hayatın her alanında bu böyledir. ulaşılmayan şey ulaşılamadığı için güzeldir, ulaşmak için verdiğin çaba güzeldir. ulaştığında amacını kaybeder insan. boşluğa düşer.
burçak çerezcioğlu'nun mavi saçlı kız kitabından bir alıntı: "ulaşılmazlıklar öylesine güzeldir ki, işte budur isteği tutku yapan."
ayrıca dostoyevski'nin budala'sından bir alıntı: "Kolomb Amerika'yı bulduğunda mutlu olmadı, ararken mutluydu."
üstteki entryi okuyunca kafamda cankan'ın yaranamadım şarkısı çalmaya başladı. şaka bi yana en nefret ettiğim insan davranışlarından biri. kendi fikri,düşüncesi olmayan insanların başkalarının sırtından geçinme şekli. kendiniz olun ya, olduğunuz gibi kabul etsinler sizi ya da etmesinler. kabul görmek için olmadığınız biri gibi davranmayın. inanın bi kaybınız olmaz.
dünyadaki en güzel zevklerden biridir. dolmayı açarsın limonu sıkarsın kabuklardan birini kaşık yapar pilavı yersin. efsanedir.en güzel bira mezesidir.
sen beğendiysen alalım diyip fikrini belirtmediği için sıkıcı, onu mu alayım bunu mu alayım dediğimde ikisini de al hadi gidelim dediği için karlı. bilemedim.
şehrin imkanlarını vs. düşünüyorsan boşver. sen o şehirde sadece 6 yılını geçireceksin, ama ömrün boyunca seçtiğin mesleği yapacaksın. bu 6 yıl sosyal hayatın biraz kısıtlı olabilir ama tıp okursan eğer sosyal olmak için fazla zamanın da olmayacak. tıp mezarda okunsa mezara girecek arkadaşlarım var ona göre seçimini yap.
sobanın altını kısıp üstünü açmış çocuktur.
sobaya kömür atmış çocuktur.
banyodan sonra koşa koşa sobanın yanına gelen çocuktur.
evin sıcak tek odası sobanın olduğu oda olduğu için, bütün ailesiyle aynı odada uyumuş çocuktur.
*burası gelmez, şurası gelmez diye isteklerinizden vazgeçmeyin. 30 tane tercih hakkınız var, kendinizi kısmanıza gerek yok. en başa birkaç tane gelmesi zor diye düşündüğünüz yerlerden yazın.
*5-6. sıralarda puanınıza daha yakın ve puanınızla aynı yerleri yazın. bu şekilde baya gidebilirsiniz 10-15 sıra kadar.
*en sonlara da puanınızdan/sıralamanızdan aşağı yerler yazmayı ihmal etmeyin ki işiniz garanti olsun.
*idealistlik yapın.
*en önemlisi sizin ne istediğiniz. tabiki fikir alın akıl danışın ama başkalarının istekleriyle hareket etmeyin aileniz bile olsa.
*sırf üniversite olsun diye istemediğiniz tercihler yapmayın, pişman olursunuz. gerekirse 1 yıl kaybedin bir şey olmaz.
*şehir değil bölüm seçin. imkanlar açısından şehir tabiki önemli ama yaşamayı 4 sene ertelebilirsiniz. hayatınız boyunca seçtiğiniz mesleği yapacaksınız. 4 seneye karşın 1 ömür, bence iyi düşünün.
*aileden uzak olmak sanıldığı kadar güzel değil. evden, sınav senesi baskısından ne kadar bıkmış olsanız da bi süre sonra evi özlemeye başlıyosunuz, en azından yaşadığınız yere 4-5 saat uzaklıkta yerler yazın ki gidip gelmek kolay olsun. sonra arkadaşlarınız vize/final sonraları eve giderken siz arkalarından bakıyosunuz.
*puanlarınız hepsine yetiyor ve sadece şehir seçmek zorundaysanız izmir ve eskişehir önceliğiniz olsun. güzel şehirler öğrenci olarak rahat yaşarsınız.
*tercih edeceğiniz yerleri şöyle bir araştırın öyle tercih listenize yazın. okul/kampüs olanakları hakkında bilginiz olsun.
*kıbrıs yazmayın, zor.
*kampüsü olan bir üniversite yazın.
*yaşadığınız şehirde okumayın.
aklıma gelenler şimdilik bunlar. her şey gönlünüzce olsun.
vardı bundan bi tane benim çevremde. kız cidden acayip güzeldi, bi o kadar da seksiydi. bi einstein bi newton olmasa da o zaman hepimizden zekiydi aynı zamanda hırslı ve çalışkandı zekasını kullanmayı bildi bu da kız için başarı getirdi. şu an önünden bile geçemeyeceğimiz bi okulda okuyo. e bi de babadan zengindi. aynı zamanda baya sosyaldi de uzun bi ilişkisi falan vardı.
genelde mutsuz olduğum zamanlarda duyduğum istek. öyle ki bazen sabah uyanmak bile istemiyorum mutsuzken, hiç kalkmadan bi tur daha uyuyayım modunda 14-15 saat uyuyorum.
bir şarkı dinlersin, bir koku duyarsın, birlikte gittiğiniz bir mekana tek başına/başkalarıyla gidersin, bir şiir okursun, birlikte geçtiğiniz yollardan geçersin, bir fotoğraf görürsün... hatta bazen de hiçbi şey yapmazsın durduk yere düşer aklına, dalıp gidersin... işte tam o dalıp gitme anında yanındakinin "ne düşünüyosun" sorusuna verilen cevaptır.
anısı biz olalım bu sokakların
öpüşmediğimiz tek saçak altı
hiçbir otobüs durağı kalmasın
biz yürüyelim kent güzelleşsin
gürültüsüz sözcükler bulalım
yeni sevinçlere benzeyen
biz gelince bir yağmur başlar
yüzün çizilir buğulanan camlara
bir uzun karartma biter
akasyalar köpürür birdenbire
ve her avluda adınla anılan
çiçekler sulanır akşamüstleri
bir arkadaş evine uğrarız yolüstü
bir fincan kahve içeriz, ısıtır bizi
başını sessizce omzuma koyarsın
gülüreyhan olur soluğun
biz kalırız kuşlar dönüp gelir
her balkonda bir menekşe sesi
belki yeniden güzelleştiririz
adları değiştirilen parkları
perdeleri hiç açılmayan evlerde
ışıklar yanar çocuk sesleri duyulur
tanıdık sevinçlerle dolar yeniden
kendi sesini kemiren alanlar
anısı biz olalım bu sokakların
ve hiç durmadan yağmur yağsın
biz gürültüsüz sözcükler bulalım
sarmaşıklar fısıldaşsın yine
gidersek birlikte gideriz
yeni sevinçler buluruz hüzne benzeyen.