cok kisa adam
151 (çikita muz)
sekizinci nesil yazar 1 takipçi 1.91 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    hoşlanılan kızın bilek güreşi yaparken görmesi

    1.
  1. masumduk o yıllarda. hoşlandığımız kıza bunu açıkça söyleyemezdik. saçını çeker, kalemini alır kaçardık. o da kalemini geri almak için peşimizden koşar, deli gibi bütün tenefüs birbirimizi kovalardık. istop oynarken g.tüne attığımız top elçimizdi. eğer ki onun da gönlü varsa o da topu bize atar, biz de bilerek o topun bize çarpmasına izin verirdik.

    ben sınıfın en uslularından biriydim. ne uzun eşşek oynardım, ne de birilerine tebeşir atardım.
    zeynep'in tenefüste sınıftan dışarı çıktığı bir anda başladı her şey. bi arkadaşım vardı, rıdvan. rıdvan tam bir oç'ydi. insanları nasıl gaza getireceğini çok iyi bilirdi. benim hoşlandığımı bile bile zeynep'e sulanırdı bazen.

    -cok kisa adam dedi, gel bilek güreşi yapalım.
    +ben anlamam dedim, siz yapın.
    -n'oldu lan korktun mu? dedi.

    pis gaza getirdi. sınıftaki diğer piçlerin de ''ooo'' çekmesiyle gözüm döndü. iyice gaza geldim.

    +tamam ulan dedim, gel yapalım.

    çok pis gaza gelmiştim. tam güreşe başlayacakken kapıdan içeri zeynep'imin girdiğini gördüm. elinde kakaolu süt vardı. kantinden geldiği belliydi. hemen yanıbaşımazdaki sıranın oraya gelip bizi izlemeye başladı.
    zeynep'imi görmenin heyecanıyla elim ayağım boşaldı. başlar başlamaz yenildim. herkes deli gibi kahkaha atıyor, rıdvan oç gibi elimi art arda sıraya vuruyordu. o an yaşadığım hüzünle elimin acısını da anlamadım. zeynep gelip;

    -boşver onları, gel bahçeye çıkalım. hem bak kakaolu sütten de iç biraz.

    diyecek diye bekledim. demedi. üstüne üstlük bir de benimle alay etti. sonra da rıdvan'ın yanına gidip gülüştüler. onların yanına gittim.

    -hile yaptın dedim, daha başlamamıştık.
    +yendim seni işte mızıkma şimdi dedi. zeynep yine güldü.

    ittirdim onu. yalancı diye bağırdım, hileci hilece diyerek ağladım.

    -skerim seni çocuk dedi. o da beni ittirdi. kavga başladı.

    dayak yedim. o günden sonra daha da zeynep'in yanına gitmedim. istop oynarken hep asuman'ın g.tüne attım topu. güzel kızdı asuman.
    4 ...
  2. bir türlü sevgililiğe dönüşemeyen ilişki

    1.
  3. satranç oynamaktan farksızdı ilişkimiz. çok fazla yakınlaşmaya çekiniyor, farklı piyonları küçük adımlarla ilerletiyorduk. her fırsatta birbirimizi görmek için bahaneler uyduruyorduk. gel zaman git zaman daha da yakınlaştık. birlikte sinemaya gidiyor, sevdiğimiz şarkıları birbirimize beğendirmeye çalışıyorduk. biralarımızı yudumlarken eski ilişkilerimizden bahsediyor, yalnız öleceğimiz üzerine şakalar yapıyorduk.
    her şey çok güzeldi aslında. işin en kötü yanı her konu da olduğu gibi belirsizlikti. flört mü ediyorduk yoksa dertleşiyor muyduk? yoksa hoşlanılan kızın kankaya dönüşmesi böyle bir şey miydi? tüm bu sorular aklımdayken eskisi gibi olmazdı. bir hamle yapmalıydım. yapmadım.

    tanışma

    aylar önce ortak bir arkadaşımız vasıtasıyla tanıştık. tanıştırılmamızda özel bir amaç yoktu. zaten daha önce de karşılaşmış ama tanışma gereği duymamıştık. o, her 5 erkekten 3'ünün güzel bulacağı, 1'nin anında asılacağı türden bir kızdı. bense gören her 5 kızdan 4'ünün dönüp de tekrar yüzüne bakmayacağı, 1'nin ise ''ayy çekil şurdan öff!'' diyeceği türden bir erkektim. zaten az arkadaşım vardı. aslında bu tamamen kendi tercihimdi. ve aslında çok az kişi bana gerçekten tahammül edebiliyordu.

    ortak arkadaşımız, o ve benden oluşan üçlüye o ikisinin bir ortak arkadaşı dahil oluyor, bir günde tanıştığım kişi sayısı toplam tanıyıp da değer verdiğim insan sayısında kendine yüksek bir yüzde elde ediyordu. dört kişilik bu grupta kendimi yancı gibi hissediyordum.

    dördümüz sabahtan akşama kadar birlikteydik. ''düzeyli'' bir ilişkiye başlamak için ideal bir mekan olan tüyap kitap fuarındaydık. evlerimize dağılırken birlikte fotoğraf çekildik. yapmacık bir gülümsenin yüzüme hakim olduğu o ilk fotoğrafımızı da o zaman çektirmiştik. yakın gelecekte uzun uzun birlikte zaman geçireceğimizi bilemezdim.

    işin arkadaş ayağı

    birlikte olduğumuz ortamlarda arkadaşlarımız birbirimizden hoşlandığımızı imâ etmeye başlamışlardı. birlikte geçirilen uzun zamanların ardından arkadaşlarımızın baskıları ''sevgili olmayı denesenize''den, ''artık sevgili olun lan!''a dönüşmüştü. biz bu baskıları benim fikrim olan (mal kafa konuştu) ''boşver şakaya vuralım onlar da söylemekten vazgeçerler'' le yıldırmaya çalışıyorduk.
    arkadaşlarımız zamanla konuyu kapattılar. ama benim (ortak olmayan) arkadaşlarım her seferinde inceden aklıma giriyor, birlikte takıldığımz her an ''oooo'' çekiyorlardı. ben de inceden düşünmeye başlamıştım. '' acaba olur mu lan?, nasıl olucak ki ulan? ulan!''lar aklımı karıştırmaya başlamıştı.

    uzaklaşma

    adamakıllı bir sonuca bağlanamayan bu ilişki birbirimize karşı üstünlük savaşına dönüşmüştü. artık sinsice planlar kuruyor, karşıdakini yenmek üzere cesurca hamleler yapıyorduk. artık iyice birbirimizden uzaklaşmaya başlamıştık. karşılaştığımız yerde neredeyse birbirimize selam vermez olmuştuk. iyice soğumuştuk birbirimizden.

    şah mat

    bir ilişki, daha başlamadan bitmişti.

    bir ilişki daha, başlamadan bitmişti...



    (bkz: #16220052)
    14 ...
  4. cok kisa adam

    2.
  5. yıllar sonra sekizinci nesil hesabıyla hortlayan çok daha eski yazar.
    1 ...
  6. © 2025 uludağ sözlük