enflasyonun %9 olduğu türkiye' de asgari ücrete yapılmış komik zamdır.
edit: 4 nolu entry' de bahsedildiği gibi asgari ücretin olabildiğince düşük olması arzın fazla olduğu bir iş sektöründe fiyatı düşürecektir ve bu işe muhtaç olan insanlar düşük asgari ücretle geçinmek zorunda kalacak, bu derece yüksek enflasyonlu bir ülkede belki 1 belki 2 belki 6 çocuk bakabilmek için aç kalacaklardır. ve dahası asgari ücretin düşük olması diğer iş sektörlerini de etkileyecek ve fiyatlar olabildiğine düşecektir yani siz günde 1.25' e simit aldığınız bir ülkede günlük 1 hatta 0.50 tl zamlarla yaşamak zorunda bırakılacaksınız.
Tolga'nın Trabzonspor'a dönmeyi ciddi ciddi düşünmeye başladığı ve her fırsatta kariyeri açısından Beşiktaş'ın kendisine yaradığını ama mental olarak istanbul'un kendisini yıprattığını söylediği belirtiliyor. gitme tolga, etme tolga.
hürriyet haberidir. tartışmalara açık olan haberin önsözünde burak kuru "Önlerindeki sonsuz dünya nimetlerine rağmen mutlu olamayan futbol ailesinin son dönemdeki yüzü Volkan Demirel oldu. Öfke yönetiminde hep gol yiyen milli oyuncu Kazakistan maçı öncesi kendisine küfür edilince stadı terk etti. Küfürün savunulur yanı yok ama maç sonu yaşananlar da milli oyuncuyu haklıyken haksız duruma düşürdü. Futbolcuların neden bu kadar öfkeli olduklarını da düzelip düzelmeyeceklerini de bilmiyoruz. Amacımız Milli eldiveni hedef göstermek değil ama galiba yaşadıkları hayatın o kadar da dramatik olmadığını anlamaları için daha az imkânı olan hayatları görmeleri gerekiyor. Volkan Demirel ile maden işçisi arasındaki 7 farkı anlatarak buna biz soyunalım." demiştir. sonunu ise "Chelsea Teknik Direktörü Jose Mourinho Baskı? Ne baskısı? Baskı, ailesini geçindirmek için çalışan insanlar üzerinde olur. Futbolda baskı olmaz diyerek baskıyı reddediyor. Ermenekte ölen Uğur ilhan ise ablasına en son şunu söylemiş: Ocak çok tehlikeli. Benim ölümü 15 güne varmadan ocaktan getireceksiniz. sözleriyle bitirmiştir. Evet maden işçilerimizle, bir futbolcuyu kıyaslamak hoş bir durum yaratmayabilir ama haber de hayata bu kadar şımarık yaklaşan insanlara hatırlatma yapılmak istendiği vurgulanmıştır.
isveç'in kadın-erkek eşitliği politikalarının bir sonucu olarak devlet desteğiyle 2010 yılında açılan okuldur. ismi egalia'dır. 1-6 yaş arasına hitap eden bu okul, pedagoglar eşliğinde çocuklara, kullandıkları kelimeler, oyun alanları, hikaye kitapları dahil bir çok ince alanda dikkatle eğitim vermektedir. okul müdürü "Biz kızlar ve erkeklerin farklı olabileceğini reddetmiyoruz. Burada aldıkları eğitim bir aynılaştırma projesi değil. Sadece cinsiyetle ilgili tanımları ortadan kaldırarak, her ilgiye her beceriye eşit değer verilmesini sağlamaya çalışıyoruz. Bütün istediğimiz bu: Demokrasi ve eşitlik. demiştir.
