bilim adamları tarafından tarihte Türklerin ataları oldukları düşünülen, Türkçe konuştukları ve Türkler için diğer tipik olan özelliklere sahip oldukları bilinen, ama kendilerine "Türk" dedikleri kanıtlanamıyan tarihi halklara verilen isimdir.
satrançta ilk pozisyonel ilkeleri uygulayanlardan biri de Murphy'dir. Murphy'nin stilinde atağın merkez hatların açılarak başlatılmasını gözlemekteyiz. Murphy stili "early attacker" Andersen'i mağlup etmiştir. merkez, yedinci sıra, gibi kavramları literatüre ekleyen steinitz klasik okulu kurmuştur. ünvan maçında steinitzi mağlup eden lasker, "steinitz mağlup oldu fakat fikirleri kazandı" diyerek steinizt ilkelerinin önemini vurgulamıştır. en önemli temsilcisi siegbert tarrasch olan bir sonraki kuşak klasik okulun ilkelerini modernleştirmek iddiasıyla ortaya çıkmıştır. ne var ki bir takım yazarlara göre "modern görüşler aslında çok da modern değildi". dolayısıyla nimzovic'in adını büyük bi tevazuyla "mein system" koyduğu eseri ve richard reti'nin "büyük ustalar modern görüşler" kitaplarında oldukça sıradışı görüşler geliştirilmiştir. hipermodern okul, öncelikle merkezin doğrudan değil dolaylı denetimini öngörmüştür. "büyük" alekhine, "e4 ten sonra beyaz son demlerini yaşar" diyen breyer, tartakower, nimzowic ve reti bu okulun en önemli temsilcileridir.
Dünya satranç şampiyonluğunun ilk dönemlerinde ünvan kaybeden şampiyonların hızla düşüşe geçmelerinden dolayı boksörler için söylenen "they never come back" satranç ustaları için de söylenmekteydi. Ancak 1935'te ünvanı kaybeden Alexander Alekhine 1937'de ezici bir skorla şampiyonluğu geri almış ve ölene kadar şampiyon kalan tek usta olmuştur.