Bir turk olarak sonuna kadar savunacagim gercektir.
Neymis efendim, anadolunun kapisi turklere acilmismis.
Mogoldan kacarken milleti yurdundan ettim desene sen suna!
biraz daha açmak gerekirse şamanist geleneği devam ettiren yahut tengrici türkler tarafından ifa edilen müzik türleridir.
insanın ruhunu dinlendirici bir etkisi var, kopuzu olsun, dombrası olsun, tar olsun, choor olsun...
her ulusun kendi öz dilinde tapınma yapma hakkı vardır, eyvallah ona diyeceğimiz bir şey yok.
ancak!
bu ülke öyle bir ülke ki bu ülkede türkçe ibadet, türkçe ezan, türkçe kuran lafı duyulduğu zaman küfürler art arda sıralanıyor. ama mesele ermeniye gelince bir sorun yok.
bir de açıklama yapmışlar isteyenlere ücretsiz dağıtılabilirmiş.
ulan bu ülkede mealin fiyatı 30-40 lira.
kimin diyanetisin de sen kendi milletin dinini bilmezken millete din satmaya kalkışıyorsun? vergiyi kimden alıyorsun da ermeniye beleş dağıtıyorsun?
tabii biliyorlar türkler türkçe okursa dinini oradaki ''rüşvet, faiz, hırsızlık, israf'' ile ilgili ayetleri okuyup kavrayacak. islam ve şeriatla ters düşen her şeyleri gün yüzüne çıkacak.
yüzsüzsünüz yüzsüz.
ege bölgemizin kıyı olmayan kısımlarından hala umut vaat eden davranışlardır.
zaten uşak, aydın, denizli kesiminin insanı adam gibi adam oluyorlar.
stanttaki hdplileri bir güzel haşamat etmişlerdir.
ayrıca hdp'nin buralarda stant açmasının tek nedeni ki karadeniz de buna örnektir; yalnızca hdpnin güç gösterisi yaptığı bir durum. oy alacaklarına falan değil türk milletinin manevi gücünü yitirtmeye çalıştırılmasıdır.
ancak sürekli dayak yemelerine rağmen hala fethiye'ye, aksaray'a, trabzon'a, rize'ye, ordu'ya, samsun'a girmeye çalışmaları dayaktan usanmamalarının bir göstergesi olsa gerek.
neyse uşaklı kardeşlerimizi kutluyorum.
edit: homo sapiensler demiş deyyusun teki bir açıklama yapayım.
insan fıtratı gereği özgür yaşamak ister. bunu türk'ü de kürt'ü de laz'ı da çerkes'i de ister, hepsi. kimse köle olmak istemez.
ayrıca insan bir sosyal varlıktır ve kendi gibi düşünen fertlerle toplumu oluşturur. toplum tarihsel süreç içerisinde töre ve kültürü var eder. kültür ve töre normu kültürleme yoluyla aile ve toplum aracılığıyla ferde ulaştırılır. ferdin tabuları böylece oluşturulmuş olur. bu tabular, gelenekler, görenekler; yaşanan coğrafyadan, toplumun tarihinden, çevresinden izler taşır. bunun farkında olmasa da kültüre ve geleneğe dört elle sarılan insan, kendi kültür ve töresine kast eden, egemenlik haklarını kısıtlayanlara karşı kendi gibi düşünen toplumla birlikte karşı durur.
uşak halkı da bunu yapmıştır.
türk devletine, türk'ün töresine, bağımsızlığına ve özgürlüğüne kast eden düşmanlara karşı, gerekli cevabı vermiştir.
özgürlük ve bağımsızlık demokrasiyle değil toplumun gücüyle sağlanır.
hiçbir şekilde milletvekili çıkartamayacağın bölgede propaganda yapılmasının tek nedeni daha önce de belirttiğim gibi türk milletinin manevi duygularını zayıflatmaktır. bugün mhp'nin hakkari'da stant açması yalnızca gövde gösterisi yapmaktır, hdpnin batıda bunu yapması da işte böyle bir durumdur.
bu duruma karşı duruşunda yegane yolu ortak milli refleksler oluşturulmasıdır. türk toplumu ortak milli refleksler konusunda tek tipleştirilmesi ve görev ahlakıyla bu işe girişmesi gerekmektedir. memleketin her noktasındaki türkler, aynı olay karşısında(yurt,bayrak,marş,vatan) aynı tepkiyi vermelidir. bugün uşak'ta verilen bu tepki yarın istanbul'da yaşayan hippi türkler tarafından da, izmir konak'taki türkler tarafından da, çukurovada pamuk tarlasında çalışan işçiler tarafından da aynı şekilde verilmelidir.
küreselleşme adı altında yapılan tek dünya milleti yaratma çabaları, sırf onlardan daha doğudayız diye doğulu olan bizleri yok etmek içindir.
yeniden milletleşme dileğiyle.
kodumun hümanist beyinlisi, dünyaya pembe gözlükle bakıyor.
kuşlar uçuyor, sümbüller güzel kokuyor, denizdeki durgunluk...
türkçü; atsızcı, gökalpçi, atatürkçü olamaz. şahısçı değil şahısların yücelttiği davanın peşinden gider.
tek bir insan üzerine bir ideoloji inşa etmez, her şeyi süzgecinden geçirir.
ikinci film çalışmalarına başlanmış alper çağlar filmi.
türkiye'deki en güzel asker filmini yapmış olan yapımcıdan devamı niteliğinde ikincisi.
off, heyecanla bekliyoruz.
Kımız içip "tavluma" dep aytanda
Esriyiben yedi göğe çatanda
Budunumuz, Türkümüz dep katanda
Bengütaşta kağanlara ay Marja!
Kargı olup yağanlara ay Marja!
Ur ha! Börkü ala kamlar kös ura
Kıpçak ura, Hun ura Tölös ura
Ayulara kurt balalar döş ura
Donuzları korkudana ay Tengri!
Sancak çekip tuğ tutana ay Tengri!
Batır sözü hömey urur hey urur
Ahoy ahoy göğe ağar kay urur
Ur ha! Gözle budun urur bey urur
Kan akıtıp kan dökene ay Ülgen
Sen yarlığa tuğ dikene bay Ülgen
bu ve bunun gıbı bırcok goruntu ve sözü göz ardı eden türktür.
demokratik olma gerekcesi, eli kanlı bir örgütle ve bu örgütün kurucusu olan, aslında hicbir beklentısı olmayıp hapislerde cürümesi gereken bir adamla sarmas dolas olmayı gerektirmez.
1.si bilinmez de devamında kendini yenilemekten başka bir şey yapmamıştır. başlık da başa kaldı sanırım ama yazarın karısının avrupalı olması şişirilmiş bir balon yaptı kendini.
evet. bir zamanlar büyük hun imparatorlugunun yaptıgı akınlardan yılmıs olup araya kocaman bır set çeken çinli heriflere zaferin bizim oldugunu söylemektır. auuuuu.
bir anda delhide binlerce kişiyi sokaklara çıkartıp atlara çiğnettiği, yaktığı develerle kendi fillerine ordularının nasıl ezildiği gelecektir akıllarına.
evet. zamanında büyük hun imparatorlugunu 18 bin km ye ulastıran ve çinlilere göz açtırmayan mete han dedemizin adını çinliye fısıldamaktır. o zaman görür o.
bir kürdün gözlerini ellerinizle kapatıp ben yeşilim demektir.
5 saniye içerisinde ortalığı çok kötü bir koku kaplayacak belki de ayaklarınıza bir şeyler damlayacaktır.