arkadaşlarla oturuyoruz. konu şu erkeklerin boğazındaki çıkıntıya geldi. adem elması! ben bu yaşıma kadar o çıkıntı elmasa benzetildiği için öyle denmiştir diye düşünüyordum. bunu söyleyince bastılar kahkahayı bastılar kahkahayı. sonra şaka yaptım hehe salakmıyım ben dedim. eve geldim hemen aradım sözlükte. gerçekten de elmaymış. okurken de utandım ama hala elmas düşüncesinin daha mantıklı olduğunu düşünüyorum. * adem elmayı yemiş boğazında kalmış saçmalık yani. ***
televizyondaki tatil reklemlarını izlerken, arkadaşlarınız birer birer yazlıklarını koşarken sözlük var buz gibi bira var daha ne olsun ehehe diyerek kendinizi kandırmaktır.
öğretmeniniz okula sevimli mi sevimli oğlunu getirmiştir. yağ çekmek amaçlı cileklikremsantinin ağzından şu cümle çıkıverir:
- ne kadar tatlı bir yarak! *
bu kadar rezillikten sonra aklımdan bişey geçiyordu özür dilerim demek. *
hiç unutmam, ilkokul öğretmenim yaz tatili için böyle bir ödev vermişi. hergün uyandım *, kahvaltı yaptım falan yazıyordum. hatta günler o kadar monotondu ki boş zamanım olduğunda açıp ertesi günün yazısını yazdığım bile oluyordu.
ama günlük tutmak güzel şeydir, ilk aşk, ilk dost ve yediğiniz ilk kazık,... yıllar sonra açıp okumanın verdiği haz bambaşkadır.