16 kasım itibariyle soykırım yapan insan ırkına karşı başlatılacak mücadeledir. kesilmemek için kendilerini yollara atan sahiplerini tekmeleyen, boynuzlayan hayvan halklarının onurlu direnişidir.
(bkz: faşizme karşı omuz omuza)
hayvan halkının haklı sloganıdır. kaçan danalar inekler göreceğiz yine zulme karşı direnen kurbanlıklar. sahiplerini boynuzlayan boğalar göreceğiz inanın çocuklar gün gelecek hayvanların onurlu mücadelesi sonuç verecektir.
kurbanların isyan etmemesidir. insanların bayramında kesileceklerini fark etmemelerindendir. fark edip bu durumu sorgulamamalarıdır. üzüntü verici bir durumdur. insanlık tarihinde zulme karşı ne büyük isyanlar olmuştur. danaların koyunların develerin de bu zulme isyan etmesini istiyorum. keşke yarından sonra kurbanlık hayvanlarla kasaplar arasında çetin bir mücadele başlasa.
gündeme verdiği demeçte m. karayılan şöyle demiştir:
"TOKAT EYLEMi iDDiALARI iNSAFSIZLIK
Bazı kesimler açılımın Tokat eylemi provoke edildiği edildiğini ileri sürdü. Özellikle liberal demokrat çevreler tarafından hareketinize karşı geliştirilen bu tavrı nasıl görüyorsunuz?
Bazıları 'açılım Tokat eyleminin duvarına çarptı' diyorlar. Bu kadar insafsızlık, bu kadar körlük, bu kadar çifte standartlı olunamaz. Birileri Kürt sorununun çözümünden yana olduğunu söylüyor, kendisine liberal demokrat adını takıyor daha sonra da 'PKK bu yedi askeri vurdu, ben artık bundan sonra da PKK'ye karşıyım, tutum değiştirdim' diyebilmektedirler. Ben onlara şunu söylüyorum; bütün bu eylemsizlik süreci boyunca şehit düşen seksen arkadaşımız can değil mi? Sayın demokrat bey efendiler Kürt gerillaları da insan değil midir? Sadece Türk askeri mi insandır? Siz neden her gün genelkurmay gerillaların şahadetini basına açıklarken böyle bir tepki göstermediniz? Daha 4 Aralıkta Cudi'de iki arkadaşımız gencecik Zafer ve Harun arkadaşlar, yine Gabar'da bir arkadaşımız şehit düşmedi mi? Bir ay önce Çukurca'da sekiz arkadaşımız şehit düşmedi mi? Siz o zaman neredeydiniz? Açılım gitmiş, Tokat duvarına çarpmış, deniliyor. Bu kadar demagoji, gerçeklerin bu kadar çarpıtılması durumu da olamaz. Aslında biz bu zihniyetin altında hakim ulus anlayışının yattığını iyi biliyoruz. Kendisine ne kadar solcu, demokrat dese desin özü itibarıyla bu tutum hakim ulus zihniyetinin dışa vurumudur. Bu zihniyette ezilen ulusu insan yerine koymama vardır. Her ne kadar 'çözüm istiyoruz, baskı olmamalı' denilse de bilinçaltında ezen ulustan bazıları ölebilir ama önemli olan devlet güçleridir, yaklaşımı söz konusudur. Ben bu tür çevre ve kişileri bu konuda vicdanlı davranmaya, samimi olmaya ve çifte standart tutumları bırakmaya davet ediyorum. Bu kadar arkadaşımız şehit edilmiştir. Yine Önderliğimiz çirkefçe yöntemlerle işkence sürecine tabi tutulmuştur. Hergün sokaklarda Kürt gençleri öldürülmektedir, buna ses çıkarmamaktadırlar. Askere karşı bir tepkisel çıkış olduğunda avazları çıktığı kadar bağırmaktadırlar. Peki ya DTP'nin kapatılmasına ne diyeceklerdir? Açık ki Kürt halkına karşı 'demokratik açılım' adı altında bir saldırı vardır. Biz bunu nasıl görmeyelim? Siz istediğiniz kadar bu söylemleri süsleyip, topluma farklı yansıtın biz bunları görüyoruz. Dolayısıyla Kürt halkı ve dostları bu tür demagoji ve propagandalara kanmayacaktır. Gerçekler ortaya çıkmış bulunmakta ve artık Kürt halkı da kendisini savunmak durumundadır. Siz illa bir savaş sürecini mi dayatıyorsunuz? Kürt halkı buna karşı da bu süreçte kendisini savunabilecek güce sahiptir. Pratik bunu da gösterecektir.
TOKAT EYLEMiNDE MERKEZi BiR PLANLAMA YOK
Peki gerçekleştirilen bu eylemi nasıl okumak lazım? HPG bundan sonra buna benzer eylemler gerçekleştirebilir mi?
Eylemi HPG açıkladı. Eylemin yanlış yansıma durumu da oldu. Eylem Dersim eyaleti değil, Dersim sahası kapsamındaki Karadeniz eyalet güçleri tarafından yapılmıştır. ilgili birim kendi inisiyatifiyle yapmıştır. Merkezin bu konuda herhangi bir planlaması söz konusu değildir.
TETiĞE BASMAYACAĞIZ AMA TETiKTE BEKLEYECEĞiZ
Genel olarak gelişmeler karşısında sürece ilişkin tutumumuzu şu biçimde netleştirebilirim. Biz tetiğe basmayacağız fakat tetikte bekleyeceğiz. Daha doğrusu mevcut gelişen saldırılar karşısında tetikte olmak zorundayız. DTP'yi bile yasaklayan zihniyetin özgürlük hareketine nasıl yaklaşacağını kestirmek zor değildir. Bir imha planının gündemde olduğu açık ortadır. Bu açıdan dakik ve her türlü olasılığa hazır olmak zorundayız. Her koşul altında saldırılar karşısında Kürt halkı da meşru müdafaa hakkına sahiptir. Biz sürece bu çerçevede yaklaşmak ve süreci izleyerek ona göre tavır geliştirmek durumunda olacağız.
Sen saldırırsan elbette ki savunma olur, misilleme hakkı vardır. Bu süreci geliştiren kişiler bunu düşünsünler. Onlar yaşananlardan sorumludur. AKP hükümeti sorumludur. O imralı zindanını yapan anlayış sorumludur. O ölüm çukurunu yapan anlayış sorumludur. Sürecin giderek şiddete doğru kaydığı ve bu konuda bizim barışçıl çabalarımızın şiddetle karşılandığı, özellikle AKP hükümetinin çok pişkince hem bizi tasfiye etme söylemi hem de Kürtleri kazanma girişimi gibi karşısındakini adeta aptal yerine koyma tutumu süreci bir çıkmaza götürmüştür. Bu da beraberinde ister istemez farklı bir sürecin boyutlanmasını getirecektir."
türk cumhuriyetini ve türk istiklalini muhafaza ve müdafa etmek...(sonsuza kadar)
Benim naçiz vücudum birgün elbet toprak olacaktır,
Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır
diyerek muhafazakarlığın hem fizik bilmine hem sosyolojiye nekadar ters düştüğünü anlamamızı sağlamıştır.
her devrim ilericidir, sonra iktidar sevdası kurucu kadroları gericileştirir.
edit: bu yazıdan anlamayan bünyelere açıklayayım m.k. tabi ki t.c. nin sonsuza kadar yaşamayacağını biliyor. insanların bilinç altına bir iktidar yerleştirmek uğruna nasıl bilim dışı konuşabileceğini söylüyorum.
bunlar kürtleri savunduğunda bölücü derler. hadi diyelim "toplumsal refleks" anlayadık.
lakin hakkını isteyen emekçilerede laf edilmez ki be kardeşim. madenlerde tersanelerde ölen işçiler var demir yollarında bok gibi çalışan kamu emekçileri var. faşist olsan bile hani türk halkı dersin benim vatandaşım dersin üzülmesin ırktaşım dersin. bu siyasi görüş değil düpedüz mallık.
kurumlar sosyolojisinin ilk kuralıdır hiçbir kurum sonsuza kadar yaşayamaz. işlevi ortadan kalkınca kurumda yok olur. t.c. ulus devletinide var eden unsurlar kaybolunca t.c. yok olacaktır.
ne kadar iyi niyetle anlatmaya kalksamda devletin, beyinlere yerleşmiş olması sonucunda kimse mücadeleyi anlamak istemiyor. sanki herkes refah içinde yaşıyormuş veya devletin var olduğu herhangi bir düzende refah içinde yaşamış gibi insanlar devleti kutsuyorlar. birde devletlerine ataları gibi bakıyorlar. türk devleti , kürt devleti , ingiliz devleti... devletin bir milletinin olması mantıken yada ontolojik açıdan,
tarihi açıdan mümkün müdür? devletin var olma sebebi mülk iken nasıl devlete bir ulus ismi koyulabilir? devlet sadece patronlar için varken nasıl ezilenler onu kutsayabilir?
evet. kürtlerin savaşı devletledir. bu savaşa türk kürt halkları beraber katılmalıdır. memurlar greve çıkıyor bakın sonra işçiler tersanelerde madenlerde üç kuruş için ölmeye devam ediyor. travestiler öldürülüyor. Bu özgürlük kavgası tek bir halkın üstüne bırakılamaz hepimizin ortak düşmanı rantçılardır. ezilenlerin dili dini olmaz.ben inanıyorum ki hiç bir kürt kardeşimiz bu türkler ne kadar kötü insanlardır demiyordur. ezilenler arasındaki savaş herzaman iktidarların işine gelir asıl oyun burdadır.ezilenler güçlerini boşa harcıyorlardır.
edit: hiçbir türk insanı komşusu kürtçe konuşuyor diye komşusuna saldırmaz ama bunu devlet yapar nasıl devlet aklıyla bunu özdeşleştirebiliyorsunuz?
babalar kızar o erkek evlat diye.benimkide kızdı hemde çok ama gizlice oynamışlar.
oynarlar tutamazsın.
bide yamultmuşlar allahsız oynuyorsun bari yamultma kesin sizinkiylede oynamışlardır.
çişinizi sokağa edince polis ceza yazıyor. bu osmanlıdan kalma bir gelenek yamuk pipililerle dolmuş osmanlı çişleri adam gibi toprağa yapamayanlarla. milletin evlerine işemişler ondan toplum bunları yasaklamış.
kimsenin pipisiyle oynamasalardı böyle olmayacaktı. işlerimiz yamuk gitmicekti.vatan hainleri.
bişeyler için çalıştık olmadı işte kimse beyenmedi ipsiz sapsız in cin simidimi aldı oynadı şeklini beyenmedi tuttu kare yaptı yüzüm değişmedi şeklini beyenmedi tuttu çaya attı
bölük pörçük platon oku
kese dolu ağzı boş kalktı bokuma bastı yani istediğim hiç bişey olmadı. düşen simit bunun of'udur. kolay gelmesin bana gelmediğine göre sizede gelmesin.
metin kemalin bahsettiği devletin medyanın ordunun insanları çiğ et yiyen köpekler haline getirmesi sonucu oluşan kitledir.
öyle bir kitledirki bu askerde kestiği kulaklarla cinsel organlarla patlattığı kafalarla övünür. korkunç.
(bkz: tc amerikan çin rusya afganistan ermenistan vb orduları)
modernizmin yarattığı ulus devletlerin bir tanesidir.andıda şöyledir:
atam izindeyiz kurduğunuz asker polis devletini sonsuza kadar yaşatacağımıza and içiyoruz.
ulus devlet yaratmak için bütün disiplin dışı unsurlara inkar ve imha politikasını sürdürmeye and içiyoruz.
iktidarı elde tutabilecek kadar laik kalmaya and içiyoruz.
hukuku askeri jandarmayı ve polisi güçlendirerek şirketlere ve ağalara karşı çıkan tüm işçi, köylü, öğrencilerin en katı şekilde cezalandırılmalarına sebep olacağımıza söz veriyoruz.
yeryüzünde ki hiç bir silahlı probaganda(illegal) örgütünün kıymadığı kadar cana kıyan bir örgütlenme biçimini tanımlamak için yapılmış bir haklı önermedir. özellikle ulus devletler.
gelecekte türkiyede durum çok kötüdür. ama nasıl oluyorsa türkler en gelişmiş robot insanı yaparlar(atatürkü) bide üstüne zaman makinasını bulurlar.onu türkiyenin o kırılma anı olan kurtuluş savaşına gönderirler türkiyeyi kurtarsın diye. osmanlı arşivinden çıkarttığım bu nadide bilgiyi insanlarla paylaşmanın vakti geldi.
23 ekim de izmirde olan yürüşe katılım çok düşüktü. ispanyalı bir grubun başını çektiği yürüşe küfür edip saldıranlar yürüyenlerden fazlaydı ve ben yine izmirin ne kadar statükocu bir memleket olduğunu anladım.
Hükümetin küresel kapitalist çıkarlar nedeniyle başlattığı açılımlarla gönderme yaptığı lakin açıkça ifade edemediği önermedir. T.C. nin diğer statukocu kurumlarının da bu payı akp ve tayfasına bırakmak istememelerinden hala inkar ettikleri önermedir.
Şehit aileleri : "pkk'lıları nasıl serbest bırakırlar çocuklarımız boşuna mı öldü."
devlet : "eee kem küm hebele hübele"(evet o zaman yurt içi sömürü düzenini savaşla kurabildik, şimdi küresel pazarın kalbi orlarda atıyor.pkk'yı alt edemedik uzlaşmak zorundayız. evet çocuklarınız bok yoluna gitti.)