An itibariyle eczane açacak olan ama bir türlü isim bulamayan eczacının serzenişidir. Kendi adımdan soyadımdan kendim tiksiniyorum, ordan bir şey çıkmadı sizden öneri beklemekteyim.
Sürekli bundan bahsediyoruma ama umarım bu son olur..
Eski sevgilim evleniyor demiştim. Nişanlılık dönemleri sona eriyor ve bu gece resmi olarak evleniyorlar. işte hayatın bana en büyük ironisi, gelin ayakkabısının altına codexx yazmış. Allah razı olsun hem de silinmeyecek yere yazmış gelincik. Acımasız kadın!
Yeşil reçeteye tabidir bu yüzden eczanelerde kilit altında tutulur. Kullanan kişiler, tarih ve dozu mutlaka defterlere işlenmelidir zira eczacı bunun hesabını çok zor verir. Tarihi geçse bile eczacı tarafında öylece çöpe atılamaz mutlasa gerekli yerlere teslim edilmelidir.
Kendi sorunlarını tek başına çözmek zorunda olmaktır ya da gün içinde yaşadığın pek de ilginç olmayan olayları ballandıra ballandıra anlatacağın ve seni bıkmadan dinleyecek birinin olamaması ya da yeni keşfettiğin muhteşem şarkıyı koşa koşa gidip dinleteceğin birinin olmaması dahası müziğini her zaman çift kulaklık dinlemektir. Biri eksildiğinde yadırgamaktır çünkü onu zaten biriyle paylaşmamışsındır.
Vayy ben yalnızlığın kitabını yazarım ben, dağılın!
Ruh eşi deyip dururlar arkadaş beyin eşimi buldum resmen.
Üniversitenin ilk yılında görmüştüm onu şimdi yolumuz tekrar kesişti. Görüyorum ki siyasetten, ilgi alanına hatta resim yeteneğine kadar aynıyız. Burda bütün detayları anlatmak isterdim ama okuma ihtimali beni korkutuyor. Her neyse, onun yıllardır süren bi ilişkisi var. Kız ondan çok farklı bunu anlamak için onlara uzaktan bakmak bile yeterli. Aşk bu yahu! Beyin değil ruh işi. Biraz kıskanmış olabilirim ama ikisine de inanılmaz saygı duyuyorum. Umarım her zaman birlikte olurlar. Bende tekrar gidip aşık olacağım bir moron bulurum.
Kulaklığımın teki bozulmuş ve ben bunu en sevdiğik şarkıyı dinleyerek huzun içinde uyumak isterken fark ettim. Tek kulaklık berbat! Üstelik bu sahip olabileceğim en kaliteli kulaklıktı.. Oda arkadaşımda zorla almıştım. Adalet bu mu oluyor şimdi!
Akm tarafından konak metroya inmiştim, amacım tabii ki metroya binmekti, ama o kadar dalgındım ki gişeleri filan atlayıp kendimi kemeraltında buldum. Metronun bir ucundan girip diğerinden çıkmışım.
Şimdi anlatınca sıradan gibi ama kendi adıma çok rezil bi durum.
Biz zamanlar tam da bu özelliklere sahip oldugunu iddia eden birini tanırdım. Sanırım hala apolitik ama diğer ikisini tamamen terse katlamış durumda.
Özetle sadece bir ergen rüyası, marjinal olma çabası..
Asmalı konak.
Finali film olunca bütün mahalle toplanıp korsan cd den izlemistik.hatta o dönem çekildigi yere geziler düzenlenirdi. Annem gidip beni götürmemişti.
Çocukluğumun en büyük travmalarından. Asla tek başıma yapamazdım annem el atardı ama birbir eziyetler. istisnası her seferin azar işitirdim. O kadar defteri kaplama süresince bağırır dururdu. Ben de dönem başlarından nefret ederdim hep. Bu kadar zaman sonra bile fikrim degişmedi, annemle iş yapılmaz arkadaş. iş zor geldi mi boka sarar hemen çirkefleşir.
Ayh ne dolmuşum ya.
Otobüs hareket etmek üzereyken elime tutuşturulmuş bir küçücük taş.
Sahibinin bir önemi olmasa da onu hala saklıyorum, soğuk gri tonu bana çok şey ifade ediyor.