iyi kalpli olucaz diye sürekli yutkunarak mideye doğru gönderdiğimiz sonra içimizde şişen cümlelerdir. Örnek: Allah belanı versin. insallah mutlu olamazsın. Sürüm sürüm sürün. Lanet olsun seni gördüğüm güne. Kendini bir şey sanıyorsun ama g.tüme benziyorsun.
hayatlarınızın bir bölümünü belirli bir zaman diliminde işgal etmiş, varlıklarıya yaşamınızı kabusa çevirmiş hiç olmasaymış ne güzel olurmuş diye düşündürttüren, isimleri kendileri gibi lazım olmayan kişilerdir.
mutlaka bir başarısı olup önemsemediği için onu başarıdan saymamış kişidir. Yoksa harbiden hiç aferinlik bi olaya girmemişmidir yok yahu mümküm değil en kötü ihtimalle bir teşekkür belgesi almıştır ilk okulda falan.
buzdolabından gelen uğultu, tam dalmışken deli gibi çalan telefon ya da mesaj sesi, üst kattaki teyzenin çocuklarına bağırışi, çamaşır telinden düşen bir pantolon, ısıtıcıdaki suyun kaynamasıyla oluşan fokurtu ve akabindeki tık sesi, bazen çekyatın altında dolaşan hamam böceği, yakınlarda bir de poşet varsa artık o böcek poşetle oynadıkça bitmek bilmeyen hışırtılar yalnız yaşayan kişinin mütavazi evinin başta ürküten bir süre sonra duyarsızlasştıran sesleridir. Yalnız yaşamak güzeldir.
elli yaş üzeri en az üç çocuk sahibi annenin, oğlunun sevdiği kızla muhabbet sırsında mutlaka araya sıkıştıracağı,hafif laf sokma hafif serzeniş hafif de özenme cümlesidir. Çamaşırlar, bulaşıklar makineye, elektrik süpürgesiyle bir toz alacaksın o kadar şeklinde de devam eder.
Alakalı alakasız her konuyu baş örtüsüne bağlayan, gezi parkı eylemcilerine yapılanları bile bu sebepten haklı bulan, biz baş örtüsüyle okula gidemiyorduk şimdi de sıra size geldi şeklinde anlamsızlık sınırlarını aşmış yorumlar yapan sözde üniversite okumuş kişilerin tartışma sırasında mutlaka kurdukları yegane cümle.
ders çalışmak, işe gitmek, erken uyanmak, bulaşık yıkamak, klozeti fırçalamak, çok sinirliyken susmaya çalışmak, sevmediğimiz birine gülümsemek, kumaş pantolon giymek, diyet yapmak gibi mecburi eylemlerdir.
Ülkede neredeyse devrim olurken; gezi parkı nerede, ee ne var yani burda çok mu güzel bir yer, başka park mı yok sanki şeklinde dumur sorular sorup yorumlar yapan, doğum günü partisini taksimde kutlayamayacağı için eylemcileri kınayan değişik tür.
ellerin titreyerek açtığın, defalarca okuduğun, sonra masanın üzerine dikey bir biçimde koymak suretiyle bakıp bakıp içtiğin, birilerini o kadar mutlu ederken seni bu kadar kahretmesine şaşırdığın, sırf canını yakmak için davetiyeyi sana getirene de ara sıra saydırdığın, kısacası saniyeler içerisinde seni alt üst edebilen allı pullu kağıt parçası.
aceleniz varken köprüde takılı kalma, sevgilinin başkasına aşık olup gitmesi, telefonun hiç çalmaması, çok açken dolapta sulanmış zavallı yoğurttan başka bir şey olmaması, annenin durmadan sizden şikayet etmesi, çalıştığın halde sınavlarda başarısız olup dersleri hiç önemsemeyenlerin çok daha iyi notlarla geçmeleri,elmalı kurabiyeden gelen yanık kokusu, sifonunun bozuk olduğunu bilmediğin klozeti kullanma üstelik bu klozetin senin evinde olmaması, patronunun çifte standartı,sabah altı buçukta durmadan çalan alarm, film izlerken bilgisayarın takılıp durması, en yakın arkadaşının yurd dışına yerleşmesi, tatile çıkacak paraya sahip olamama, kazandığının neredeyse yarısını kiraya verme, evin her hafta temizlenmesi gerekliliği, arkadaşının erkek arkadaşından nefret etme ama üzülmesin diye bişe söyleyememe, memleketin çok uzak olması nedeniyle özledikçe gidememe, dünya para verip aldığın ayakkabının davete giderken topuğunun elinde kalması, hiç ummadığın bir zamanda hiç istemediğin birini görmek şeklinde listenin aslında çok daha uzun olduğu bitsin artık dedirten durumlardır.
annemin, arkadaşlarımın annelerinin, akrabalarımın annelerinin, ya da bir şekilde tanıştığım bir annenin şeker, tansiyon, kolestrol, kireçlenme, ülser gibi hastalıkların en az birine sahip olmasıdır. Bir anne yoktur ki benim bildiğim çok sağlıklıyım desin bununla gururlansın. tabi ki o kadar yorgunluğa, çocuk artı eş sıkıntısına dayanamıyor bünye. Bir de yaş var ilerleyen. Yine de gençlere bir çok konuda taş çıkarırlar o ayrı.
son günlerin popüler saç şeklidir.Kimisine çok yakışırken kimine de hiç olmaz. Yani herkese yakışan bir model değildir özellikle de saçlarınız kıvırcık ya da dalgalıysa bu tarz modeli kullanabilmeniz için sürekli saclarınızı düzleştirmeniz gerekir. O yüzden herkes kendini bilmeli saç yapısı ve yüz şekline göre kesim seçmelidir. Yoksa bir elinde maşa bir elinde fön makinası uğraş dur.
on numara rahatlama tekniğidir. Saati yüz lira olanlar da var ama otobüste yanınıza oturan teyzeyle konuşmakla aynı etkiyi bırakıyor. Hatta teyzeyle konuşurken daha rahat olduğunuz için daha iyi gelir neticede onun da başından benzeri olaylar geçmiştir sonra o anlatır sen dinlersin yolculuğun devamında da hayatta en önemli şeyin sağlık olduğuna karar verip hayırlısını dilersiniz. ohh misss.
Ses tonuna hayran olduğunuz, konuşması böyleyse kim bilir kendisi nasıldır diye düşündüğünüz, uzun süreden beri programını takip ettiğiniz hatta bir kaç kere canlı yayına telefonla katılmayı denediğiniz radyo programcısını hayallerinizdeki gibi kalmasına izin vermeyip illa da görmek istediğinizde yaşadığınız hayal kırıklığı.
Başta okuyup anladığınızı düşündüren fakat derste yorumlar yapılmaya başlandığında aslında hiçbir şey anlamadığınızı fark ettiren hatta kendinizi biraz gerizekalı gibi hissettiren ingiliz Edebiyatı derslerinde okutulup vize ve final sınavlarında ısrarla sorulan romandır.
bir nevi mutasyon geçirdiğini anlatıp tıp dünyasını bilgilendirme amacındadır yalnız etrafındakilerce pek önemsenmediğinden bilim adamları mavi bir gözün siyaha dönüşümü üzerinde araştırma gereği duymamışlardır. eğer bu göz rengi on beş yılda bir değişiyorsa sırayla kahverengi, ela, yeşil olma ihtimali de var mıdır? Kulak verin bu gence sarışındım diyor yalan mı söylüyor?
gerçekten öyle miyim acaba diye düşündürerek sizi internet üzerinden araştırma yapmaya yönlendiren yorumdur. Ya da psikolog oldun bi de başıma şeklinde karşı bir yorumla üzerinde durmayıp gülünüp geçilir üçüncü bir şeçenek de heee hastayım neeedeceen tarzıdır ki kibar bir hanıma yakışmadığı için pek önerilmez. Akıl hastası geniş bir tabir olduğu için belki sevgiliden bu kavramı biraz daraltması istenebilir ki diğer türlü araştırma yaparken kafası karışıyo insanın zaten akıl hastasısın bi de o kadar bilgi yüklemesi yapılınca iyice kendinden geçiyosun. Sevgili de az insan olsun canım öyle de denir mi kalp taşıo neticede kız da. Dialog gibi oldu yazım ama hastayım ya ondan yadırganmasın lütfen.