sevgiliniz güzeldir, hoştur ama ikiniz aynı dili konuşamıyorsunuzdur. o sizi yanlış anlar, siz onu yanlış anlarsınız. kötü bir durum oluşur. tek çare ayrılmaktır.
ayrılırsınız, derin bi oh çekersiniz ama sonradan sonraya ne hoş kızdı lan dersiniz.
döneminin iki süper gücünden biri olan sasanileri yıkıp, diğeri olan roma'ya yürümüş; endülüs'te -şimdi bile yakalayamayacağımız kadar- ileri bir medeniyet kurmuş; müslümanların gönüllerinde derin izler bırakmış emevilere hayran yazarların birliğidir.
türklerin islam bayraktarı olduğunu zanneden mal hezeyanı.
yüz sene öncesine kadar vatandaşa "türk müsün?" diye sorduğunda "haşa. müslümanım." diyordu.
mümtaz'er türköne soyadının hikayesini anlatmıştı. o zamanlar türklerden imam çıkmadığı için imam dedesini "türk imam" diye çağırırlarmış. yani türk ve imam olmak lakap değerinde bir şey.
siz daha türk-islam sentezi?
edit: eksiliyorsun da ne cahilsin.
arkadaşım.
haçlılar, kudüs'e giderken türk topraklarından elini kolunu sallaya sallaya geçti mi? geçti.
haçlılar, kudüs'e saldırırken, iki farklı kaynağa göre 500 ya da 4000 "türkopol" aldı mı? aldı.
parasını peşin verdiğimiz için 17 aralık sonrası cemaat dershanesinden almadığımız kardeşim bu yıl tercih yaptı. tüm tercihleri, yakınlardaki anadolu liselerinden ibaretti. hatta açıkta kalmasın diye yüzdesinin iki katıyla alan okulları yazdık. tercih ettiği okul türleri sıralamasında en üstte anadolu, en altta imam-hatip vardı. ilçelere de en yakındakileri yazdık. zaten meydana beş dakikadan kısa bir yürüme mesafesinde ikamet ediyoruz.
nereye yerleşti? evden kilometrelerce uzakta bir varoş mahallesinde skindirik bir imam-hatip lisesine. şaka gibi amk. gelmesi en zor yer herhalde.
konuştuğum herkes, yerleştirmeleri saçma buluyor. hatta bu fişlenme ihtimali diğerlerinin de aklına gelmiş.
kürt olmayı devlet nazarında nasıl eziyet çektirilmesi gereken bir hale getirdiyseniz, adamın dedeleri devlet tarafından türk zannedilmek için neler yapmış...
mk'nin yanlışları hakkında konuşurken bu sığ lafı etmesine dayanamaz, bir tokat çekersiniz. kemoş yere düşer, ayağınızdaki postalı görür ve tabiatı gereği yalamaya başlar. tiksinip bir tekme atarsınız, kemoş kendine gelir ve "asker değildi ki bu, neden yaladım yea?" der.
siz de postalı kemoş salyasıyla kirletilmiş biri olsanız da alnı "ak" ve başı dik şekilde yolunuza devam edersiniz...
edit: mk şeklinde kısaltılan şeyleri de bilmiyosunuz...