güç için her şeyi yapabilecek karaktersizlikte bir insan.. ama işin ilginç yanı, sevilmek istiyor. sabah birine işkence yapıp, akşam insanlara ne kadar iyi olduğunu anlatmak. dilemma burada başlıyor. yani, hem işkence yapacak, cinayete teşebbüs edecek bir adam olacaksınız, hem de kendinizi insanlara sevdireceksiniz. bir çeşit oyunculuk yeteneği gerektiriyor. ne kadar iyi adam, diyoruz böylesini görünce. ikisi de gücün birer formu aslında. yani birine işkence yapmak da, "iyi" insan olmak da. insan karakterini belirleyen, güç karşısındaki tutumudur, güçle kurduğu ilişkidir.
politik bilinci olan birine, al şu parayı, git şunu vur deseniz, bunu yapmaz. en azından düşünür, doğru mu bu diye. karaktersiz düşünmez. güce sonsuz bir itaatle bağlanmanın hazzı. güç bizi korur, biz de güçlü oluruz.
karaktersiz söylemi. oğlum niye böyle yapıyosun dediğinizde kuyruğu kıçına girecek kahramanımız, yüz metre ilerde kral olduğunu ilan eder. yanınızda korkudan titrer, orada büyü, hackerlık gibi sik sok işlerle size zarar vermeye çalışır.
artık kavramamız gereken gerçek. senin eben cork dağlarında kekik toplarken, biz londrada devlet kuruyorduk devlet! ingilizlik davasını hor görenler, tanrının huzurunda yemin olsun ki, avalonun kılıçlarıyla saçarız öfkemizi!
en çok kişi barındıran felsefik akım. stoacılık, şüphecilik, hegelcilik, pozitivizm, liberalizm gibi düşünsel akımlardan sonra insanoğlunun ulaştığı son nokta. vatanımızın değerli olmasını ve düşmanları olduğu düşüncesini savunur. türkiye, ermenistan, amerika gibi gelişmiş ülkelerde popülerdir.
kutsal bir aygıt olan devlete hizmet eden yüce kişi. biraz entelektüel birikim yap lan, sorgula. yani cebine otuz bin lira tutuşturup yakala coni dediklerinde adam olmuyosun.