bakar da bakar, arar da arar, ama yoktur. yıllar sonra sözlüğe girip "iki cümle bir şey yazıyım yahu" diye bir ümitle girilen sözlüğün içler acısı halini görür, kalitenin mi düştüğünü?, "yoksa hep mi böyleydi?"yi sorgulayan yazardır.
neden hep mavi siyah gibi renkler olsunki sorusuna verilmiş cevaptır bu moda.. mavi, lacivert normal bir renkte; mor, kırmızı mı abes? alışa gelmişlikle alakalı bir şeydir bu..
italyanca "oturma izni" demektir. kelime anlamları da zaten; permesso: izin, müsaade; soggiorno: kalmak anlamındadır. italya'daki tüm bürokratik işlemler gibi, bu belgeyi de alması hayli uğraştırıcıdır. hatta zulümdür. italya bürokrasisinin, Türkiye bürokrasisine benzemesinden mütevellit, kapı kapı dolaşır ve italya'da memurların çalışma saatini anlamakla beraber 2 ay içerisinde alabilirsiniz. ki bu oturma izni, diğer avrupa ülkelerinde 1-2 günde, hatta 2. sınıf avrupa ülkelerinde dahi 2-3 gün içerisinde alınabilmektedir. bu adamlar öyle rahatlarına düşkündürler ki, siesta saatlerini asla pas geçmezler. "Bugün git yarın gel"ler, "9'da gel, sıra al"lar bitmez, tükenmez. Bir de 9'da gel sıra al demişken aklıma geldi. 9'da gidip sıraya sadece bir sıra numarası almak için giriyorsunuz. ve bu sıra numarası geldiğinde 2 saat geçmiş oluyor. oh şükür sıra bana geldi derken, hemen sevinmeyin, bu sıra numarası meğer memurun vereceği sıra numarası içinmiş. sıra numarası almak için sıraya girip sıra numarası alıyorsunuz yani. o sırayı da 3 saat bekledikten sonra nihayet parmak izinizi verebilirsiniz. parmak izi vermekle bitmiyor tabi ama neyse uzatmayayım. belgeler italyanca olduğu için pek anlamıyorsunuz, inşallah bir belge unutmamışsınızdır, çünkü o kadar beklediğiniz heba olur.
başınızı sert bir cisme, demire vurmak veya bisikletten düşüp başınızı asfalta çarpmak, araba kazasında başınızı direksiyona, cama binimum sert cisme çarpmak suretiyle de olabilecek durumdur.