Phillip G. Zimbardo'nun son kitabi.
Sosyal psikolojinin en baba isimlerinden biri olan zimbardo, kitabinda, ebu gureyb cezaevinde yasananlari psikolojik olarak degerlendiriyor."Iyi" insanlarin belli sartlar altinda nasil akil almaz kotulukler yapan "seytan"lara* donusebildigini guzel orneklerle acikliyor. *
Nasil olur da bir insan, diger bir insana iskence yapabilir sorusunun cevabini arayanlar icin essiz bir kaynak.
asil ismi trembling before gd olan ve homoseksuel ortodox yahudilerin hayatlarini konu alan ilginc bir belgesel film.
progressive yahudierce epey desteklendiyse de, hasidik amcalarin hismina ugramis bu filmcagiz.*
kirik kolu yen icinde birakmadilar diye kopurmus amcalar haliyle.
harvard'in isim babasi. harvard yard'da gosterisli bir heykeli vardir.
ziyaretci akinlarinda ilk hedeftir. siz siz olun rivayetlere inanip da opup koklamayin. *
hemen hemen her konuda almis yurumus, hassaten psikoloji/psikiyatri konusunda da tavan yapmis durum. yas ortalamasinin kucuklugune mi, iq seviyesinin dusuklugune mi, egitim/ogretim yetersizligine mi yorsam bilemedim.
kahvehane muhabbetinden oteye gidemeyen tonlarca entry. kardesim bilmiyorsun yazma. tamam her yazdigin da duvara asilcak nitelikte olmasin da en azindan okununca mide krampina sebep olmasin.
herkes herseyi bilmek zorunda degil.. kimsenin de boyle bir beklentisi yok. ama bi zahmet yazarken de iki olcup bir bicin. bu kadar ucuz olmamali bi yerlerde yazma hakki elde etmek..
komiklik yapcam diye sebek olan nice yazara burdan husumetlerimi iletirim.
nh buraya yazdigim.. erinmeyip kalibimi bastigim geronimoca tespit.
su milyonlarca insan icinde** bi tane mi soyle akli basinda, esprinden anlayan, zekasindaki piriltilar kilometrelerce oteden farkedilen, bilgili mi bilgili, egitimli mi egitimli.. adam cikmaz ya!
onca girilen bilgiden kaci birincil kaynaktan merak ediyorum. cogu.. coooguu yirtma yapistirma. bisey soylicen mi arastir, bil, soyle. canimi ye.. ama yarim yamalak, ustelik malumu ilamdan yada onceki entry'i tekrardan ote gidememis binlerce entry..
hani buyukler der bilirsiniz; bir seyi biliyosan soyle ibret alsinlar, bilmiyorsan sus adam sansinlar. bu boyle su sozluk tavanina asilasi bisey.. uzun suredir bir suru yazar gundeme getiriyor sozlugu copluge cevirdiler, sol frame'e tecavuz ettiler vs diye.. dogru da kimdir bu adamlar.. ben mesela genelleme* yapip herkesi sucladim.. birileri daha kibar olup icimizdeki irlandalilar uslubu takinir.. o da olur. ama kim soyluorsa ve ne sekilde soyluyorsa soylesin, kulak kabartilasi bi tespit. hal icler acisi.......
su sozluge girdigimden beri ne ogrendim.. bunun cevabini vermeye korkuyorum. peki gulmedik mi guldum elbet. ama az.. soyle budur! adamdaki espri anlayisina bak, idrak duzeyine bak, kivrak zekaya bak, bilgi seviyesine bak, ona bak buna bak.. bakcak hicbirsey bulamadim ya. sinirli miyim sanki.. yok bugunku sunumu batirmamla ilgisi yok olayin. yani cok yok.
e peki hanim apla naaptin sen ya? yeni mi idrak ettin? sozluk catisinda nicedir barinmis, kariyerinde bunca yukselmisken*.. simdi nerden icab etti derseniz.. derim ki climax'e eristim demek ki (bkz: dank etmek). oyle bi nokta ki bu boyle cumle salatali entryler girdirtiyo insana iste. okuyana da yazana da eziyet nevinden.naparsiniz..
ya sev ya terket tekerlemesiyle karsima gelecek genc nesillere siz yokken biz vardik demek, kendilerini puskurtmek isterim. Ancak eskilerden dil uzatanlar olursa calismadim bise diyemem simdilik. lakin dusunur arastirir, ne bilim bir bilene falan danisir gelirim.. evet yaparim bunu. onlara da cevap veririm helalinden.*
sozlugu arkadaslik sitesi sanan zihniyet'in bir temsilcisi oldugum gelmesin akillara zira derdim bu deil. hic de olmadi.. da yaziyoruz surda kardes kardes.. bunye birseyler ogrenmek, birseyler paylasmak, olaylarin farkli bakis acilarindan enteresan yorumlarini izlemek, gulmek eglenmek vs istiyo.
peki olup bitenle bu beklenti bir yerlerde bulusuyor mu.. pek oyle gorunmuyo.. simdilik paralel gidiyorlar.
Hm bu kadar icerik yoksunu entryler sozluk yuzeyini kaplamisken, sozluk yonetiminin dilbilgisi kaidelerine, noktalama isaretlerine, dilinizin ne kadar ozturkce olduguna vs fazlaca odaklanmasi ne kadar yerinde bi tavir.. bilmiyorum.. dogrudur sorguluyorum. elbet dil duzgun kullanilsin. Guzel turkcemiz ari olsun duru olsun vs de. Burasi bir edebiyat dergisi degil. Burasi dilin hafiften formal yapinin disina ciktigi, cogunlukla konusma dilinin hakim oldugu bir cografya.. ha su dogru hem icerik bombos, hem dil kabus olunca, neresinden tutsan elinde kaliyor da e bari derdini dogru durust anlat aslanim tavri hasil oluyo bunyede.. yoneticilerin bu konudaki hassasiyetine bu sekilde bir anlam yukleyebiliyorum kasinca. Ama eksik buluyorum bu tavri.. yetersiz.
sozlerime son verirken bana tum bu soylediklerimi yalatcak birileri varsa.. ki vardir.. lutfen varolsun hatta.. kendilerini kucak dolusu tenzih ediyorum. * ancak umitsizligimi de gizleyebilecek durumda degilim. Zira tanrinin bildigini kuldan saklayasim yok an itibariyle.
hassaten nakaratina pek bir sempati yaptigim mesaj icerikli bir colin hay sarkisi.
sozler cok alem;
well hello you'll have to excuse me
i just put out the light, i was dreaming
you're the last person i expected to hear
when i came home there was a message on the phone
you said to come over
but it was too late, so i left you alone
and yes, i'm doing fine
and thanks for asking
it's been a long time
you know time keeps passing
you said that you called me
to hear the sound of my voice
at least i've still got something that works on you
you know you make me crazy
when you speak so lazy
so what is it that you want
now you have my ear
you, you can be cruel
why did you call me now?
i am no fool
you sound so lonely
how's your new boy
does he take you down?
i can't believe his name is roy
can this love you've found?
don't ask me what happened ‘cause i still don't know
one minute we were laughing
then you walked out the door well
sometimes i'm up and sometimes i'm falling down
lately my luck it's been dragging on the ground
oh but i'm doing fine
and thanks for asking
it's been a long time
you know time keeps passing
boyle bi grup insan bi sekilde toplasmis beklesiyodur.. kimse kimseyi tanimiyodur da.. oturup bakisirsiniz ya..
hani biri de bi laf atsa da ortalik senlense diye umit eder durursunuz. iste orda is bilen biri, ortaya atilaraktan; "bakin bi fikrim var! herkes ismini ve en sevdigi bocugu soylesin. nasi super dimi?" seklinde bi girisimde bulunur ya.. hah iste o icraat icebreakingdir.. bu egzersizin, yada girisimin adi da icebreakerdir.
hatta cok caniniz isterse bu isi yapan insana da icebreaker diye bilirsiniz. anlamayanlar olabilir aldirmayin. onemli olan sizin havaniz guzel olsun olayi...
bu boyle napolyon amcamizin halka seslenis merasimlerinin giris cumlesiydi. bir tur icebreaker yani. halk gevseyip buyur canim modu takindiginda, agizdaki bakla cikar, silahlar kusanilirdi...
belle and sebastian'in sevdigimiz bir diger albumu.
albume adini veren sarkinin sozleri de soyle;
a mile and a half on a bus takes a long time
the odour of old prison food takes a long time to pass you by
when you've been inside
day upon day of this wandering gets you down
nobody gives you a chance or a dollar in this old town
hovering silence from you is a giveaway
squalor and smoke's not your style
"i don't like this place"
we better go
then i compare notes with your older sister
i am a lazy gett, she is as pure as the cold driven snow
she accepts my confession
what did you learn from your time in the solitary
cell of your mind?
there was noises, distractions from anything good
and the old prison food
colour my life with the chaos of trouble
cause anything's better than posh isolation
1 missed the bus
you were laid on your back
with the boy from the arab strap
with the boy from the arab strap
it's something to speak of the way you are feeling
to crowds there assembled
do you ever feel you have gone too far?
everyone suffers in silence a burden
the man who drives minicabs down in old compton
the asian man
with his love hate affair
with his racist clientele
a central location for you is a must
as you stagger about making free with your lewd and lascivious
boasts
we know you are soft cause we've all seen you dancing
we know you are hard cause we all saw you drinking from noon
until noon again
you're the boy with the filthy laugh
you're the boy with the arab strap
strapped to the table with suits from the shelter shop
comic celebrity takes a back seat as the cigarette catches
and sets off the smoke alarm
what do you make of the cool set in london?
you're constantly updating your hit parade of your ten biggest
wanks
she's a waitress and she's got style
sunday bathtime could take a while
anthony walked to his death because he thought he’d never feel this way again
if he goes back to the house then things would go from bad to worse, what could he do?
he wants to remember things exactly as he left them on that wednesday
and if there is something else beyond, he isn’t scared because
it’s bound to be less boring than today
it’s bound to be less boring than tomorrow
hilary walked to her death because she couldn’t think of anything to say
everybody thought that she was boring, so they never listened anyway
nobody was really saying anything of interest, she fell asleep
she was into s&m and bible studies
not everyone’s cup of tea she would admit to me
her cup of tea, she would admit to no one
her cup of tea, she would admit to me
oh but her cup of tea, she would admit to no one
hilary went to the catholic church because she wanted information
the vicar, or whatever, took her to one side and gave her confirmation
saint theresa’s calling her, the church up on the hill is looking lovely
but it doesn’t interest, the only things she wants to know is
how and why and when and where to go
how and why and when and where to follow
how and why and when and where to go
how and why and when and where to follow
but if you are feeling sinister
go off and see a minister
he’ll try in vain to take away the pain of being a hopeless unbeliever
when she got back, her spirituality was thrown into confusion
so she got a special deal on renting
from the man at rediffusion
look at me! i’m on tv
it makes up for the shortcomings of being poor
now i’m in a million pieces, picked up for deliberation
by the people listening at home
by the people watching on the telly
by the people listening at home
by the people watching on the telly
but if you are feeling sinister
go off and see a minister
chances are you’ll probably feel better
if you stayed and played with yourself
Amerikan bagimsizlik savasini baslatan ilk catismalardan birinin anisina, her sene nisan ayinin ucuncu pazartesisi*, sadece Massachusetts ve Maine eyaleti sinirlari icerisinde kutlanilan tatil. Hadise amerikan tarihinde bagimsizlik savasi olarak anilirken, ingiliz kaynaklarinda* -savasan iki tarafta britanyali oldugundan- ic savas seklinde geciyor.
Hatirladigim kadariyla hikaye ingiliz caylarinin denize dokulmesiyle basliyor. senatoda temsil edilmedikleri halde, vergi vermekten bunalan new england ahalisi, "yetti be vergi de vermiyoruz, cayinizi da icmiyoruz..adaletin bu mu dunya!" deyip cingar cikartiyorlar. kraliyet ordularinin mudahalesiyle olaylar gelisiyor...
tipki iskence muzesi gibi avrupa'da sagda solda oldugu soylenen, merakimdan esigine gelip, edebimden* esiginden dondugum muze. prag versiyonu icin mide bulandirici demisti girme kararliligi gosteren iki yigit arkadasimiz.. neydi midelerini bulandiran bilemedik.. soramadik da..
avrupa'da bir cok yerde oldugunu isittigim lakin sadece prague'daki versiyonunu gormeyi becerebildigim, ve hayatimin kalaninda da bununla yetinmeye karar verdigim muze turu. sergilenen urunleri tahmin etmek guc degil; mengeneler, gergiler, askilar, civili koltuklar, kafesler...
ademin evlatlarinin iskence konusunda ne kadar yaratici olabildigine bu kadar yakindan tanik olmak tuyler urpertici. iskence yapmak icin alet, edavat gelistirmek nasil bir beynin urunudur, benim gibi meslegi "anlamak" olan kimselere bile guc gelebiliyor iste. yok cok calistim ben anlayamiyorum, yetmiyor teoriler flan...
klasik dugun sarkisi. bir tur zorunluluk.. gelinle damat bununla dans etmezlerse dunya evine giremezler.. oyle de kati bi kural yani.
yalniz artik benim midem bulaniyo bunu dinlemekten.. ne zaman bir dugune gidecek olsam kaygi seviyem yukseliyo; ahan da yine o sarki calicak" diye.. dugun dernek gezemez oldum artik. kacinma tepkilerim* tavan yapti..
yetkililer bir el atsa da, biz katilimcilar da yeni cift de huzura gark olsa.
bunu da burdan kizima soyleyip, gelinime isittiriyorum. yaa