insanın gözlerinin dolması, çenesinin titremesi, yüzün buruşması ya da bir burun yanıklığıyla vuku bulabilen olaydır. duygusal bir nedene dayanır. akmakla akmamak arasında kalan gözyaşını, havaya bakılmak suretiyle**, püskürtme eylemine girişmektir. nerden geldiğini anlamadığımız gözyaşının içini çeke çeke geldiği yere gitmesidir.. *
bugün itibariyle Türkiye'deki ilk mağazasını bursa korupark'ta açmış olan firmadır. sabah altıdan akşam kapanışa kadar dehşet bir kuyruk ve izdiham yaşanmıştır. laptoplar 700e bilgisayarlar 400e plazmalar 2000e kapışılmıştır.
aşık oldum saklamadım,
kendime sığmadım,
yar bildiğime söyledim,
ne söylerse yaptım.
her aşkta aynı birşey vardır;
o da sevdiğim beni sevmedi,
herhangi biri kadar...
ben aşıktım o değildi,
hiç olmadığı kadar..
hata bendeydi,
suçum sevmekti..
şimdi sen çıkmış karşıma "farklıyım" diyorsun,
kalbini bana gönderip "senin" diyorsun,
sevmeye çok korkuyorum, anlıyor musun?
ne sev beni, ne de vazgeç
biliyor musun?
ne var ne yoksun...
hem sev beni hem de sevme,
biliyor musun?
hem çok hem yoksun...
dolmuyor, yeri dolmuyor.
olmuyor, onsuz olmuyor.
yetmiyor, hiçbir şey bana.
olmuyor, yeri dolmuyor.
görmüyor, gözüm görmüyor.
gülmüyor, yüzüm gülmüyor.
inanmıyor, ne desem bana.
sevmiyor, artık sevmiyor.
çok şekerdi o,
bir geçerdi o,
bir süzerdi o,
geçip giderdi, ah!
çok tatlıydı o,
çok farklıydı o,
bir bakardı o,
canım yanardı, ah!
geceler bir sıfır önde,
halim avare.
geceler bir sıfır önde,
bakmışım nerde.
geceler bir sıfır önde,
oldum avare.
geceler bir sıfır önde,
aşk kuşum nerde?
işte şahidim,
işte şarkılar,
resmimiz de var kumrular gibi,
bakmadım hala!
işte mendili,
işte mektubu,
resmimiz de var hem de başbaşa,
aşığım hala!
baha'nın ilk albümünde seslendirdiği eski bir halil karaduman bestesi. Zeki müren söylemiştir zamanında...
bir güneşe bir de sana bakamam,
bir ateşi bir de seni tutamam,
bir nefessiz bir de sensiz kalamam.
çöllerde su gibi özledim seni,
kutupta yaz gibi özledim seni...
susmuş dudakların hiç sesin gelmez,
uzakta durursun gurbetin bitmez.
karanlık sulara hayalin düşmez...
çöllerde su gibi özledim seni,
kutupta yaz gibi özledim seni...
bir rüzgarı bir de seni göremem,
istesem de kaderimden silemem,
bir allah'tan bir de senden geçemem.
çöllerde su gibi özledim seni,
kutupta yaz gibi özledim seni...
2005 yılına ait bir yunan şarkısı.
"çiki çiki çikita" kısmı ajdar'ı hatırlatsa da onlar yapınca güzel olmuş. eğlenceli bir şarkı. ziynet sali ablamız da söylemiş sanırım...
isviçre'li çikolatanın en başarılı eseri.
7 tane, içi sütle dolu çikolatacığın; paketlenip bir büyük çikolatanın içine saklanmasının bir amacı var elbette. paylaştırırken eşit bölmekle uğraşmayalım diye yapmışlar. Dördü bana; üçü sana... * çabuk ye ama, eriyor çünkü...
"hepiniz bir gaye topbaş edemiyorsunuz." repliğiyle aklımda kalan bbg kişisi. agresifliğin tavan yaptığı bir kişiliğe sahipti. bazı insanların, diğerlerini delirtmek için yaratıldığına gerçekten inanmaya başlamıştım bu şahıs sayesinde. nereden geldiyse aklıma... eski, bbg'li günleri hatırladım birden...
ayça tekindor'un yıkılıyor albümünden bir şarkısı. şarkının söz ve müziği alper narman ve fettah can'a aittir.
vakt-i zamanında garip bir şekilde takılmıştım şarkıya. klibi vardı bir de...
kimi gün dünya, derdi yük edip,
gözyaşlarını döker üstüne.
tüm dertlerini yığar üstüne...
döner gider, bakmaz kimse.
gözyaşlarını döker üstüne...
tüm dertlerini yığar üstüne...
aslında ne benimki kara senden,
ne de seninkinin benimkinden,
daha beyaz bir halimiz yok...
aslında ne benim fikrim şerden,
ne de seninki daha kötü benden,
inan ki masum pozisyonumuz çok...
yüce tanrının önünde eşittir taraflar.
yalan konuşma, öbür tarafta ne der tutanaklar...
bir antalya yemeği. tarçın tavuğa ancak bu kadar yakışır herhalde. yemediyseniz denemeden lezzetini hayal edemezseniz. yapımı da oldukça kolay...*
bu yemeğin orjinal hali tavuğun kemikli gövdesi kullanılarak yapılır. fakat ben kemirmeyi sevmediğim için tavuğun göğsünü ya da incik versiyonunu tercih ediyorum. dikkat etmemiz gereken şey etin derili olması.**
tenceremize yağımızı koyuyoruz, arkasından salçamızı ilave ediyoruz. sonrasında küçük ya da büyük olmayacak şekilde doğradığımız etlerimizi ilave ediyoruz. kavurmaya başlıyoruz. kavurma işlemi 7-8 dakika sürüyor. arkasından bir kahve fincanı yıkanmış, ayıklanmış pirincimizi ilave edip bir iki kere karıştırıyoruz. etlerimizin üzerini geçecek kadar* sıcak su ilave ediyoruz. pişmesini bekliyoruz. altını kapatmadan önce tuzunu ve yarım tatlı kaşığı tarçını atıyoruz, karıştırıp altını kapatıyoruz.
hayat bize sunulmadan, bizim dilediğimiz hayatı almamız.
tabi burada satın almaktan bahsetmiyorum; ki zaten kimsenin malvarlığı buna yetmez.
Bir joker hakkım varsa; ya da birikmiş bonuslarımı kullanabiliyorsam, bu şekilde değerlendirmek istiyorum sadece. yaşam, en azından bir iki kere kıyak geçerek sorsa "bugün hayatınızı nasıl alırdınız?" diye...
tamamen ütopik olsa da...
- başlangıç olarak gözyaşıyla marine edilmiş hüzün, eşlik etmesi açısından bir parça
yalnızlık; arkasından 1984 yapımı mutluluk şarabını paylaşabileceğim dostlukla görüşmek istiyorum... lütfen söyleyin anıları da getirmeyi unutmasın...
+ öğleden sonra daha önceden ertelenen randevularınız vardı, onları ne yapmamı istersiniz?
- hayır hayır... bugün aksiliklerle olan toplantılarımı iptal edin, biraz istirahat etmek istiyorum...
+ peki efendim, nasıl arzu ederseniz...
- bir de söyleyin emrivakilere gelmesinler lütfen, hep böyle habersiz çıkıveriyorlar karşıma... Müşkül durumda kalıyorum... çekilebilirsin...
güzel bir ajda pekkan şarkısıdır. Hatta Ajda pekkan bu şarkının japoncasını da seslendirmiştir. 1970 yılında da ülkemizde en iyi 2. şarkı sözü ödülünü almıştır. Bu şarkıyı daha sonra nilüfer'den de dinlemişliğimiz vardır...
yağmurlu bir gündü
tıpkı bugün gibi
kaybetmiştim seni
taştı gözyaşım karıştı yağmura
bensizdin yıllarca
sen neyi aradın?
sevgiyi buldun mu yabancı kollarda
mutlu oldun mu
sensiz yıllarda yaşadım sanma
sensiz yıllarda unutmadım seni
sensiz yıllarda
belki arar da sorarsın diye avunmadım
zerrin özer'in seslendirdiği; sözleri ülkü aker'e ait olan şarkı. Emre altuğ da seslendirmişti yakınlarda...
susamış gözlerim bir damla yaşa
ağlayamıyorum eskisi gibi...
erirdi sanki derdim dökülen her damlada ağlayamıyorum şimdi
kurumuş toprakta aranan su gibi gönlümdeki yağmur mevsimleri de bitti...
boğazım düğüm düğüm unutuldu gülüşüm ağlayamazsam solar çürürüm...
feryadım varsın duyulsun zalim yardan,
içi yansın haber alsın beni duyandan,
belki bir selam götürür hasret kalandan,
ayrılığın dert kervanı geçsin yolundan...
hesap sorulsun beni böyle inleten kuldan,
dudağımda iz kalmasın onun adından,
bir sevenim olacaksa derdime derman,
gözyaşını kurut tanrım ahımı al ondan....
feryadım varsın duyulsun zalim yardan,
içi yansın haber alsın beni duyandan,
belki bir selam götürür hasret kalandan,
ayrılığın dert kervanı geçsin yolundan...
*
"sizin havanız iyi olsun" şeklinde devam eden bir hülya uğur klasiği. hava durumları böyle kapatılırdı zamanında...
şimdi gökhan abur dan dinlerken, "havalar nasıl olursa olsun amaann çok da umrumda" diyemiyor insan. dandanakan savaşı tadında sunuyor adam hava durumunu. kuzeyden esen sert poyrazlar, büyük sorun artık bizim için hülya abla...
"ağlamaya değmez bir hayat için üzülmeye değer mi,
bir gözyaşına bedel dünya için hıçkırmaya değer mi,
bir aşk için ölecektin de şimdi kendin için içmeye değer mi
...
hayat ucuz bir meyhane,
umutsa fondip örneği...
geç sen usta,
biraz daha beklesin;
hem onun daha kabul olmadı son dileği..."
kenan doğulu'nun son albümüne almadığı, etkileyici bir ayrılık şarkısı. bence keşke albüme dahil etseymiş...
hayal kahramanim dun oldu superman yokmus...
adem havva, kerem asli gercekten zormus.
sagolasin, aci cekmek bu muymus ?
varolasin, yalanin gibi kaybolasin.
mutlu olasin, cocugunuz bile olsun
ne aci, yedek kalmak bu muymus ?
yalan soyledin, yaziklar olsun.
en bensiz gunun kutlu olsun...
ona sarilinca hissediyorsan ayni seyleri,
en bensiz yillarin mutlu olsun...
en bensiz yillarin gecmis olsun...