an itibariyle programa katılan gökçe 'nin kendi şarkısı tuttu fırlattı parçasını söyleyememesi durumu vuku bulmuştur dumurun zirvesinde tek başıma mıyım. *
kpss'den 91 alıp memurluk bana göre değil diyerek özel sektöre atılmış ve pişmanlığını cümle içinde kullanamayan, içine atan biri iseniz emin olun her sabah aklınıza gelen ilk şey aklınıza ettiğiniz küfürdür. kurduğunuz ilk cümle ise s*kecem işini olarak özetlenebilir.
Osmanbeyde oturan bir öğrenciydim fakir ama gururluydum, yaşadığım mevki itibariyle çıkan her olayda ciğerime dolmuş ve ''eve gelirken ne alıyım'' sorusuna ağlayarak verdiğim ''2 ekmek kap gel hacım'' cevaplarıyla cümle içinde yaşadığım geniz ve ciğer yakan kimyasal.
iki seçenek vardır ki normal karşılansın. ilki borç isterken olur ki normaldir, ikincisi ise hacı bana falan kızı ayarlasana derken yaşanan arıza durumudur. Bu ikisi haricinde pek bir garip kaçar vesselam.
349. kısa dönem tertip olup hali hazırda 43 gün saymak üstüne bir de havacı olmak bu başlığın altında pek bi kıymetli sanırım. ha biletlerimiz askerlik hazırlığı içinde olması ayrıca heyecan veriyor insana. Bu arada (bkz: ben mi) 157 sayıyım swh.
Fatih At pazarı meydanında tarzıyla yerini vazgeçilmezler arasına yazdırmış nezih bir kafedir efenim. Aynı zamanda üst katında bulunan kütüphanesi sessiz ve güzel bir çalışma ortamına imkan tanımakla beraber taze ve sıcak çayınızı yudumlayarak kitap okumanızı mümkün kılmaktadır. Kısaca Beyrut candır efenim, tavsiye edilir
sarkozy *'nin yoğun uğraşlarıyla fransa parlemantosunda kabul edilen ermeni soykırımını inkar yasağı ---yani ''soykırım yapmamıştır bu türkler, adamlar gittiği topraklarda bizim gibi kan dökmemiş,inşaa ettikleri mimarileriyle sanata ve eğitime odaklanmış, dillerini veya dinlerini fransanın cezayirde ya da ingilterenin hindistanda yaptığı gibi zorla dikte etmemişler demek'' yasak şu anda fransada--- ile çıldıran birkaç türk çıkabilir her an ve sanırım sarkozy'i sokakta görseler pek memnun kalmayacaklardır. yine tahminlerime göre bazıları ise sokağa çıkmasını beklemeyebilir. bu durumda sağlam bir planla sarkozy'nin değersiz kanını akıtma arzusunun oluşturduğu olasılıktır efenim. haa bu suikast mı olur bana göre hayır bu durumda katli vaciptir. *
Yenilenilebilir enerji kaynaklarının ve enerji tasarrufunun ön planda tutulduğu bu binalarda, ısıtma ve havalandırmada kullanılan enerji yarı yarıya düşürülebiliyor.
Yeşil mimari ile ilgili ilk araştırmalar yaklaşık 40 yıl öncesine dayanıyor.Bu süreç zarfında gerçekleştirilen çalışmalar, yeşil bina kavramının giderek daha akla yatkın hale gelmesini ve uygulamada çok daha başarılı projelerin oluşturulabilmesini sağlamış efenim.
-Kentsel yaşam alanlarına değer katması
-Binanın değerini artırması
-Yapım aşamasında doğal çevre tahribatının en aza indirilmesi
-Temiz teknolojilerin kullanımı ve geliştirilmesine ortam sağlaması
-Hafriyat ile ortaya çıkan atık malzemenin değerlendirmeye alınması gibi özellikleri ile tercih edilmektedir.
Sanıldığı gibi ileride sırf metal evlerde yaşanılmayacağının aksine insanoğlunun doğaya yeniden kucak açmasının ilk adımıdır bana göre yeşil binalar.Bitirme projem olmasıyla da ilgimi bir hayli cezbetmiş bir konudur.
Konya'nın Seydişehir ilçesinde bulunan ve birincil alüminyum üretimi yapılan -yani madenden çıkarılan boksiti alümina, alüminayı da elektrolizhanelerde sıvı alüminyum olarak üreten- türkiyenin ilk ve tek tesisidir.Yerel halk tarafından etibank olarak adlandırılmaktadır.Örneğin ;
- Oğlunuz ne işle meşguller efenim ?
+ Etibank'ta çalışıyor .
... gibi
Yumuşak çelikler 270-350 dereceleri arasında şekillendirilirlerse küçük çaplı atomlar hızlı bir şekilde yayınır. Yayınan atomlar dislokasyonları kilitleyerek malzemenin akma sınırı noktasını yükseltir. Dolayısıyla malzeme daha gevrek davranır. Sözü edilen sıcaklıklar arasında çeliğin aldığı renk mavi olduğu için bu olaya mavi gevreklik denir.