Taraf'in hem internet sitesine hem de gazeteye ilan vermiş sözlük klonu. bu manyaklar ekşi'ye bile reklam verdiler zamanında.
ilginç olan sözlük hadisesinin ulusal bir gazetede reklam vermeyi gerektirecek kadar (her ne kadar taraf reklam reklam diye yırtındığından düşük fiyat uygulasa da) önemli bir noktaya taşınması.
utanıyordur. ille yeni evli olması falan gerekmez. 10 yıllık evlidir belki. belki kocasıyla flört ederek evlenmiştir. utanmasına engel olmayan fakat onu saçma gösteren bir sürü şey yaşamıştır.
utanmak çok insani. çıplaklık öyle çok normal bir şey değil. daha ergenken göğüsleri ilk belirdiğinde annesi, ablaları tarafından dalga geçilen kızdır. belki yaşadığı travma ile değil bir erkeğe, aynada kendine bile kendini gösteremeyen kızdır.
x yapan y dir kendisi, burda y değişkeni nerde aşağılık, nerde ağır hakaret, nerde insanlığa sığmayan sıfat varsa onları kapsayan kümede tanımlanmıştır.
evlenir bu adam, düğün dernekle, çiçek gibi bir hanımı alır evine, ilk başlarda bir gazla işler iyi gider, biraz kanları bitlenince çocuk yaparlar, belki bir tane daha, sonra çocuklardan biri hastalanır, tedavisi vardır fakat çok para lazımdır, abimizde yoktur...
bu arkadaş ne yapar, çiçek gibi hanımını, hasta çocuğuyla, yapayalnız bırakır ve terkeder, sırra kadem basar...
bir insan böyle bir şeyi birisine yapıp, gece başını bir yere yasladığında nasıl uyuyabilir, nasıl olabilirde, kendine tahammül etmeyi başarabilir anlamak güç benim için.
işin terkedilen kadın olmak boyutu var bir de, sadece bir an için kendimi yerine koyduğumda, içimde şişen öfkeyi, kırıklığı, çaresizliği kelimelere dökebilmek imkansız.
görüyorum bazı elitistlerde "ama haklı, demekki o kadarda değilmiş" gibisinden çıkışları.
yahu arkadaş bırak allasen derim ona ben. bu lafı etmeden önce de para kazanması için beynini kullanması gerekmiyordu, ederken de gerekmiyordu, bundan sonra da gerekmeyecek. benim gözümde bundan önce de estetik bir objeydi, bundan sonra da öyle olacak. bu süreçte benimle aynı siyasal görüşü paylaştığını beyan etmesi bende onun beynini kullandığı yönünde bir imgeleme oluşturmayacaktı zira benimki hep antremanlıydı. önceden aptal sarışın dediğim birine, sırf benim söylemeye cesaret edemediğim bir şeyi söyledi diye, aferin zaten zeka küpü olduğu belliydi bunun dersem, bunun adı kaypaklıktan başka hiçbir şey değildir. he eğer önceden ne zeki kız lan bu gibi bir fikrim vardı ise eğer, o halde kendime diyecek bir şey yok zaten.
kompanzasyon sistemlerinde yeni trend olan devre elemanı.
3 fazlı kompanzasyon kademesinin iki fazı tristör üzerinden beslenir. tristör bir 0 geçiş kartıyla tetiklenir. kontrol edilmeyen 3. faz kondansatör bobinleri delta bağlı olduğu için akım akıtmaz. tristörlerin gate'leri tatikleyen kart reaktif güç kontrol rölesi tarafından kontrol edilir. modüler olduklarından her hangi bir başka konrolcü tarafından da kumanda edilerek farklı alanlarda kullanılmaları mümkündür.
popüler partiye yalaklanmıyorsa şayet asker botu yalamaya da bayılırlar. sosyal demokrat romantik solcuların geldiklerinde hep fakirin daha fakir olmasıyla sonuçlanan eylemleri yüzünden halk çözümü hep allah kitap diyen de aramıştır. çünkü bizim işimiz hep allahlıktır. 700 yıllık bir ümmetçi gelenekten gelen ülkenin insanlarına atatürk gibi karizmasından yer gök sallanan bir lider dahi bu kadar jakobenist bir cumhuriyet ve laiklik tanımı yapmamış da şimdi bu asker botu yalayıcıları, sözüm ona hukukçuların çanağını yalayanlar mı muhafaza ettiklerinden vazgeçirecek.
bu elitistler kendi halkından ve halkının inançlarından utanmaktan vazgeçip, batılı olabilmenin ilk şartının müslümanlıktan kurtulmak olduğu tezini çöpe atmadan bu halk onları kendilerini idare etmeleri için başa getirmeyecek. benim veya antropolog serkan abi'nin ateist olması, teist olması, deist olması, agnostist olması, babalarmızın, dedelerimizin namazında niyazında olduğu, annelerimizin, babaannelerimizin, başlarında örtü olduğu gerçeğini değiştirmeyecek. modern dünya bizim ülkemizdeki insanlar müslüman diye içine kabul etmeyecekse, beni bu halimle de kabul etmesin. nasıl olsa dinime bulamadığı kulpu gözümün üstündeki kaşa bulur.
ben bugün bunu gördüm. bir yaşam felefesi olsa gerek. hani mesela işe erken gitmenin iyi bir şey olduğunu göstermek için işe saat 11 de gitmek, ya da anne babaya iyi bir evlat sahibi olmanın güzelliğini anlatabilmek için eziyet etmek.toplum içinde geğirmek, tavana sıçmak ironist felsefenin ürünü olsa gerek.
bir partiyi kapatabilmek için joker olarak kullanılabilecek madde.
nedir bu yahu, böyle bir madde mi olur? bir şeyin odağı olabilir birileri ama şöyle de bir şey varki birileri de onu odak gösterebilir. böylesine havada bir suçlama, bir kanun maddesi görmedim. şimdi ben 100 kişilik bi ekip toplasam chp içine sızsak her birimiz bir defa bir chp etkinliğinde bölücü şeyler söylesek etsek, chp bölücü tavırların odağı mı olmuş olacak? benim topladığım 100 kişiyi de boş verin. bunu bir grup chp'li yapsa ne olur ki? tüm halk partililer bölücü olur da parti mi kapatılır?
21. yüzyıl metropol insanının varsayılan kabiliyetleri arasında olmayan eylem. bunu yapabilen kişi allah vergisi bir yeteneğe sahiptir.
bu şehirde ama öğrencisinizdir ama çalışan her halükarda bir koşuşturmanın bir pespayeliğin içindesinizdir. sabah kalkıp musluktan akan klorlu suyu yüzünüze vurduğunuzda kilometrelerce borunun içindeki çer çöpü düşünmeyecek kadar kaşarlaşmışsınızdır çoktan.
en zoru...evden çıkmamak için yüzlerce sebep varken evden çıkmak zorunda olmak ve gece bunun bilinciyle yatağa girmek.
şehir hayatının getirdiği depresif etkiler dün içtiğiniz bir paket amerikan sigarası, belki içki belki yasak şeyler hepsi mutlu uyanmanıza engel.
her şey bir tarafta zaten mevcutken, yıllardır belki arar diye telefonuzu hiç şarjsız bırakmadığınız bir gidğin bu sabahta aramamış olması ve her aynaya baktığınızda her yeni gün için bir beyaz saç teli. kaç 365 oldu sahi sözlük?
en beğendiğim reklamlar sıralamamda zaman gazetesinin biz ne zaman ayrı düştük reklamıyla kafa kafaya yarışacak reklam. söylenmek istenen en iyi ve en yalın haliyle zekaya hitap edecek şekilde söylenmiş iki reklamda da. ilginç şeyler bunlar kuşlar, böcekler, tezatlar falan.
ingiltere'de insanların doğuştan buna yetenekli olduğunu düşündürür bana hep. gol kaçınca çıkardıkları o hassiktir ya anlamındaki ses, gol olunca oovvvv nasıl koydu ama anlamındaki ses, birisi bir salaklık yapınca muhahhahah anlamı veren o ses. nasıl yaptıklarına aklım sırrım ermiyor. hani sanki koca tribün dile gelcek konuşcak "gerard soldan koşsana olm adam geliyor, bak ibne kaptırdı yahu" diyecek gibi eliyor insana.
yalancı kızdır. her kadın için bekaret önemlidir. evlenene kadar bakire kalmak tercih meselesidir. bazı kadın namus mamus zırvaları yapar evlenene kadar anal ve oral sexle idare eder. bazısı evlenene kadar hiç bir erkeğe el sürmez (vardır belki). bazısı sevdiği erkekle ilişkiye girmekten çekinmez, bazısı için bekaret güvencedir korur, bazısı için bekaret cennettin anahtarıdır korur, bazısı korkuyordur korur. tercihler kişinin ruh dünyası ve dolayısıyla yetiştiği çevreyle direk alakaladır.
he ama ben bekaret önemsizdir diyen kızları severim o ayrı, öbür türlü pek tadı tuzu olmuyor.
sistemi olmayan sistemdir. bireyleri 18 yaşına kadar ne için eğitildiklerini bilmeden eğitir. 18 yaşında biraz tarih, biraz coğrafya, biraz matematik biraz ıvır zıvır bilen bireyleri gudik bir sınava sokarak o bildiği biraz bilgiyle hiç alakası olmayan ön lisans ve lisans bölümlerine yerleştirir. bu bölümlerle alakaları olmyan öğrencileri de üniversite bitince bir sınava daha tabi tutarak yine çoğunlukla alakası olmayan bölümlere yerleştirir.
akşamdan sabaha kendini genellikle negatif sonuçlar doğuracak şekilde revize eden bir sistemdir. mesela bir lise öğrencesi gece yatmadan önce mühendis olabilecekken sabah kalktığında bu hakkının elinden alınmış olduğunu sadece belirlenmiş mesleklerle ilgili tahsil yapabileceğini öğrenebilir bu sistemde.
öğretmen yetersizliğinden dolayı ilköğretimde genellikle derslere branş hocaları gelmez onun yerine maaşı yetmediği için ek derse girmek zorunda olan diğer branş öğretmenleri boşlukları doldurur.
eğitim sistemimiz yüksek öğretim seviyesinde bilimsel makale fakiridir hiç denilecek kadar az makale yayınlar güzide üniversitelerimiz. öğretim üyelerimiz yeterli kadro olmadığı için ünvan alamazlar. bazende siyasi ideolojileri yüzünden.
ilköğretim sonunda çocukların eğilimlerini belirleyip uygun eğitim yönlendirmeleri yapacak bir rehberlik sistemine sahip değildir. çocuklar gitmek istedikleri okulları sınavlardan alabildikleri puanlara göre belirler dolayısıyla o okulun diğerleri tarafından ne kadar tercih edildiğine bakarak.
spor imkanları ilk ve orta öğretimde neredeyse hiç yoktur bu yüzden olimpiyatlarda hiçbir zaman başarı elde edememişizdir. el becerileri kuvvetli sanat dallarında gelecek vaadeden öğrencileri tespit edebilecek yetenekte branş hocaları yie aynı durumun oluşturduğu kısırdöngü yüzünden yoktur.
ama hepsi bir yana çok severiz, ücretsizdir ne de olsa!
ankaragücü'nü 90 dakikada yenemeyip, sevilla'yı 120 dakikada yenmeyi bırakın berabere bile kalamayan takımın taraftarlarının bal bal deyip komik duruma düştüğü maçtır. hayır ben demiyorum penaltılar bık bık. galibeyet galibiyettir, eğer dediğiniz 94 de atılan bir golle kazanılan maç bala kazanılmıştır, çeyrek finaliniz bal oğlu baldır.
insan olmaktandır yöneltme yapmak. bir günah keçisi bulunmalıdır.
toplumsal hayatın her anı her dakikası birilerine fatura çıkarır birileri. evde, okulda, işte, otobüste. özellikle ortam kalabalıklaştıkça birey aksaklıkları kendinden bilmez, bilemez. trafik sıkıştımı kendinin her gün tek başına koca bir arabayla trafiğe çıkmasından değildir de, yol yapmayan belediyedendir. belediye başkanına sorsanız, ya karayolları der ya hükümet. hükümete sorsanız ondan önceki hükümetlere keser faturayı.
işler kötü gidiyorsa, rakipler fiyatları çok düşürmüştür haşa sizi fiyatınız yüksek değildir, işe alınmadıysanız ik uzmanı acemidir sizdeki cevheri keşfedememiştir. patron çok sinirliyse psikolojik problemleri vardır delidir, patrondur işte, şirketteki huzursuzluğun tek kaynağıdır.
öss'de başarısız olduysa, okuldaki öğretmenler kabahatlidir, ya da onu o okula göndere aile, aileye sorsanız hiç ders çalışmamıştır evin 6. çocuğu.
eğer satışlar iyi, dersler pekiyi, trafikte açıksa bir faturaya ihtiyaç yoktur siz bu cari hesapların dışında kalacak kadar ulvisinizdir sırf yüksek şahsiyetinizden.
bayık bir kalıp. zihinde hiç bir im bırakmıyor, hayvan de geç ya da o. çocuğu falan de. yani herkesin milyonlarca kez duyduğu artık espri özelliği kalmayan bir kalıbı kullanmak çok anlamsız. içinde bu kalıp geçen entry tamamen ad hominem oluyor genellikle. bizler fikirleri konuşalım düşünceleri görüşleri. küfür edilecek yerde ediliyor zaten ona buna hakaret olur diye kastırmanın lüzumu yok.
sistem içindeki non lineer yüklerden kaynaklanan alternatif akım ve gerilimde yaşanan bozulma. harmonik distorsyon diye de bilinir.
endüstri tesislerinde 6 ve 12 pulse le doğrultucların sıklıkla kullanılmasından ötürü genellikle 250, 350, 550 ve 650 Hz frekanslı harmonik bileşenlerin yüksek olduğu görülür.
harmonik bileşenlerin oranları 1. bileşene göre yüzdelenerek tanımlanır. toplam harmonik bozukluk ise %thdi ve %thdu olarak iki parametreyle tanımlanır. akım için %6 gerilim için %3 sınır değerlerdir.