genellikle fen liselerinde rastlanan 'araştırma teknikleri ve istatistik'.. hayır istatistiğe dair bir şey olsa neyse de, o da yok ki.. aksine tamamen boş olması için uğraşılmış bir ders adeta..
6. sezona yaptığı müthiş girişten sonra sezonun 2. bölümü epic fail ile yine ağızları açık bırakan, özlediğimiz house a ve daha fazlasına kavuşmamızı sağlayan muhteşem dizi.
--spoiler--
bölümün adından ve zaten her an böyle bir şey beklememizden kaynaklanan endişemiz vicodin sahnesiyle zirve yapsa da, house her zamanki gibi bizi ters köşeye yatırdı ya, daha azını da beklemezdim zaten.. ayrıca biricik housecuğumuzun klasik sarcastic ve jerk havasından bir şey kaybetmediğini görmek içimizi rahatlatmıştır.. wilsonla yaptıkları ball muhabbetine ve yemek sahnelerine hiç girmiyorum bile*.. tüm bunların dışında teknik açıdan da süper ötesi bir bölüm olması da dikkatlerden kaçmadı.*
--spoiler--
yok ya bu bi dizi değil başka bir şey diyorum inanmıyosunuz, ayrıca emmy bu yapıtı kendi bünyesinde aday göstermeye bile layık değil ya, neyse.. yani sevgili yapımcılar ve biricik hugh laurie'ciğim boşverin yahu emmy kimmiş! bu adamda* bu dünya ötesi seksapel ve bu kocaman yetenek varken, sizde de bu acayip orjinallik ve yaratıcılık varken, siz çekin bi 600 sezon** daha, 600ünü de izlerim ben!!*
elbowun the seldom seen kid albümündeki en dikkat çeken şarkıdır. mükemmel bir coşkuya sahiptir ve oldukça orjinaldir.. şu günlerde house md 6. sezon promosunda kullanılmasıyla dikkatleri çekmiştir*. ve tabiki sözleri:
i've been working on a cocktail called 'grounds for divorce'
whoah
polishing a compass that i hold in my sleeve
whoah
down comes him on sticks but then he kicks like a horse
whoah
there's a chinese cigarette case and the rest you can keep
and the rest you can keep
and the rest you can keep
there's a hole in my neighborhood
down which of late i cannot help but fall
there's a hole in my neighborhood
down which of late i cannot help but fall
mondays is for drinking to the seldom seen kid
there's this whispering of jokers doing flesh by the pound
to a chorus of supporters from the little town halls
there'll be twisted karaoke at the aniseed lounge
and i'll bring you further roses but it does you no good
and it does me no good
and it does you no good
there's a hole in my neighborhood
down which of late i cannot help but fall
there's a hole in my neighborhood
down which of late i cannot help but fall
there's a hole in my neighborhood
down which of late i cannot help but fall
there's a hole in my neighborhood
down which of late i cannot help but fall
someday we'll be drinking with the seldom seen kid.
1986-1995 yılları arasında hugh laurie** ve stephen fry tarafından yapılmış ve bbc'de yayınlanmış; genellikle skeçlerden, diyaloglardan ve şarkılardan oluşan, insanı zaman zaman gülerken sandalyeden düşürebilecek kapasiteye sahip komedi programı..
sanırım starsailor'ın en etkileyici şarkısı.. tabi bunda o ses tonundaki gerçekliğin payı da en az şarkı sözlerinin derinliği kadar önemlidir, hatta daha bile fazla..
bir şarkı bu kadar mı adı üstünde olur dedirten, muhtemelen birinci olacak olan*, norveç'in 2009 eurovision şarkısı.
söyleyen çocuğun* fotojenikliğin sınırlarını zorlamasının da bu duruma bi zararı olmayacaktır bence.
johnny depp ve lili taylorın muhteşem performanslar sergiledikleri, güzel ötesi, yüzlerce kez arka arkaya seyredebileceğim film. söyleyecek pek bir şey bulamıyorum hayranım filme. ayrıca emir kusturica nın depresyona girmesi sebebiyle çekimlerine üç ay ara verilip, sonra bitirilen 1993 yapımı filmdir.
(bkz: do you think it would be really bad if i kissed you?)
(bkz: fish knows everything)
wanteddaki performansıyla dikkat çekmiş, iskoç asıllı karizmatik aktör. 2010da vizyona girecek olan gnomeo and juliet isimli animasyon filmde başrolü* seslendirecek aktördür aynı zamanda.
ikinci yarı final maçının* yağmur nedeniyle, üçüncü set sürerken ertelendiği turnuva. ertelendiği tarih ise bu gece tsi 00:00.
maç ertelendiği sırada ilginç bir biçimde murray 2-0 öndeydi, rafanın kendini toparlayıp maçı beş sete taşıma olasılığı yüksek.. **
25 ağustos-7 eylül tarihleri arasında oynanacak, sezonun son grand slam turnuvası. olimpiyat madalyasıyla birlikte atp sıralamasında 1 numaraya yükselen nadal ın bu turnuvayı da kolaylıkla kazanmasını beklemekte ve ummaktayız efenim. her akşam eurosport tan canlı izlenebilecek turnuvadır aynı zamanda.
oyuncularının yanı sıra senaryosuyla da çok etkili olan, kanımca en başarılı vampir filmi. öyle ki, insan bu filmi izledikten sonra 'derhal vampir olmak istiyoruum!!' ya da 'vampir bi sevgili bulun lan bana!' şeklinde düşüncelere sahip olabilir.**
vampirlerin bütün filmlerde cani iğrenç yaratıklar olarak gösterilmesine tepki duyan bünyeme ilaç gibi gelmiş bir filmdir. tekrar tekrar izlenilesi, izlendikçe sevilesi bir yapımdır.
ayrıca, (bkz: antonio banderas)
2002 yapımı bir amerikan komedi dizisi. gerçekten komik ve kaliteli bir dizi olmasının yanı sıra her sabah izlemek için erkenden kalkma sebebi olabilmektedir. ayrıca sara rue* ve zachary levi** oyunculuklarıyla harikalar yaratmaktadırlar.
sözlüğe bişey katmaktan kasıt, gereksiz tespitler yapıp ona buna laf atmaksa, evet bunu yapmayan bir çok yazar mevcuttur ve bu sözlüğün kalitesi için gayet iyi bir durumdur.
cnbce de düzenli olarak yeni bölümleri verilmediğinden insanı download a yönlendiren, kurgusu çok başarılı çizgi dizi. sırf sokka nın tepkileri ve esprileri için bile izlemeye değer.*
okan bayülgenin seviyesi ve kültürüne asla ulaşamayacak olanların, sırf aykırılık yapmak için açtıkları seviyesiz başlıklar silsilesinden yalnızca biri.
muhtemelen kişilik bozukluğu olduğunu düşündüğüm, egoist, ilgi peşinde, sırf sol framede gözüksün diye nickinin altına saçma sapan entryler giren yazar. büyük ihtimalle bu entrynin altına da kendi çapında ayar vermeye çalıştığı bir entry girecektir.
inanılmaz güzel bir maçla 2008 wimbledon şampiyonluğunu kazanarak federer'e ağzının payını vermiş muhteşem ispanyol tenisçi. bu kupayı kesinlikle hak etmişti, çok da iyi oldu. kesinlikle dünyanın bir numarası.
genellikle ikinci tekil şahıs. zamanında birinci tekil şahıs olması için o kadar uğraştığım halde ikinci tekil şahıslıktan öteye gidememiş* şahıs. artık nihayet üçüncü tekil şahıs olan şahıs..