facebook un son dönemde moda olmuş ''mutlu, üzgün, hasta, keyifli hissediyor'' gibi duygu anlatan bölümüne eklenmesi gerek en önemli ifadedir kanımca zira çoğumuz yarak gibi duygular içerisindeyiz.
ayrıca smile bölgesine de bi yarak şekli konulabilir.
çirkin er kişinin yakın çevresinden, ailesinden uzaklaşıp acımasız gerçeklerle yani üniversiteyle yüzleştiğinde anladığı durumudur.
zordur bu dönem ama kafasına yatan bir akıma yönelip kendi tarzını bulabilirse ve çükü de yeterince büyükse yatağın soğuk tarafıyla işi olmaz, pompa hiç bitmez.
şu günlerde arayıp da bulamadığımız lezzettir, zaten et ürünlerinin içinde tavuk eti girmeye başladı başlayalı doğru dürüst ne salam, ne sosis, ne de sucuk yiyebildik.
yok %70 piliç %30 dana, yok yarısı hindi diğer yarısı tavuk ayağa, insanı yemekten soğuttular, bir de bu tavuğun hangi organını kesip salam sucuk yapıyolar bilmek bile istemiyorum.
ama eskiden öyle miydi, mahallenin küçük bakkalında, dükkanın arka tarafında iplerle asılı parmaktan biraz büyük, %100 dana eti hakiki kuru sucuklar bulunurdu, orta ve fakir aileden geldiyseniz ayda 1-2 defa bu sucuk evinize girer ve anneniz çoluğa çocuğa yetsin diye ince ince kıyıp yumurtayla çoğaltıp önünüze koyardı, tabi siz ayda bir sucuk görünce hemen tavaya abanırdınız, fakat annenizin sırf çocukları biraz daha fazla yesinler diye ''ben tokum siz karnınızı doyurun hadi'' yalanını gözü kapalı yutardınız.
velhasılıkelam şimdiki sucuklar sucuk değil, olsa bile o fakirliğin içinde annenizin size yaptığı yumurtalı sucuğun lezzeti hiçbir kangalda yok gerçekten.
hiç yaşamadım, az seviştiğimden olabilir, hadi lan sen daha hiç sevişmemişsindir kamil, diyenlerinizi duyar gibi oluyorum ama neyse ki konumuzun benle alakası yok.
üniye geldiğim ilk yıl sınıf arkadaşlarımdan birisi, hiç tanımadığı fakat hepside eve çıkma gayesinde olan 4 erkekle beraber eve çıkmışlar, gel zaman git zaman içlerinden bir tanesi manita yapmış, çocuğun anlattığına göre kız da bu 4 abazan ile aynı evde kalmaya başlamış.
buraya kadar her şey normal( sittir lan neresi normal, 4 erkek 1 kız, amerika mı lan burası) daha sonra bu bizim müstakbel çift yiyişme olaylarını geçip odada sevişme mertebesine yükselmişler, tabi bizim diğer 3 abazan ellerinde çekirdek ah oh sesleri eşliğinde dürüyenin güğümlerini izliyolar her gece,
fakat bir akşam her zamankinden farklı bir çığlık gelir, çocuklar kapıyı çalar kilitlidir, noldu diye sorarlar, eleman ağlak bir sesle, ''öldürdüm öldürdüm'' diye bağırır, elemanlardan biri kapıya tekme atar; açılmaz tabi geri zekalı sunta mı koskoca kapı neyse eleman kapının kilidini açar ve kız yatakta anadan üryan yatmaktadır, napacaklarını şaşıran bu 4 salak hemen üst kattaki kız öğrencilerden yardım isterler, (allahtan 911 i aramamışlar) kızlar hemşirelik öğrencisi olduğu için içlerinden biri nabzını kontrol etmeyi akıl eder ve kızın yaşadığı müjdesini verir.
kızımız aşırı zevkten bayılmıştır, tabi çocuklar sevinir ama kız ve çocuğun durumu kısa zamanda tüm üniversitede duyulur, e haliyle büyük bir alay konusu olurlar ve ayrılırlar.
kızla o çocuğu hala görüyorum, üzerinden 2 yıl geçmiş olmasına rağmen sokakta utanarak yürüyorlar, başları önde falan.
-aga geçen gün yine sevişiyorum, çıtır bi hatun, tuttum belinden, yapıştım dud..
+hassssiktir lan sen kim çıtır hatun kim,
-sıçtın muhabbetin içine, am!
+am?
az para değil hani, hele de hiç beklenemedik bir anda telefon çalar da hesabınıza yattığını duyarsanız gözleriniz dolar, yarına dair küçük planlar yaparsınız.(mağazada alınmayı bekleyen siyah bi kapri , timberland ayakkabı)
şizofrenik sancılar, şizofrenik duygular, şizofrenik geceler, anne ben şizofren oldum....bahsi geçen bu sayfaların binlerce hayranı var, türk milleti olarak şizofrene amma yatkınmışız, sanki korkunç bir hastalık değil de yeni bir trend, hobi gibi. çok ilginç.
yarım saattir 999 da dolaşıyorum bir türlü karar veremedim nası bir entry girsem diye, tam bkz vericem aklıma geliyo, kısa bi entry giricem aklıma geliyo, en iyisi başlık açıp 1000. entryi öyle girmek diye düşündüm.
ha bu sizin umrunuzda mı yazar arkadaşlar; tabi ki de hayır, bize ne la cmon siktir git dediğinizi duyar gibiyim, haklısınız zaten entrye burada son veriyorum.
nesilce büyük yazarların yanaklarından, küçük yazarların alınlarından, extra olarak hatun yazarların sol omuzlarından öperim.
kişiyi anlık olarak yüksek bir özgüven eksikliğine sürükleyebilir.
kalabalık bir sokakta ilerlerken klasik olarak bir parti veya yeni açılan mağaza broşürünü insanların eline tutuşturan arkadaşlar görürsünüz, sokaktan ilerlerken sıra size gelir, birazdan uzatılacak broşürü görmezden gelecek ve kafanızı başka yöne çevirerek yolunuza devam edeceksinizdir, fakat o da nesi..bu sefer broşür dağıtan eleman sizi görmezden gelmiş ve es geçmiştir..
büyük bi şaşkınlık yaşarsınız, sizi görmemiş olamaz, ulan tipim de mi bi bozukluk var diye düşünürsünüz, garip bir korku çöker üzerinize, toplumdan anlık bir dışlanma hissedersiniz, ulan benim neyim eksikti onlardan ki bana uzatmadı dersiniz, bi ayna bulup sağınıza solunuza bakarsınız, her şey yolundadır ama yine de az önce almayı bile düşünmediğiniz broşür bünyenizde özgüvensizlik yaratır ve içinize dert olur eve gelip bu entryi yazarsınız.
yalamak dediysek öyle emmeli memmeli, dil darbeleriyle şekillendirilmiş ıslak bi yalamadan bahsetmiyorum, fesat olmasın içiniz, böyle özelden tesadüfen 2 mesaj alıp sonra hemen kanka olan ve sürekli kendi nick altlarına eciş bücüş sevgi pıtırcığı sözler döşeyen sözlük yazarlarının yalamalarından bahsediyorum.
olmasındır efendim hoş durmuyor.
ha sabahın 4ünde seni niye gerdi hemşerim derseniz, aga ben de bilmiyorum aklıma geldi öyle der kenara çekilirim.
bir yerlerde, yukarı bakarak aylak aylak gezen 3-4 genç görürseniz, onlar ya yurttan çıkmış ya da evlerinden kovulmuş yeni bir ev arayan üniversite öğrencileridir.
şaşırmıştır, sıcak başına vurmuştur veya dünyada bir ilke imza attığını düşünüyodur fakat nedeni ne olursa olsun lamborghini varken ferrariye sulanmak olmaz.