı. Evrimleşmişti. Dinozor tabir ettiğimiz türevler birer birer yok olurken, fil kuşu hayatta kalmayı başarmıştı.
*
Hatta… Normalde, milattan önce 10 binli yıllarda filan yok olmaları gerekirken, radyokarbon analizlerine göre, Madagaskar'da, 1200'lü yıllara kadar hâlâ yaşadıkları tespit edilmişti. O tarihlerde adaya gelen Avrupalı denizcilerin seyir defterlerinde “dev kuş”ların varlığından sözediliyordu. Marco Polo bile, doğuya yaptığı yolculuk sırasında, yerlilerden dev kuş öyküleri dinlediğini anlatıyordu.
*
Peki ne oldu, nasıl oldu da, doğaya, dünyaya adapte olan fil kuşunun nesli tükendi?
*
işte bu sorunun cevabını da, fil kuşlarının en son yaşadığı coğrafyalarda araştırmalar yapan bilimadamları buldu. Fil kuşları, ne yırtıcı düşmanları tarafından yokedilmişti, ne de iklim tarafından…
*
Fil kuşları, yumurtalarını yiyen şuursuz insanlar tarafından yokedildi!
*
Evet… Devasa pençelere sahip fil kuşlarını avlamaktansa, riske girmektense, 10'ar kiloluk yumurtaları yuvalarından araklayıp, yemek, çok daha kolay, çok daha tehlikesiz geliyordu.
*
Fil kuşları zamana, doğaya, düşmanlara direniyordu ama, yumurtaları yok edildiği için, çaresiz kalıyor, neslinin devamını sağlayamıyordu.
*
Nesli tükenmemişti yani…
Nesli kurutulmuştu.
*
Fil kuşlarından insanoğlunun elinde kala kala, sadece fosil yumurtaları kaldı. Fosil yumurtalardan da, tüm dünyada sadece 15 tane kaldı. ABD'de, ingiltere'de doğa tarihi müzelerinde sergileniyor. Hatta bir tanesi 2013'te Londra'da müzayedede satıldı.
*
Ve… Bu fil kuşu yumurtalarından biri nerede biliyor musunuz?
*
Kuleli'de!
*
Kuleli Askeri Lisesi'nin müzesinde sergileniyor… Fotoğrafını gördüğünüz bu yumurtayı Kuleli'ye kim hediye etmiş? Bilinmiyor. Ne zamandan beri Kuleli'de? Bilinmiyor. Üzerinde Osmanlıca etiket var, Türkçe mealinde “paleolitik devirdeki piyurniş kuşuna ait yumurta” yazıyor. Fil kuşu'na neden piyurniş kuşu demişler? Bilinmiyor.
*
Bildiğimiz şu… 19'uncu yüzyılın imparatorluk orduları tarihten silindi, işgal orduları geldikleri gibi gitti, Nazi orduları yok oldu, Sovyet orduları dayanamadı… Kuleli orada dimdik duruyordu.
*
Düşmana, zamana direnmişti ama… Yok edici tehdit hiç beklemediği yerden, hiç ummadığı yerden geldi.
*
Şuursuz insanların önüne attılar… Balyoz, Ergenekon, Casusluk yalanlarıyla, bağrından çıkan evlatlarını tek tek yediler!
*
Bu netice kaçınılmazdı tabii.
*
Nesli tükenmeyince…
Nesli kurutulan, fil kuşudur Kuleli. yılmaz özdil
hdp ve onun sözde güvenlik kanadı terör örgütü pekeke zihniyetidir. bunlar her türlü iğrençliği yapar.
selocan açıklama yapmış, doktor öldürmek kabul edilemez diye. tabi. geçen seçimde türkiye partisiyiz dediler, barajı geçer geçmez ilk işleri özerkliklerini ilan etmek, kendi kolluk kuvvetlerini oluşturmak, pekeke ile eylemlere başlamak ilk icraatları oldu.
ben iki ihtimal görüyorum. birincisi hedepe. malum bunların kitle 1 vs 1 yapmaz.
diğeri de hüloooooooğğğğ partisi. gidin bunların dünya liderine bir laf söyleyin bakın neler oluyor !
canım ülkemde yapılmıştır. Orman Bakanlığı 4 kentte ayıların vurulması için kota belirledi. Artvin'de 6, Kastamonu'da 5, Sinop'ta 3 ve Giresun'da 1 olmak üzere 15 ayının vurulması için nisan ayında açık artırma usulü ihale yapıldı! Kastamonu'daki 5 ayı 'av turizmi' kapsamında 50 bin lira karşılığında ekim ayında avlanacak.