bunu yapıp birde üstüne "evlenmeden vermem" diyerek namusu oralarda sanan kızlar vardır ki görüldüğünde kafalarını duvarlara vurmak gerekir. al işte çıkıyorsun iki erkekle bana birde namusdan mı bahsediyorsun? bu kızın sevgilisi olsam *** böyle bir durumu öğrendiğimde diğer erkeklerle irtibata geçip kızı bir mekana götürüp gerekli işlemi uygularım. ona olan sevgimmiş saygımmış hak getire.
erkekler tarafından hem çok beğenilen hemde yeri geldiğinde çok küfür yiyen pantolon türünü üstlerinde taşıyan kızlardır. çoğu kız giyer , bir hevesle alır ama g*tü biçimsiz olan kızlarda amaçsız durur.
bir sürü şey olur biter duş , giyinme , makyaj ıvız zıvır bla bla sonra kapıdan çıkmaya yakın erkek tarafı boş durmak istemeyeceği için birşeylerle tıkınır yada tv açmıştır. kız kapıya doğru yönelirken " hadi hadi yaaa sen mi bekliceeeezzz " der. erkeğin içindeki küfür deryasında fırtınalar kopar ama dışarıya yansıtamaz * . bu olayda kızların evden çıkarken yaptıkları bütün herşeyin erkeğe bir combo gelmesiyle birlikte son söylenen cümleyle de kız erkeğine fatality çeker ve olay merdivende kavgaya kadar gider.
normal insandır. üretici firmanında aşkına vb. kelimelerle sunduğu bedava ürünü aşkına veriyordur. beleşçi damgasını da bedavasını yiyen sevgiliye vurulması gereklidir sonuç olarak.
eklemek gibi bir hata yaptıktan sonra bari "hatanın neresinden dönsem kardır." düşüncesiyle yapılan eylemdir. mantıklıdır. * ben yaptık, pişman değilim. çekmesene arkadaşım çekme !
uyandırılmaması gerekilen bir saatte uyanınca oluşan ruh halidir veya çok yorulup daha günışığı mevcutken gökyüzüne uyuduğunuzda ve akşam her hangi bir saatte uyandığınızda "kaç saat uyudum lan? günlerden ne ? off çok pis acıktım ha bööle bi ekşime geldi şimdi" denilen durumdur.
bir zamanlar * ingiltere'nin sınırları çok geniş olması nedeniyle bu ülke için sıradan bir gündü. hatta ingiltere için güneşin batmadığı ülke ismi buradan gelir.
zaman geçtikçe sinirleri bozulan kadının sizi göbeğiyle "otobüs sallıyor, bilerek yapmıyorum" mazeretiyle dövmesi şekline dönüşür. sabrınız varsa dayanırsınız. zaten bu darbeleri aldıkça "lan bu kadar dayandım , bekle, dikil ayakta" dersiniz. sonunda dikilen kadın vazgeçer ve yolculuğunuza huzurla devam edersiniz. ayrıca bu kadınlardan her otobüste vardır. sanırsınız kadrolu eleman.
herşeyi geçtim , bütün abukluklar falan filan hepsi bir kenara. bir tek hiro'ya üzülüyorum. dizinin tek neşe kaynağı olan adamında moralini yerin dibine gömdüler, onunla birlikte bizim moralimizi de tabiki.
belki de yüzüne bakarsa daha ağır konuşacağını düşündüğü için bakmak istememektedir ya da hemen yumuşayacağını düşündüğü içinde böyle yapabilir. ikiside olabilir.
geçen gün selena izlerken bilmem kaç * farklı psikolojik rahatsızlık oluşan çocuk haberi çıkmıştır. çocuk bildiğin selena izlerken sıyırmış, dizi karakterlerinin onunla konuştuğunu baş kötü karakterinin ona yasaklar koyduğunu yazmıştır ** . yazıktır. halen millete "yok efendim gelişiyor çocukların hayalgüçleri valla gelişiyor lan harbi olum" falan demesinler. dizi olmaktan çıkmıştır.
buradaki muhabbetleri öğrense akşamına türkçeyi söker gelir 15 farklı ilde şarkısını söyler, parayı toplar gider bu adam. zaten tipine böyle olduysa millet "mer-hea-beaa" deyişinde kim bilir ne olur tahmin bile edemiyorum...
yazsa yazsa en iyi konulu porno senaryosu yazabilir heralde. ama sağlam birşey de yazabiliyorsa birazda beyniyle yazmaya çabalasa neler yapabilir insan düşünmeden edemiyor.
hafif bir tırsaklık yaşar insan. malum kişi için birden kafada " ya yanındaysa , yem atıyorlarsa , ya arkadaşın şifresini alıp onun ağzından konuşuyorsa şuan , lan yoksa şimdi bunlar bana gülüyorlarsa" gibi düşünceler oluşur. ama yok eminsen dedikodusu yapılan kişinin orada olmadığından yap istediğini.tabiki yinede dedikodunun mekanı önemli değildir. ayıptır. ama msnden yapılması hafif daha tehlikelidir.
kışın yeni kurulmuş soba bütün aleviyle yanarken gidip iki elinizle sobayı tutmak sonra 1. dereceden yanığa sahip olmak.
ütü masasından ufak olduğunuz zamanlarda anne ütü yaparken , ütünün altındaki parlak yüzeyin etkisine kapılıp ellemek , ütüyü alttan havaya kaldırmak , sonra tekrar yanığa sahip olmak...
eurovision 2009 un en çok hakkı yenen şarkıdır kanımca. melodisi olsun şarkı sözü olsun birbirleriyle süper uyumludur. dinleyenin rusça bilmesine bile gerek yoktur ne anlatıldığını anlamak için, şarkının ruha işlemesinden kaynaklı olabilir.