aslında gayet basit bir cümle. gerçekten hiç bir dine hiç bir şekilde ihtiyaç olmayabilirdi. eğer insanlar gerçekten iyi olsalardı.
iyi yani gerçekten iyi.
temiz masum kirlenmemiş işte.
çok basit geliyor dimi bu kelimeler? çocukça hatta.
ama aslında her şeyi biz zorlaştırıyoruz bri düşünsenize herkesin iyi, içinin dışının bir olduğunu.o zaman kim kime kötülük yapar ki? vakti zamanında birileri çıkarmış bu din zırvalıklarını hala sürüklenip gidiyoruz işte.
zaten din gerçekten bir işe yarasaydı dünya bu halde de olmazdı.
gerçekten ama gerçekten dünyadaki tüm insanların bir an için iyi olduğunu düşünün. sizde hak vereceksiniz
gerçekten merak ediyorum bir erkek uzun zamandır çıktığı ve ciddi şekilde evlilik düşündüğü sevgilisini 1-2 haftalık bir görüşememenin ardından ilk görüşmedeki eylemi ne olur?
gerçekleri gerçekten gören bir yurttaşın durumudur.
öncelikle akp'liler tayyip efendiyi sevmiyor tapıyor resmen. peygambervari bir şey işte onların gözlerinde tayyip!
malum çoğunluktalar da! son 12 yılda yenilgiyi hiç görmediler(!)
diğer tarafta da akp li olmayan bir kesim var. hiç bir şeye eyvallahı olmayan birlik olmayı bırak elinden gelse kendisini de ikiye bölüp ayrı düşünceleri destekleyecek olan bir kesim. 12 yıldır sürekli yenilen ve elinden hiç bir şey gelmeyen her seçim günü bir umut oy kullanıp akşamına gözü yaşlı bir halde içinden küfrede küfrede balkon konuşmasını izleyen vatandaşlar işte.
sürekli ötekileştirilmek, aşşağılanmak, azarlanmak ,küçümsenmek ama özel hayatına da karışılmasına mağruz kalmaktır akpli olmamak. neyse efendim yazacak şey çok ama anlayan yok ki. kendileriyle birlikte bizi de bir uçuruma sürüklüyorlar ama elden bir şey gelmiyor. farkında değiller ki kendi kuyularını kazıyorlar.
şimdi bir de bugün cumhurbaşkanı olacak ağa. seyredur güzel ülkem.gün gelecek ahh benim akılsız başım diyeceksiniz ama çok geç olacak!
şu dünyada bi insanın başına gelecek şeyler sıralamasında ilk ona girer kesinlikle. hele ki konuşmayı sevmiyorsanız !!! geveze insanların en büyük özelliği düşündükleri her şeyi tek tek söylemesidir! yani yolda yürürken gördüğü her şey hakkında yorum yapar ve hiç susmaz hiç. anlasın diye hiç tepki vermezsiniz ama beyni konuşmaya o kadar odaklanmıştır ki hiç anlamaz sizin halinizi. siz artık kendi sesinizi bile duyamaz olursunuz. ilginizi çekmeyen o kadar çok şey anlatır ki dinlemeseniz bile beyninizde yankılanır sesi. başınız ağrır. kaçmak kurtulmak istersiniz ama o konuşur konuşur ve konuşur. suratının ortasına bir tane yapıştırasınız gelir ama yapamazsınız işte. hele de sesi inceyse!!!
düşmanımın başına bile gelmesin yani. o kadar vahim bir durum!
önerim odur ki eğer biri size tüm konuşmalarınız boyunca hııı evet hayır dan başka tepki vermiyosa biraz susun!
evet efendim. ülkenin iyiliğini isteyen yurttaşların hem fikir olacağı bir düşüncedir.
zaten chp ye oy vermeyen atatürk'ü anlamamış demektir. o zaman yaşamasına da gerek yoktur!
son günlerde yaşadığımız traji komik durumdur.
dns nin ne olduğunu bilmeyen masum internet kullanıcıları olarak dns ayarlarının ağzına sıçıp bi de üstüne programlar yükler olduk.
ağlar mısın güler misin? cumhurbaşkanının bile yasaklanan siteden sitenin yasaklanmasını doğru bulmadığını ifade ettiği günleri de gördük. adeta yasakceptionun farklı bir boyutu!
ha bi de şöyle bir durum var. şimdi twitter yasaklandı ama yine herkes girebiliyor.
cumhurbaşkanı da dahil. şimdi bunlar cumhurbaşkanınında ip adreslerini isterler.
ikizler burcunu en iyi acıklayan cumle. bu burcun insanlarının oyle bir ruh hali vardır ki; yurek dayanmaz.bir gun dusunun sabah hafif yagmurlu hemen ardından pırıl pırıl gunes ve sonra kar fırtına akabinde ilkbahar ruzgarları esiyor ılık ılık.iste ikizler burcu insanı da kendi ic dunyasında her gun bunu yasıyor! hani sorsanız neden böylesin diye verecek bir cevabıda yok. ama isin ozunde her halinin bi nedeni var.cunku bu burcun insanları her seyden cok cabuk etkileniyor ve direkt icsellestiriyor. mesela yolda yururken bir kopek gordu ve o kopegin uzgun oldugunu hissetti hadi bakalım buyrun cenaze namazına. ya da tam tersi. hic beklenmedik bi anda sevgi pıtırcıgına donusmusse bilin ki sizin hic farketmediginiz bir sey gormustur. dolayısıyla ikizlerin empati yetenegi cok gelismistir. ama gelin gorun ki bu empatiyi iyi yonde kullanamaz.
uzun lafın kısası ikizler olmak hic kolay degil. dengesiz olarak adlandırılırsınız ama isin ozu olayları herkesten hızlı kavrar ve ona gore davranırsınız. ki bu durumda dengesiz olan hayatın ta kendisi olur.
http://siyaset.milliyet.c....2012/1560567/default.htm
rte ' nin dillendirmediği ama aslında bize vermek istediği mesajdır. kürtaj meselesiyle zaten bir ön duyuru yapmıştı kendisi; şimdi ise linkteki haberle cilalamış oldu. hayır yani sevişmek günah mı? o zaman kısır olanlar hiç sevişmesin boş yere libido harcamaya gerek yok mu? çok kötü kıllanmaya başladım ben bu rte hükümetinden. yakında ne kadar işediğimizi de ölçerler; hatta sınırlama getirirler sonra işin yoksa tut çişini. bir yandan da seviniyorum çünkü suyu ısındı bunların azizim çok ısındı.
ahlaktan bahsetmek için gerekli olan özelliklerdir.
öncelikle metal müzik dinlemeyeceksin arkadaş ne o öylee pis pis ıyy!
mini etek giymeyeceksin. çocuklarının anası evinin kadını olacaksın . sonra bakarız yine durumuna.
......
evet bay gerizekalı. bu yazıyı tam da sana yazdım. sen o kadar karaktersiz bir mahlukatsın ki bu yazdığım kelimeler bile sana çok aslında. sen hayatımda gördüğüm en iğrenç en gereksiz insansın. bana karıştığın yoktu ama başkalarına yaptığın şeyler beni o kadar çok rahatsız ediyordu ki. ölmeni istiyordum ; evet yanlış okumadın ölmeni istiyordum. hatta tekrar tekrar arkadaşlara ''bu çocuk ölse gözümden bir damla yaş akmaz'' dediğimi bilirim. ki ben düşmanımın bile canının yanmasını istemem. ama sen düşmanım bile değilsin. o kadar itici ve riyakarsın ki midemi bulandırıyorsun. son sınıfta bir ay okula gelmemiştin bi ara o zamanlar o kadar mutluydum ki. lise hayatımın en huzurlu dönemiydi hatta. senden ilk ne zaman nefret ettim biliyor musun? sınıftan bi çocuğu tekme tokat dövmüştün. ve sınıftaki hiç bi erkek dur bile dememişti. aptal gibi korkuyorlardı senden. evet bende korkuyordum aptal gibi. ama farkettim ki o korkuyu biz kendi kendimize yaratmışız. sen beş para etmez b*k herifin tekiydin çünkü. insanım diye geçinip insanlığın i ' sini barındırmazdın bünyende. birinin eski sevgilisine sarkan oldu mu esip kükrer ama o eski sevgililerle sınıfın ortasında öpüşüp koklaşmaktan çekinmezdin. ve iğrenç kokardın. şimdi ölmeni filan istemiyorum tek dileğim yada bedduam diyeyim allah sana aynı senin gibi bi evlat versin. benim o kadar ahımı aldın ki başına geler her kötü şeyin sorumluluğunu seve seve alabilirim. ha bu arada bu yazıyı okuyor olma ihtimalin çok yüksek. seninde dediğin gibi sen tam bi döl israfısın...
bu başlıkların hepsini ve daha nicelerini sözlüğün öz ve öz yazarları açmış bulunmakta. eyvallah sözüm yok buna ama anlayamadığım bir şey var hayatında hiç yabancı uyruklu kadın tanımamış erkeklerin kendi memleketlisine bu kadar sarması nedendir? nedense türk kızları sadece rus kızlarla kıyaslanıyor. rus kızlara bi garezim yok ancak kıyaslanan durumun herkes farkındadır yani! endonezyalı kızlar vs. türk kızları , alman kızları vs. türk kızları şeklinde başlıklar olsa amenna. gerçekten şaşırıyorum. rus gibi kızlar mı istiyorsunuz çevrenizde ? o zaman niye en ufak bi serbestlik gördüğünüz kıza * etiketini yapıştırıyorsunuz. e malum serbest olmayınca ;kültürsüz , bağnaz , gerikafalı... oluyor bi anda kızlarımız. regl dönemi agresifliği bile sadece türk kızlarına özel. trip zaten türk kızlarının buluşu. evet yabancı uyruklu kadınlar tanıyan yazarlarımız elbette var. ancak regl dönemini çekecek kadar yakınlaşmış olanlar azdır kanımca. şimdi bi yandan tanıdığınız kendi memlektinizin insanı olan kız diğer taraftan nasıl bir şey olduğunu hayal ettiğiniz diğer kızlar. hayal tabi ki de her zaman daha güzeldir. ancak kurduğunuz hayaller yüzünden çirkefleşmeyin bu kadar ayıp ediyosunuz. yok efendim türk kızı sevişmeyi bilmezmiş. istese bile söyleyemezmiş. ya bi gel o değerli şeyiniz var ya hani * işte onun kendinizi bilmeye başladığınız andan itibaren korumanız gerektiği söylenip durduğunu farzedin. evlenmeden önce onu kullanırsanız başınıza gelecek felaket senaryolarıyla genç olduğunuzu yani. böyle bir tabu varken bırakın ilişkiyi o ilk sevgiliniz olan osbire yaklaşıyo musunuz acaba? yeter türk kızlarına yüklenmeyin bu kadar. kadının yeni yeni adı olmaya başladı bu ülkede ister kabul edin ister etmeyin. yıllarca hüküm süren bu erkek egomanyasının sonuçları sizin türk kızlarına yakıştırdığınız her şey. ama şunu bilin 'kadın' her zaman güçlüdür. gün gelecek o türk kızları cahildir yazan parmaklar esas cehaletin kimde olduğunu anlayacak.
geçen gün yolda yürüyorum. karşıma bir adam çıktı. sakallı cüsseli bir şey. bir kağıt vardı elinde. broşür filan zannettim ilk önce.(zaten suratım çok mu saf geliyor millete bilmem broşürdür , gazetedir; yardım tırıvırılarıdır hep gelip satmaya çalışırlar ;radarları var sanki benim yürüdüğüm tarafa bakmasalarda bi anda dönüp görüyorlar).küçük bir kağıt üzerinde karınca duası yazıyordu. bir anda elime tutuşturdu adam. lanet olsun ki yok almam diyecek kadar dirayetim yok. neyse işte çıkardım cebimdeki bozuklukları verdim. bu aralar para biriktirmem lazım fena halde bir liranın bile hesabını yapıyorken çıkarıp verdim nminibüs paramı adama. ama yaramadı. kağıt para ver diyor''allah rızası için''!adam babam yaşında ; öğrenciyim diyorum benimde param yok diyorum ikna olmuyor. çocuğu yaşında ki insana yalvarıyor. en sonunda vazgeçti. yürüyorum ama nasıl içimde volkanlar patlıyor. allahın duasını parayla satıyor yetmiyormuş gibi kağıt para ver diyor. gelde böylelerini sallandırma meydanlarda ibret-i alem için. kağıda baktım türkçesi de yazmıyodu zaten. içimde sayıyorum allahım sana inancım sonsuz duana da saygım sonsuz ama bu adamın yaptığı şerefsizlik. beni affet filan derken ezdim kağıdı elimin içinde. ve çöpe attım. bir daha olsa bir daha yaparım pişman değilim!
ne kadar kötü bir hale geldik. ağzına allah kelimesini alan yürütüyor işleri. vicdanında yaşayan ; iyisini kötüsünü kimseye açmayan kafir oluyor. yazık bu millete çok yazık. o adam duaları para ile satıp sevap işliyorsa; ben günahkar da olayım; kafirde olayım.
8 Eylül 2011;de Maraş 5. Zırhlı Tugay 1.Mekanize Taburunda askerlik yaparken öldürülen Eren Özel’in annesi Zeynep Özel oğlunun cinayetiyle ilgili Fırat Haber Ajansı;na mektup yazdı.
;Nedense hep bebekliğini hatırlıyorum bugünlerde. Kara gözlerin, tombul beyaz yanakların, alt çenende iki dişinle gül goncası gibi gülen ağzın; Hep bebekliğini hatırlıyorum bugünlerde nedense
Eren, askerde vurulmuş, dediklerinde Pirpirim döndü, Malatya döndü, Beydağları döndü, Fırat nehri döndü; Ben, hepsinin altında kaldım. Yavrum, sen hepsinin altında kaldın. Boğazıma bir taş, göğsüme koca bir kaya oturdu. Soluk alamadım. Almak da istemedim.
Bebeğim soluk almayacaksa, Pirpirim sokaklarında yürümeyecekse; Gülen gözleriyle, anne ben geldim, demeyecekseSokağın başından dayeeeeee, halteeeey, aneeeey diye seslenmeyecekse
Artık, yürüsem, soluk alsam, konuşsam neye yarar? Ayaklarım, her gün senin üstünü örten toprağa götürüyor beni. Soluğum, senin acınla ağıtlar söyletiyor bana. Göğüs kafesim dar geliyor senin acını taşımaya. Ölüm, beni de al, götür Eren;ime diyorum. Duymuyor sesimi.
Eren;im, babasız büyüdü. Eren;im okula çoğu gün aç gitti. Eren;im çocukluğuna, gençliğine doymadı. Gitme, dedim; Eren;im gitme. Sen daha küçüksün; vururlar seni. Sen Kürtsün; vururlar seni. Sen Alevisin, vururlar seni. Sen solcusun vururlar seni; Sen daha çocuksun, vururlar seni;
Siyasi hükümlü babanı ziyarete cezaevlerine gittiğimizde itilip kakılarak kendiliğinden öğrenmiştin bu ülkedeki yerini. Bu ülkedeki değersizliğini;
Borcumu ödeyeceğim, dedin. Ne almıştın ki borcun olsun? Babanı elimizden alıp seni babasız bıraktıkları mıydı sana verdikleri? Borcun, babasızlığın mıydı? Borcun, okula aç gitmen miydi? Borcun, okulunu yarıda bırakarak ayak işlerinde çalışmak zorunda kalışın mıydı? Borcun, köyünü sevmen miydi? Borcun, aileni, komşularını, akrabalarını, ülkeni sevmen miydi?
Eren yaşamayı severdi, neşeliydi. Yavrum süslüydü. Güzel giymeyi severdi. Kefeni de güzel giydirdiler yavruma. Daha 19 yaşındaydı. Nasıl kıydınız yavruma, ben saçının teline kıyamazken? Nasıl vurdunuz gözünden, ben öpmeye kıyamazken? Askerim, çocuk askerim, anan öleydi yavrum;
Vatan sağ olsun, demiyorum. Benim vatanım oğlumdu. Vatanımı öldürdünüz işte. Daha niye diyeyim sağ olsun vatanım, diye? Öldürdünüz vatanımı. Ölüler sağ olur mu?
Erenimi vurduranlar, sizin yavrunuz yok mu? Evlat sevgisi tatmadınız mı hadi evlat acısı tatmadınızsa da. Siz hiç gözünden vurulan, yüzünün yarısı parçalanan yavrunuzu kucakladınız mı? Ben indim mezarına yavrumun. Yüzünün, parçalamadığınız yanını öptüm. Ellerini okşadım, öptüm ellerini. Yüzünün sol yanı yoktu yavrumun.
Yavrumu vurduranlar, kardeşi kardeşe vurduranlar, siz hiç yavrunuzu toprağın altına koydunuz mu? Çocuğunuzun üstüne toprak attınız mı? Yavrum, diyerek taşı toprağı kucakladınız mı? Ben, artık, taşı toprağı kucaklıyorum. Eren;imin başucuna dikilen bir kalas parçasını öpüp okşuyorum. Artık, böyle yaşamak da istemiyorum.
bu başlığı her gün her gün kafama dank eden ve üzülmekten başka bir şey yapamadığım bir durum için açtım. malumunuz güzel ülkemde her şey çok çabuk değişiyor. yarın bu günden çok farklı olacak. şikayetçi olduğum durum tabi ki bu değil. ben her şeyin aynı doğrultuda değişmesinden şikayetçiyim a dostlar. ve o doğrultuyu ''onlar'' dediğim maalesef ülkenin yüzde ellisinin seçtiği insanlar belirliyor. o kadar tartışma programları oluyor ; muhalefet her gün çıkıp anlatıyor fakat boşa işte boşa. onlar nasıl istiyorsa öyle oluyor. geri kalan yüzde ellinin hiç bir önemi yok adeta. bildiğiniz üzre yoğun bir yasa değişikliği çabası var bu aralar tbmm ' de .bazı şeylerden haberdarız ve biliyorum haberdar oluğumuz şeyler buz dağının sadece görünen yüzü ; hiç açıcı değil maalesef bu yüz. zaten geri kalanlar hakkında tahmin yürütmek hiç zor değil. bir yandan 4+4+4 'ler bir yandan mit yasası ; kamuoyunu ortaya bir iki şey atıp oyalıyorlar ve arkada istedikleri her şeyi tıkır tıkır yürütüyorlar. ve daha da acısı o yüzde ellinin olan bitenden haberlerinin olmaması. zaten olsa yüzde ellilik gibi bir dilim oluşmazdı kesinlikle. burdan çıkardığım tek bir sonuç var. birinin elinde dinden bir ip var ve oynatıyor insanları kukla gibi. bir ilah; bir yüce insan silüetinde hükmediyor yıllardır. elinde dinden ip; arkasında cahil insanların verdiği güç durdurak bilmiyor. yazık olacak bu ülkeye çok yazık.
şahan gökbakar yüzde yüz saçma, seviysesi düşük esprilerle prim yapaya çalışan ve maalesef ülkemizde komedyen adı altında boy gösteren bir şahıstır azizim. kendisinde hiç hazzetmem . nasıl edebilirim ki? koca cüssesinin her santimetresine tüy yapıştırıp film yapan bir şahsın nesinde haz alınır? zaten hiç olmayacak polemiklere girmesi de ayrı bir durum onu hiç katmıyorum. ahmet hakan'dan tutun da halil sezai ' ye kadar öne çıkan her isme bulaşıyor; e hadi bunu yapiyosun bari işini doğru dürüst yap be adam. komik değilsin bunu bil ,fazlasıyla iticisin cut!
ergenlik; sözlükte bulunana her bireyin(hemen hemen)geçirmekte olduğu yada çoktan bitirdiği ; her türlü saçmalığa yol açan bir dönem. sorun zaten ergenliğin ne olduğu değil , benim garip ,isyankar , hayatın tüm yükünü omuzlarında zanneden halbuki yiyip içip s*çmaktan başka birşey yapmayan, gereksiz asilikler gösteren , ota boka sinirlenen ergenimin neden bu kadar dışlanmış olduğudur. tamam garip bir inasan formuna dönüşen bu şahısları çevremizde görmek bizi çok mutlu etmez. ama onları toplumun dışına itmek , ayıptır , günahtır.gelgelelim insanın kendini inkar etmesidir. o dalga geçtiğin o beğenmediğin insanlar var ya bir zamanlar sen de onlardandın. ki benim ergenliği çok pis geçen insanların böyle karalama kampanyalarını daha fazla destekledikleri konusunda bi hipotezim var . ne kadar doğru bilemiycem ama yani durup düşünmek lazım!
uzun lafın kısası hor görme yazar, benim ergenimi!
can bonomonun erevision a katılmasıyla birlikte sözlükte boy gösteren başlıkları görünce dayanamayıp açtığım başlıktır.bi türlü anlayamıyorum aynı milletten olmak için illa aynı dine mi mensup olmak gerekiyor?can bonomo sadece bir örnektir burda onu savunmaya gerçekten çalışmıyorum. zaten ortada savunulacak bir şey de göremiyorum.
sözlüğün yaş ortalamasını az çok tahmin edebiliyorum; yani genç nesil diye nitelendirilebilecek yazarların bu tarz düşüncelere sahip olması gerçekten üzüntü verici. erevision her ne kadar siyasi temellere de dayansa insanlar oraya sanatçı kimlikleriye gidiyor. neden hangi dine mensup oldukları bu kadar önemli?
her geçen gün biraz daha bölünürken ülkenin geleceği olan bizlerin daha yapıcı olması gerekiyor ; yoksa karanlığın içindeyiz zaten iyice diplere göçeceğiz!
edit:başlık çok açıklayıcı olmadı biliyorum ama verilen karakter hakkıyla bu kadar oldu.
bu konuda yalnız mıyım bilmiyorum bazen sırf meraktan bakıyorum da çok üzülüyorum ordaki kadınlara.bir sürü soru doluşuyo kafamın içine;
-bu kadınların anne babası yok mu?
-ama canları acımıyor mu?
-evlenseler çocukları olsa bıraksalar ya böyle işleri
gibi ve en ağır gelenide kadın orda kadın gibi değil işte yüzde yüz obje muamelesi görüyorlar.oysa kadınlar değerli.anne sıfatını taşıyan insanların orda bu kavramdan tamamen uzaklaşmış bi şekilde şişme kadın vazifesi görmeleri beni çok üzüyor.
genellikle sohbet muhabbetin gırla gittiği bi ortamda dikkat çekmek isteyen şahısların kendilerine ilginç gelen ama aslında hiç de ilginç olmayan bi konuya giriş yapma şeklidir...erkekler de görülme olasılığı daha yüksektir çünkü kız tavlamak için gerek ve yeter şartın sağlndığı ortamlarda dikkat çekmek gerekir. bu şekilde dikkat çekeceklerini düşünürler ama yok kuzummm sen kendinde ol yeter..
-o değilde ben de geçenler de işte....*
beyonce ve jay z nin bebekleri. doğduğu gün tt oldu. ileriki günlerde ıvy altını ıslattı ıvy ' in gazı var gibi tt lerle kendini gösterme ihtimali kuvvetle muhtemel olan bebek...
