-Benim adım ilyas, kamyonumun adı aldırma gönül. Senin adın ne alyazmalım?
Yarın yine aynı saatte aynı yerde çamura saplansam yardıma gelir misin? https://youtu.be/XaUbrpAwrFs
Her ne kadar tanrı ve mizah kelimeleri birbirine oldukça uzak görünse de olaya bir de şu açıdan bakalım.
Tanrı yaratıcıdır. insanı ve diğer varlıkları, kelimeleri, duyguları, düşünceleri ve hatta mizahı bile varoluşta yaratmıştır. Çünkü her şey onun bilgisi dahilinde gerçekleşir.
Yaratılışta insanın hangi durumlara ne tepki vereceğini, ne karşısında gülmesi gerektiğini, neyin karşısında ağlaması, öfkelenmesi vb. tepkiler vermesi gerektiğini belirlemiştir. iyi ve kötü kavramları bile tanrının insanın içine yerleştirdiği varoluşsal duygulardan kaynaklanır.
Bu şartlar altında çok güldüğünüz bir komedeyenin esprilerinden tutun da ironisinden ve mizahından ötürü internet fenomeni haline gelmiş bir videoya kadar bütün mizahi anlayışlar aslında tanrının iradesi altında gerçekleşen olaylardır.
Bu sebeple tanrının aslında cem yılmazdan çok daha iyi bir komedyen olduğunu söyleyebilirsiniz.
Bilinç ve varoluşu 'bilincin varsa varsın, yoksa yoksun' gibisinden ilkel bir denklemle açıklamak saçmalıktır.
doğumundan öncesini hatırlayamaman daha önceden var olmadığını kanıtlamaz. buna bağlı olarak öldükten sonra zihinsel faaliyetlerini kaybetmen de varoluşunun sonlanacağı anlamına gelmez. eğer varlık yalnızca zihinsel faaliyetlerle açıklansaydı tanrıya da bir zihin, bir beyin biçmen gerekirdi. Oysa tanrı bunlardan münezzehtir. insana biçilen sıfatlarla tanrıyı değerlendiremezsin.
ha yok ben tanrıya inanmıyorum diyorsan bu durumda hayatına son vermemen için hiçbir neden yok. geride bırakacağın insanlar, duygular, yaşanmışlıklar vs hepsi bir gün yok olacak.
eğer ki tanrıya inanmasaydım yapacağım en mantıklı hareket intihar etmek olurdu. direk kurtuluş oh mis.
ölümden sonra yok olacağına inanan arkadaşları boğaz köprüsüne davet ediyorum.
Edit: intihar etmenin mantıksız olduğunu düşünen arkadaşlar için
Sadece bir kere yemek yeme fırsatınız olduğunu düşünün. O yemeği yedikten sonra bir daha yemek yiyemeyeceksiniz ölesiye kadar. Ha çok yemişsiniz ha az. Sonuçta er geç acıkacak ve yiyecek birşey bulamadığınızda öleceksiniz. Midesinin alabildiği kadar yeme isteği duyan arkadaşların düşüncelerini anlayabiliyorum. Yediğim ne kadar uzun süre beni ayakta tutarsa kârdır düşüncesiyle bakıyorlar olaya. Oysa büyük resmi görmek çok da zor değil. Milyarlarca yıllık evren, ve yaşam döngüsünde senin ömrün o kadar az ki. Ha 20 yıl yaşamışsın ha 60. Geçmişe dönüp baktığında 'zaman su gibi akmış be gülüm' diyorsan emin ol 20 yıl ve 60 yıl arasında hiç bir fark yok.
Nietzsche nin zerdüştünden önce (bkz: Böyle buyurdu zerdüşt) felsefe hocamın okumamı tavsiye ettiği kitaptır. Bir asır sonrasının adamı olan nietzsche nin duygusal zayıflıklarını, dr. breuerla olan 'güç' savaşını ve freudun psikanalizlerini etkileyici bir kurguyla anlatır. Kitapta beni en çok etkileyen unsurlardan biri 'arzu' olgusuydu. insanın arzu edilenden çok 'arzu etmeye' aşık olduğunu ve arzu edilenin bir merdivenin basamakları gibi her adımda bir üstteki konuma varmak istenmesini, her zaman daha yukarıyı ve daha iyiyi hayal edilmesini, kısacası kendi benliğimizin maymun iştahlılığını gözümüze sokuyor. Zira bunun kitaptaki örneği şehrin en güzel kadınlarından biriyle evli olan dr. breuer un mutlu bir yuvası evi vs. olmasına karşın tedavi ettiği hastası betty e sapkın bir ilgi duymasıdır. Bu sebeple nietzscheyle bir tür mutualist dostluk başlar ve olaylar gelişir. Unutmadan kitapta nietzsche nin aşık olduğu karakter 'lou salome' de dönemin özelliklerine göre oldukça güçlü, felsefe yapabilen ve cesur bir postmodern kadın figürüdür. Nietzsche nin bu karaktere ilgi duyması da yine güç olgusundan kaynaklanır.
ilkokulda çeçen bir arkadaşım vardı. Adı cevher. Babası komutanmış sanırım öyle diyordu. Şehit olmuş babası antalyaya mülteci olarak gelmişler annesi ve kardeşleriyle. Az uz bi türkçesi vardı ama iyi arkadaş olmuştuk. Bana parıltılı yeşil bi uçlu kalem hediye etmişti. Tabi ilkokulda öğretmenler uçlu kalem kullanmamıza kızıyordu. Sınıf öğretmeni kalemi elimden almıştı. Cevher şimdi nerede ne yapıyor bilmiyorum okula geldikten 2 ay kadar sonra bir daha gelmedi zaten..
Aldığım gün bitirdiğim ve etkisinden uzun zaman çıkamadığım sabahattin ali nin şaheseridir.
Açıkçası daha önce hiç bir kitapta bir karakterle kendimi bu kadar özdeşleştirmemiştim. Resmen raif efendide kendimi bulduğumu söyleyebilirim. Belki de her asosyal platonik erkeğin hissettiği şeylerdir bunlar. Bilemem. Ama gerek psikolojik tahliller olsun gerek olaylar gerek duyguların bu denli yoğun anlatımı kitabı gerçekten konuşulduğu kadar yapıyor.
Kitabı bitirin, sahaf sahaf gezip kuyucaklı yusuf aramazsanız ben de bir şey bilmiyorum.
Konuşmayı başarılı bir şekilde yaptığını varsayamazsın. Çünkü buna göre sesin iletiminin de ışık hızında olması gerekir. Sen ışık hızında gidiyorsan ses ağzından çıktıktan sonra ahizeye ulaşmayacaktır bile. Sesin hızı ortama göre sabittir. (Saniyede 340 m yanlış hatırlamıyorsam).
Yani varsayarsan fizik kuralları alt üst olmuş olur. Bu sebeple herhangi bir yorum yapamazsın.
Youtube'da bütün lise sayısal konularını çok iyi bir şekilde anlatan hocaların toplanıp video olarak öğrencilere sunduğu kanaldır.
Ben son sınıfım bu sene ve bu adamların yaptığını gerçekten çok takdir ediyorum. eğitimin sözde ücretsiz! olduğu bu dönemde bu kadar çok dersten konu ve soru videosu hazırlayıp bizlere sunmaları üstelik bunu karşılık beklemeden yapmaları MEBe ve dershanecilere ders verir nitelikte.
Dershane ofis vs. Benim gibi gidemeyen bir sürü öğrenciye yardımcı oldukları için kendilerini tekrar tebrik ediyorum.
Bunu buraya yazdım çünkü kendimi bu adamlara borçlu hissettim.
Anneniz sizi kişiliğiniz için değil çocuğu ve onun bir parçası olduğunuz için sever. çocuğu olmasaydınız sizi bu kadar sevmezdi sanırım. Ama sevgiliniz sizi karşılıksız sever. Kişiliğinizi yani gerçek sizi sever. Karar verirken bunları da göz önünde bulundurun.
Dün birisi telefona aşkım msj hkkım btii.s diye mesaj atmış. Şaşırdım bi an ne olabilir diye düşünmeye başladım sonra özür mesajı geldi numarayı yanlış yazmış. Bende önemli değil falan dedim. bu kısa mutluluğu bana yaşattığın için teşekkür ederim esrarengiz kız.